Öğretmenim Böğon Canlı Ders Var mı?

Okullarda birinci dönem bitti. Geçen yıl mart ayında yüz yüze eğitime ara verildi. Yaklaşık on aydır süren pandemi süreci birçok alanı dizayn etti, etmeye devam ediyor. Milyonlarca talebe okula gitmeden eğitim öğretim süreçlerini evlerinden online olarak devam ettiriyor.

Eğitimin sacayağı olarak bilinen sınıf, öğretmen, ders araç ve gereçleri ve öğretim modelleri de pandemi sürecinde bir evrilmeye uğradı. Kitap, test, deneme ve defter gibi materyaller öğretmen ile öğrencinin yüz yüze olduğu sınıf da çok anlamlı ve vazgeçilmezdi.

Online eğitim sürecini başından beri yakından takip edip izliyorum. “Online eğitim olabilir mi” diye hafif defansif bir duruşum vardı.
Bizim evde sabah erkenden kalkılıyor, kahvaltı yapılıyor ve çocuklar sınıflarına/odalarına çekilip tablet ve bilgisayardan dersleri dinliyorlar. Ders araları çay, öğle arası yemek, meyve, vs. tam bir okul havası oluşuyor.

Bu süreçte Mustafa Germirli İmam Hatip Ortaokulu öğretmenlerini, kendileri uzakta olsalar da evde, ekrandan misafir ettik. Rüştü Yapıcı ve çalışma arkadaşları haftanın beş günü 7. Sınıf derslerini eksiksiz yürüttüler. Talebeleri takip ettiler. Rehberlik hizmetlerini yürüttüler. Gerçekten çok başarılı bir süreç yürüttüler.

İlkokul 2. Sınıfa giden Mehmet Erkam’ın öğretmeni tek kelimeyle harika bir süreç yürüttü. Gökhan Ertaş öğretmen ekrandan hiç eksik olmadı, gece gündüz demeden talebelerini motive etti, coşturdu. Tükenmez bir enerjiyle eğitim öğretimi yürüttü. Talebelerin bir eksiği kalmadı.
Selçuk üniversite İslami İlimler Fakültesi’ni hoca ve derslerini de zaman zaman evden takip ettim, talebelere verilen ödev ve dersler, takipler takdire şayandır.

Bu süreçte Kavram Kursu Merkezi, Yıldız Eğitim Kurumları ve İdeal Eğitim Kurumları ile irtibatım oldu. Benim oğlum ve yakınlarımın bu kurs merkezlerinden aldıkları online kurslar oldukça başarılıydı. Kurs merkezlerinin hocalarını da evlerimizde ekranlarımızda muhabbetle misafir ettik.
Geçtiğimiz on aylık süreçte dijital devrim kendisini biraz daha gerçekleştirdi ve insanların hayatının bir parçası haline geldi. Bu öğretim dönemi dijital olarak başladı ve bitti. Ben şunu bilir ve sürekli söylerim: “Eğitim öğretimin bel kemiği öğretmendir. Ders ortamı, öğretim şekli, ders araç ve gereçleri teferruattır. Öğretmen yaptığı işe inanır ve bir sanatçı gibi mevzuyu işlerse gerisi mühim değil. Öğretmenin olmadığı hiçbir eğitim öğretim modelinin başarılı olmayacağı kesindir.”

Evde, odalarda ders işlenirken zaman zaman kenardan dersleri dinledim, öğretmenleri gözledim, çoğu zaman hayranlığımı gizleyemedim. Pes dedim, bu öğretmenlerin talebesi olasım geldi. Yüz yüze olsalar ancak bu kadar başarılı olabilirlerdi. Evimiz okula dönüştü, sınıfa dönüştü, bir eğitim  öğretim yuvasına dönüştü.

Yukarıda adı geçen eğitim kurumları adına Rüştü Yapıcı, Gökhan Ertaş, Akif Karapınar, Ömer İskenderoğlu, Ömer Belek, ve Kudret Gökbulut hocalarıma canı gönülden teşekkür ediyorum.

Tabi ki evleri sınıfa dönüştürme konusunda velililerimizim desteği çok önemliydi. Online dersler devam ederken annelerin her türlü desteğini gördük. Mutfağa kendilerini hapsedip elleri iş yaparken, kulakları odalarda dikkat kesildiler. Gezmeye çay kahve buluşmalarına ara verdiler.
Bizim evi bir okula dönüştüren, ders giriş çıkış saatlerini harfiyen uygulayan, beslenme saatlerini, dersleri, ödevleri, etkinlikleri disiplinli bir şekilde devam ettirip her akşam etüt saatlerini ve bire bir soru çözüm ve okuma saatlerini usanmadan yılmadan devam ettiren ve takip eden eşim Nesrin Hanım’a dua ve teşekkür etmeden geçemiyorum.

Her sabaha Mehmet Erkam’ın bilgisayarı açıp Gökhan öğretmenin ekrandan belirmesiyle birlikte “öğretmenim böğon canlı ders var mı?” sorusuyla güne gülerek başladık. Son derste karnı acıkınca “Adana’ya gidek mi, şalvarından giyek mi, kebabından yiyek mi?” türküsüyle dersi bitirip koşarak mutfağa gelmesiyle neşemiz tavan yaptı.
Selam ve dua ile…