Gönül NART

AN'LI ŞAN'LI AİLELER

Gönül NART

Aile sorunlarıyla gelen danışanlarıma sorarım: “ailenize bir isim vermek isteseydiniz bu isim ne olurdu?” “Fitne-fücur ailesi” demişti bir keresinde bir danışanım. Bir diğeri “Kargaşa  ailesi”, bir başkası: “Mutsuz insanlar ailesi” demişti. Yıllardır daha bir çok isim ve tanımlama duymuşumdur. Sizin ailenizin ismi ne olurdu acaba? Sizin ailenizi tanımlayan temel değerler ne olurdu? Hiç düşündünüz mü? Hadi biraz düşünelim o zaman. Peki genel olarak toplum yapısına baktığımızda nasıl bir aile tablosu çıkar karşımıza?
      Şöyle biraz televizyon kanallarında dolaşalım… Diziler, yarışma programları, reality şovlar, evlilik programları, reklamlar, haberler… Tüm bu unsurlarda gösterilen, tanımlanan, ya da modelmiş gibi sunulan ailelere bir bakalım mı? Bu arada reality şov deyince Müge Anlı’yı anmadan geçemeyeceğim. Zira bu konuda kendisinin anlı şanlı bir geçmişi ve süreklilik arzeden reytingi var! şimdi kocaman bir büyüteçle ya da yakın gözlüğü ile baksak; özellikle bu ve bunun gibi “acı soslu” şovlarda nasıl aileler var? İyice yaklaşın ekranlara… Bir bakın bakalım bu aileler nasıl görünüyor. Bu aileler kim? Hangi toplumun insanları? “Her nerede yaşıyor ve yaşatılıyorsa” bu aileler bizim toplumumuzun aileleri. Hepimiz bu aile tablolarına bakarak ülkemiz adına karamsarlık yapmakta haklı mıyız acaba? Bu aileler aslında “acılı, kederli, mahzun ve de yardıma muhtaç” oldukları için böyle programlara malzeme oluyorlar değil mi? Nasıl aileler bunlar bir bakalım: Kin, nefret, cinayet, aldatma, hırsızlık, yolsuzluk peşinde koşan, psikolojik rahatsızlıkları olan; aile içi her türlü şiddetin, istismarın, ihmalin yaşandığı, katilin kim olduğunun bilinmediği; kimin eli kimin cebinde belli olmayan, namus, ahlak, inanç gibi değer yargılarının olmadığı aileler gibi görünüyor. Yani birileri dese ki; “bize toplumun en alt tabakasından aileler bulun, herşeyi para uğruna kabul edebilecek, her türlü suça karışabilecek, duyarsız, şuursuz, eğitimsiz bireyleri olsun” bu programlardaki aileleri hemen göstere bilirdik. Ne acı değil mi? Peki bunlar bizim ülkemizin ailelerini mi temsil ediyorlar? Yabancı biri ya da başka ülkede yaşayan vatandaşlarımız izlediğinde kimi  ve de neyi görüyor?
      Toplum mühendisleri bir proje olarak belli bir aileyi işaret etseler nasıl bir kalıp çıkarırlar diye düşünmeden edemiyorum. Şimdi aile terapisi açısından bakmak istiyorum bu tabloya. Biz aile terapistleri aileleri incelerken; normal bir ailede olması gerekenlere bakarız. Özellikle aile terapisinin teorisyenlerinden olan Murrey Bowen’ın “aile sistemleri”ni oldukça dikkate alırım. Danışanlarımın aile sorunlarını değerlendirirken de bu örüntüden yararlanarak psikoterapi yapmaya çalışırım. Aile bir sistemdir. Daha doğrusu her ailenin bir sistemi vardır. Aile geleneği, ritüelleri, aile mirasları vardır. Aileyi oluşturan üçgen ilişkiler vardır. Aile içi iletişimde bütün bunlar çok önemlidir. Her şeye tek tek bakarız.Sistemi bozan unsurlar, etkiler nelerdir diye. Çok da yorulmayız; hemen tablo ortaya çıkar. Ailedeki yaşam döngüsü, krizler, koridorlar, geçitler nasıl atlatılmış bakarız. Yani bu durumda her aile özeldir, kendine has gerçekleri ve bağlantı noktaları vardır. Bunları bozmamak lazım. Aile bağlarını yok eden, tahrip eden her şeyle mücadele etmek lazım. şimdi asıl soru şu: “Bizi ve ailemizi yansıtan tablo hangisi?”
       Bir suya herhangi bir kanaldan atık karışmış ve de su kirlenmişse; sağlığımızı tehdit ediyorsa ne yaparız? Numuneler alırız. Suyun en kirli olduğu yerden, suyun ana kaynağının olduğu temiz yerden, nispeten kirlendiği orta bölgelerden… Kıyas yaparız. Kirlilik oranını belirlemek için temizlik değerleriyle kıyaslarız. Daha ötesi suyu neyin ve kimlerin, hangi maddelerin kirlettiğini bulamazsak ve önlem almazsak doğal hayatımız tehdit altındadır. İşte biz de bakalım. Bizim aile hangi kaynaktan beslenmiş? Biz kimiz? Reklamlardaki ailelerden miyiz? dizilerdeki ailelerden miyiz? Satış ve reklam broşürlerindeki ailelerden miyiz? dinimizde ve milli özümüzde tarif edilen ailelerden miyiz? Yoksa  Müge anlı’daki ailelerden miyiz? Hangisi bize benziyor ve bizi tanımlıyor?
      Ben derim ki hiçbiri...Yani hepsi… Kafanız karıştı mı? Yani demem o ki bizim mayamızı herşey etkiliyor. Hele olumsuz örnekler, olumsuz olaylar ailecek bizi şaşkın ve de zayıf bırakıyor. Fırtına olduğunda kapatalım kapı-pencerelerimizi. Güneş açınca temiz havayı evlerimizin içine dolduralım. Ne bu programlara bakıp; herşey bitmiş gibi davranalım. Ne de hiçbir sorun yokmuş, biz de sırça sarayımızda yaşıyormuşuz gibi davranalım. Her birey kendi ailesinden sorumludur. Aile yapımızı bozarsak, anlı şanlı tarihimizden gelen; sürekli övünüp durduğumuz aile tablolarını artık göremeyebilriz. Bunun yerine; Simpsons’lardan, Cosby’lere tek tip Amerikan ailelerine dönüşmüş; en alta da reyting aileleri olan Müge Anlı’nın ailelerini yerleştirmiş olarak, ekranlardan kendimizi izliyor olacağız.

Yazarın Diğer Yazıları