Mürşide ASLAN

Unutmayalım, alışmayalım, kabullenmeyelim

Mürşide ASLAN

Güzel şeyler yazmak istiyorum aslında;

Hayata dair, 

İnsana dair,

Umuda dair, 

Geleceğe dair.

Ancak, mahallede yangın varken başka gündemlere kafa yoramıyor insan.
Nereye baksam korkudan zangır zangır  titreyen çocukların görüntüsü. Yaşadıkları dehşetin, maruz kaldıkları zulmün ortasında ölüm ne ki… 

İyiye gitmeyen bir dünyada her gün yeni trajedi, yeni acılarla yüzleşiyoruz. 35 milyondan fazla çocuğun yerinden edilmiş, ailesinden koparılmış bir şekilde yaşadığını okuyorum haberlerde. Kanım donuyor. Bu çocukların zayıf bedenleri her türlü istismara sunuluyor çocuk tacirleri tarafından.  Kimi yerde yasalar çerçevesinde (ne yazık ki), çoğunlukla yasadışı olarak sermaye yapılmakta. Çoğunun akıbeti bilinmiyor. 

Gazze’ de aleni soykırım işleniyor. Bizim kaderimizde de bir soykırım seyircisi olmak varmış. İslam coğrafyasının Cem Sultanları esaret altında demişti Mehmet Görmez Hoca. O yüzden insan eliyle değişebilecek, düzeltilebilecek hiçbir şeyi düzeltemiyoruz. Halklar olarak ‘’Allah’ın yardımı ne zaman gelecek !‘’ deme çaresizliğinde boğuluyoruz.

Dini, milliyeti ne olursa olsun dünyanın dört bir tarafında insanların ayaklanması, kitlelerin sokağa dökülmesi, hükümetlerini protesto etmesi bu zulmü durdurmaya yetmedi. Belli ki bitmesi istenmiyor. Belli ki yeni dünya düzeni için bu kaos daha da büyümeli. Her yerde ölüm, her yerde zulüm, her yerde korku empoze ederek kontrolü ellerinde tutma yöntemleri. 

Bir taraftan bu kitlesel ayaklanmaların, vicdan sahibi insanların Filistin’in sesi olması, kalplerini Kuran’a yöneltmesi içimizde ilahi hikmet arayışlarına sevk etse de, takatimiz sabrımızı desteklemiyor. 

Biz bize emredilene göre yaşamayı, yapmamız gerekeni yapmayı beceremedik. Aklımız ve donatılarımız zulmü yok edecek özellikteydi oysa. Yaratılışımız ve yeryüzüne halife kılınışımız o misyonla hareket ettiğimizde anlam bulacaktı. 

Dar kalıplar içerisinde basit hesaplarımızı dert sanarak birbirimizi yok etme, birbirimizi hedefe koyma, linç etme ihtirasımızı bile yenememişken Gazze için, mazlum halklar için samimiyetimizi bir kez daha gözden geçirmek gerekir.

Hal böyle olunca da;

Bizim gücümüz yetmiyor.

Bir mucize bekliyoruz, bir umut, bir ilahi el…     

Utana sıkıla, bir kez daha biz yine senden bekliyoruz Allah’ım.
 

Yorumlar 1

Yazarın Diğer Yazıları