Mürşide ASLAN

Kardeş Kavgası

Mürşide ASLAN

Yeryüzünün ilk çocukları.

Bir anadan doğan kardeşler  ‘ Kabil ile Habil ’.

Kabil çiftçilikle uğraşır, Habil ise çobanlık yapar. Bereketli bir yıl olmuştur ikisi içinde. Bereketin teşekkürü olarak Kabil o yılki hasadın bir kısmını bağış olarak sunar. Habil ise koyunlarını kurban eder Allah için. Habil’in kurbanı kabul edilir ancak Kabil’in ki kabul edilmez. Kabil’in kurbanının kabul edilmeyişi kardeşine karşı her daim içten içe beslediği kin ve düşmanlıktır. 

Adağının reddedilmesi Kabil’i zaten haset ettiği, kin beslediği kardeşine karşı daha da hiddetlendirir ve onu öldüreceğini söyler. Habil ise  “ ancak takva (günahtan sakınan) iyi niyetli, samimi insanların adaklarının Allah katında kabul edileceğini söyler”. 

Bu uyarıda kendine getirmez Kabil’i ve kardeşini öldürür. 

Yeryüzünün ilk cinayeti bir kıskançlık uğruna işlenmiştir.

Yeryüzünde kötülüğün miladı gibi dursa da bu olay, aslında her şey İblis’in Adem’e secde etmemesiyle başlıyor. Emir en yukarılardan gelmesine rağmen, İblis’ te neyin ne olduğunu bildiği halde, kıskançlığın ve hırsın aklın önüne geçmesine mani olamayarak zulmün başlamasının yolunu açmıştı.

Hırs ve kıskançlık, insanın akli melekelerini çalışmaz eder. 
Öncesini unutturur, sonrasını düşündürmez.
Hem kendine hem etrafına zulüm ettirir. 

Kişinin hırsı ve kıskançlığı raydan çıkarmışsa, her şeyi yakıp yıkmaktan, haksızlık yapmaktan, pervasızca davranışlarda bulunmaktan hiçbir zaman çekinmez.

Sağduyu devreye giremez, girse de kötülükle mücadelenin yolunu bilmiyorsa harcanır gider…

Dostlar, işte geldik ve gidiyoruz…
İçinden geçerken hayatın, bizim için takdir edilmiş olan ne varsa ancak onu yaşıyoruz. 

Bir yarış pistinde değiliz. 

Ne şekilde biteceğini bilemediğimiz, “bir saniyesine bile hükmedemediğimiz” hayatımızın huzurunu kıskançlıkla tarumar etmesek, kin ve hasetle kalbimizin ritmini bozmasak ne olur?

Hayallerimiz ve hedeflerimiz olsun, bir planımız programımız olsun elbette. Umudumuz olsun,  Yarınlarımızı düşünelim, peşimizden gelenlere açtığımız bir yolda olsun. Ancak umudu hayalleri, iyi niyet örgüsünü paslandıracak duygulara yer olmasın…

Betül Erbaş’ın deyimiyle,

Ne zaman nihayete ereceğini bilmediğimiz bir hikayenin sonunda kazanmayı beklerken kaybedenlerden olmayalım.

Zira insan hakkı ödenmesi zor bir haktır…
 

Yazarın Diğer Yazıları