Ali MADEN

Koramaz ve Zamantı yöresinde düğün gelenekleri-5

Ali MADEN

Kız tarafı diğer işlerinden fırsat buldukça çeyiz hazırlığına devam eder. Yünler eğirilir, damat için, ya da dürü (kız tarafının damadın yakınlarına vereceği hediyeler) için, fanilalar, kazaklar, yün çoraplar örülür, kök boyalarla boyanır. Yünden yataklar doldurulur, yorganlar köpünür (köpülenir), minderler doldurulur. “Şal yorgan” köpünür (köpülenir). Bu işler kız tarafının uzun zamanını alır. Zaman değiştikçe çeyizlerin mahiyeti de değişmiştir. Sonradan el emeği göz nuru kanaviçe işlemeleri, danteller duvar yastıklarına yaygı örtüleri çeyize dâhil olmuştur.

Sonraki yıllarda yün çorap yerine hazır çoraplar, yün yataklar yerine hazır yataklar, el emeği göz nuru işlemeli örtüler ve yaygılar yerine hazırları alındı. Meşhur, baş çeyiz şalyorgan adı bile unutuldu. Ne tandır kaldı ne iskemmi (iskemle).

Gelinkız Ve Damadın Bayram Ziyaretleri

Dinî bayramlarda gelin kız en güzel elbisesini giyer, annesi, kız kardeşleri varsa ailenin gelini ile birlikte gündüz damadın evine el öpmeye gelirler. Kaynana ve görümceler tüm hünerlerini ortaya koyarak gelinkızlarına ve beraberindekilere kahvaltı sofrası hazırlarlar. İki evin kadınları, dünürler birlikte kahvaltı yaparlar. Kaynatanın eli öpüldükten sonra kaynata dışarı çıkar veya evde müsait yer varsa oraya geçerek kadınları baş başa bırakır. Damat evde ise gelinkız gelince evi terk eder. Bayram ziyareti sonunda kaynana tarafından gelin kıza bayram hediyesi veya bahşiş verilir.

Damat bayramda köyde ise; askere ya da gurbete gitmemişse, akşam, hediyesini alarak, yanında bir yakını ya da samimi bir arkadaşı ile müstakbel kayın validesinin ve kaynatasının elini öpmeye gider. Damadın kaynanası da tüm maharetini kullanarak müstakbel damadına en güzel yiyeceklerden bir sofra hazırlar çünkü ertesi gün damada “kaynanan ne yedirdi“ diye yakınları ve arkadaşları tarafından mutlaka sorulur. Gelin kız bu esnada sofrayı hazırlar ama damadın bulunduğu odaya girip oturmaz.
Sofrada; ailelerin imkânlarına ve zamana göre değişmekle birlikte; çömlek peyniri, yoğurt, tereyağı, tereyağında pişmiş yumurta, sucuk, baklava, bal, sütlü gibi taamlar (yiyecekler) bulunur.
Bu zengin sofraya köylü ancak 1960’lı yıllara doğru kavuşabilmiştir. Savaş ve kıtlık yıllarında böyle sofralar hayal bile edilemezmiş.

Damat kaynata yanında fazla konuşmaz, her söze karışmaz, temkinli olur. Kaynata damadı yakından tanımıyorsa, lafı damada getirerek onu konuşturmaya çalışır. Buna bir nevi konuşturma testi diyebiliriz. Verdiği cevaplardan, yaptığı yorumlardan ve fikirlerinden damadı ölçmeye çalışır. Kahvaltı ve sohbet faslından sonra zamanı fazla uzatmadan, damat müsaade isteyerek ayrılır.
                     Devam edecek
 

Yazarın Diğer Yazıları