Ali MADEN

Koramaz ve Zamantı yöresinde düğün gelenekleri-7

Ali MADEN

Düzene Bakmak, Kalın Götürmek 

Düğün ğünü yaklaşınca, oğlan tarafının evinde, düğün için ne alınmışsa, gelin için alınanlar da dâhil bütün çeyiz bir odada sergilenir. Komşu kadınlar üçer beşer gruplar halinde alınan çeyize bakmaya gelirler. Aralarında bir husumet yoksa köyün her evinden bir kadın mutlaka düzene bakmaya gelir çünkü gelmeyenler tespit edilerek sebebi araştırılar. Kaynana, düğün için ne alınmışsa gelenlere teker, teker gösterir. Özelikle gelinkıza alınan düzen elbiseleri, düzene bakanların en çok merak ettikleri konu dur. Aslında o yıllarda piyasada satılan kumaşlar sınırlı olduğu için tüm gelinlerin elbisesi birbirine çok benzer. Sadece renkleri, (nadiren de olsa) farklı terzilere diktirilmiş ise modelleri farklı olabilir. Meraklı bazı kadınlar en ince detayına kadar çeyizleri inceler. Sonunda.

“Allah hayırlı ve uğurlu eylesin, güle, güle kullansınlar. Allah geçim talihi versin” derler.

Kaynana da onlara; “Sağ olasınız bacım, darısı sizin çocuklarınıza olsun” der.

Kısa bir sohbetten sonra bahşiş vererek ayrılırlar. Bahşiş miktarı zamana ve yıllara göre değişir. Yüz paradan (2 buçuk kuruş) başlar, zamanla 40 krş. tan 20 liraya kadar çıkar. Kız tarafından düzene bakmaya gelenler bahşiş vermez.

Oğlan tarafında on gün kadar kaldıktan ve köyde çeyize bakacak kimse kalmadığı anlaşıldıktan sonra çeyizi kız tarafına göndermek için hazırlık yapılır. Bunun için komşulara ve yakın akrabaya çeyizin hangi gün gideceği haber verilir. Koşmalar yanlarına hediye olarak, tereyağı, süt, un duruma göre hangisine gücü yetiyorsa, alarak oğlan evine gelirler. Gelin sandığının içine koymak için gelen malzemeleri de kullanarak 40–50 tane kete yaparlar. Ketelerle birlikte, kuru üzüm, leblebi, akide şekeri karışımı çerez de gelin sandığına konur.

Gelin sandığı keteler ve içindeki geline ait giysiler, eşyaları ve yolluk ile birlikte kız tarafına gönderilir. Çeyiz san-dığını genellikle damadın yakınlarından birisi, başkalarının yardımıyla sırtında taşıyarak kız tarafına götürür. Yanında da damadın kız kardeşi veya yeğeni ya da akraba, 11, 12 yaşlarında ellerine kına yakılmış, güzel elbiseler giydirilmiş bir kız çocuğu bulunur. Kız çocuğu, düzende geline alınan aynayı ta-şır. Bu kız çocuğuna sepet içi denir. Sepet içi gelin aynanın parlak yüzü dışa gelecek şekilde tutarak galın götürenlerin önünden gider ki (düğünün) yolu acık ve aydınlık olsun diye. Bu olaya galın  (kalın) gitmesi denir.

Galın götürenleri kız evi kapıda karşılar. Yardımlaşarak ayna ve sandık yerine konur. Hoş beşten sonra gelin kız el, etek öpmeye gelir. Sofra hazırlanır, kahvaltı türü yiyecekler; yağda yumurta, peynir, yoğurt, varsa erişki (sucuk), pekmez, kavurma gibi kendi ürünlerinin yanında kız tarafının imkânlarına göre sofraya koyabildikleri yiyecekler afiyetle yenir. Galını (sandığı) götüren kişi gelinkızı bahşişlaması gerekir. Bunu gelinkıza vermez, sofraya bırakır. Kuran okunur, dua edilir ve kalkılır. Sadece sepet içi isterse o gün orada kalabilir. Önce “sen bizim kızımız olacaksın, seni yengenin yerine aldık” diye şakalar yapılır. Sonra mahcup olmasın rahat etsin diye gönlü alınır, sevgi gösterilir.

Galın gittikten sonra kız evinde tekrar çeyize bakılır. Kız evi, oğlan tarafından gelen çeyizlere, kendi aldıklarını ve çeyiz olarak yaptıklarını da katarak komşuların ziyaretine açar. Buna çeyize bakma denir. Aynı oğlan evindeki şekilde komşular üçer beşer gruplar halinde çeyize bakmaya giderler. Para verirler, kızın annesi de onlara sandığın içinde oğlan tarafının gönderdiği çerez ile keteden verir.

Bu gelenekler, her yıl bir kısmı ihmal edilerek yok olup gitmiştir. Ne sandık kalmıştır‬, ne düzene bakma, ne de sepet içi.
                              Devam edecek
 

Yazarın Diğer Yazıları