Atabay ÇELİK

YÜKSEK LİSANS YAPAYIM BARİ

Atabay ÇELİK

İnsan toplulukları ortak bir kaderi paylaşarak bir aidiyet oluştururlar. Farklı coğrafyalardan gelen onlarca topluluk, zaman içerisinde aynı dili konuşuyor, aynı acıya üzülüp, aynı sevince seviniyor, aynı dine inanmaya başlayınca millet olmayı başarıyor.
Ortak geçmiş ve yaşanmışlıklar bir milletin hafızasını oluşturuyor. Milletler bu hafızayı canlı tutarak, bu hafızadan beslenerek varlıklarını sürdürüyorlar. Milletlerin yeni bir hafıza veya yeni bir akıl oluşturması, eğitime verdiği önem veya cehaletle mücadelesine bağlıdır. Milletin her bir ferdi ne kadar eğitimli ise veya eğitimli olmaya müsaitse bir kurucu irade ortaya çıkmaktadır.
Eğitim sürecimiz; okul öncesi, temel eğitim, lise eğitimi ve yükseköğretim şeklinde devam etmektedir. Saydığımız bu süreçte bir kopukluk olmaz, bir süreklilik oluşturabilirsek yetişkin bireyler ortaya çıkar. Yetişken bireyler içinde bulunduğu ait olduğu milleti aydınlatır ve geliştirir. Yani milletler kendi bireylerinin ürettiği akıl ve oluşturdukları hafıza ile var olur ve yaşayabilirler.
Lisans düzeyine kadar gelmiş, üniversitelerden mezun olmuş gençlerin arayış ve yönelimleri incelemeye değer.
Fakültelerden mezun olan gençler hemen bir iş bulma veya iş kurma telaşına giriyorlar. Bir an evvel bir gelir kaynağı oluşturup, kendi ihtiyaçlarını karşılayacak bir sistem, evlenmek ve iş bulmak gibi bir arayış içine giriyorlar. Arayış ve gayretleri oldukça makul, onların en temel hakkıdır.
Gözlediğim kadarıyla gençlerin bir kısmı mezuniyetin arkasından hemen hayata atılabilirken, büyük bir kısmı uzun süre arayışa devam ediyor. Süreç uzadıkça farklı bunalımlar baş göstermekte ve eğitimle kazanılan birçok vasıf kaybedilmektedir. Arayışlar devam ederken, boş durmayalım bari yüksek lisans yapalım tarzında cümlelere çokça rastladım.
Bu kritik virajda devreye giren akademik çalışma yapma planı bir iddiadan, bir hedeften yoksundur diye düşünüyorum.
Mezuniyet sonrası krize girmiş gençlerimizin üretkenlikleri kayboluyor. Üzerlerine harcanmış birçok emek zayi olup, boşa gidiyor.
Fakültelerin son sınıflarına doğru her bir talebenin bitirme projelerini iyi hazırlamaları gerekir. Bu projeler bir master tezine zemin olmalıdır. Bu geçişin üzerinden bir hedef belirlenip yüksek lisans veya doktoraya yönelinmelidir. Arada kopukluk olunca netice almakta oldukça zorlaşıyor.
Fakültelerini bitirmeye yaklaşan tüm gençlerimize çağrım şudur. Her biriniz mezun olduktan sonra KPSS hazırlıği, özel sektörde çalışma veya akademik çalışmalar konusunda erkenden karar vermelisiniz. Her biriniz bitirme ödevlerinizi, yüksek lisans tezine dönüşecek şekilde hazırlayın. İlla akademik personel olamayabilirsiniz. Üniversitelerde hoca olamayabilirsiniz, kadro alamayabilirsiniz. Olsun.
Hazırlayacağınız her tez milletimizin hafızasını oluşturma gayretine hizmettir. Aranızda bu işi sürdüren, doktorasını yapanlar, tezlerini hazırlayanlar birçok işletmenin, üniversitenin tercihi haline gelecektir.
Burada yabancı dil konusunu pas geçmiyorum. Lisans döneminde bir yabancı dil, yüksek lisans döneminde ise ikinci yabancı dili öğrenmek artık kaçınılmaz bir durumdur.
Dil öğrenimi için gideceğiniz ülkeler, oradaki yaşanmışlıklar ve kültürler her birinize yeni bir ufuk kazandıracaktır.
Tezlerinizi hazırlarken geniş bir bakış açısına sahip olacaksınız.
Altı yıl önce şehrimize yerleşen, Şam Üniversitesinde öğretim üyesi olan, genç bir akademisyenin kaç kişiye Arapça öğrettiğini bilmiyorum. Bazen krizler kendi fırsatını da beraberinde oluşturmaktadır.
Benzer fırsatları kaçırmamak önemlidir.
Tıp ve eczacılıkta dünya devleriyle rekabet edebilmemiz sizin tezlerinize bağlıdır. Belediyecilikten şehirciliğe her yerde sizin izinize ihtiyaç var. Kadın, çocuk, aile, sosyal haklar, insan hakları gibi birçok alan sizler tarafından yeniden konuşulmalı, bir tez üzerinden inşa edilmeli.
Devlet veya hükümet dış politika, diplomatik veya askeri stratejilerini sizlerin doktora tezleriyle oluşturacaktır.
Her biriniz, bir ülkenin etnik, sosyal, siyasal, ekonomik, tarihi ve coğrafi yapısını derinlemesine incelemelisiniz. Doğudan batıya, güneyden kuzeye tüm dünyayı derinlemesine okuyup, inceleyip tezlerinizi oluşturduğunuzda milletinizin aklını büyüteceksiniz.
Bugün dünyayı yönetenler, her bir coğrafyanın bilgisine derinlemesine vakıf değiller mi?
Yemen de yaşanan kargaşa ve olaylarla ilgili bir toplantıya katıldım. Bir büyüğümüz aramızda Yemen’i tanıyan, giden, ziyaret eden var mı? Yemen’le ilgili bir çalışması olan var mı diye sordu. Kimseden olumlu bir cevap gelmedi. Gönül bağından öte bir şey yok belli ki. Sohbetin devamında ağabeyimiz Yemen ile ilgili İranlıların üç yüzden fazla akademik çalışmasının olduğunu, Fransızların beş yüzü aşkın araştırma ve akademik çalışmasının olduğunu nakletti. Türkiye’nin sadece dokuz tane gezi raporunun olduğunu söyledi. Bu anekdottan hareketle Yemen özelinde hangi coğrafyaya nasıl, hangi stratejik planla gideceğimizi sizlerin takdirine bırakıyorum.
Gönül bağıyla uzak illere sadece yardım kolisi götürebiliyoruz. Sizlerin hazırlayacağı tezler, yaptığınız derin araştırmalar o illerde yeni bir akıl inşa edecektir. Cehalet ortadan kalkınca, yoksulluk ve çatışmada bitecektir.
Biz teşkilat çalışmalarımızı; tevhit, adalet, özgürlük ve ümmetçilik üzerinden yürüten bir topluluğuz.
Haritada yerini zor bulduğumuz nice illere sadece yardım kolisi götürerek ümmetçilik yapamayacağımız kesindir.
Her biriniz birçok fakültenin veya bölümün titri yüksek hocaları olacaksınız eyvallah.
Akademik çalışmaları bilinçli ve erkenden gündemimize almak zorundasınız.
Attığınız her adım, öğrendiğiniz her yabancı dil, yazdığınız her makale, ortaya koyduğunuz her tez milletimizin hafızasını güçlendirecektir. Yeni bir akıl oluşturacak, bu akıl ve bilgi hem milletimizi hem de tüm insanlığa adalet, barış ve özgürlük getirecektir.
Vereceğiniz akademik destekle, mazlum coğrafyalara hem yardım kolisi hem de yeni bir akıl götüreceğiz.
Selam ve dua ile.

Yazarın Diğer Yazıları