Ali MADEN

Koramaz ve Zamantı yöresinde düğün gelenekleri-3

Ali MADEN

1950’li yılardan önce, gelenek ne ise, aynısı yapılıp işler çabucak halledilmiştir. Hele savaş yıllarında yoksulluk ve matem dolayısıyla nişan ve düğün geleneklerine fazla uyulamamıştır. 1950’li yıllardan sonra toplumda değişim başlamış, ulaşım kolaylaştıktan sonra da köyün dışına çıkıp, başka şehirleri görenler çoğalmış, bunların görüp öğrendiklerinin etkisi ile tüm yaşayış biçimi değişmeye başladığı için düğünlerde bundan nasibini almıştır. Yatak, yorgan, şal yorgan, bir çift güğüm, ibrik ve bir çeyiz sandığından ibaret olan çeyize, 1970’li yıllarda oğlan ta-rafının karyola alması istenmiştir. Sonraki yıl¬larda peyderpey elbise dolabı, masa, koltuk takımı gibi eşyalar isteklere ilave olunmuş, geleneği zorlayan bu yeni istekler nişan törenlerinde, alınsın mı alınmasın mı, neler alınsın, ne alınmasın mevzuları uzun, uzun tartışmalara sebep olmuştur. Özellikle yıllara göre ve dünür olacak ailelerin durumuna göre sık, sık değişen başlık parası çok uzun ve sert tartışmalara sebep olmuştur. 1930’lu yıllarda dört şinik (8 kg lık ölçü birimi) buğdayla ifade edilen başlık paraları; 35 lira, 50 lira, 250 lira… 500 lira, 2500 lira derken 4000 liraya kadar çıkmıştır. Gelin kıza takılacak beşibirliklerin sayısı bir taneden beş taneye kadar değişmiştir. Yıllara bağlı olarak değişim o kadar hızlanmış ki ihtiyaçlar çoğalmış, her yıl yeni şeyler çıkmış, son yıllarda artık bunlar nişan törenlerinde konuşulmaya bile gerek görül¬memiş, herkes ne istiyorsa onu almıştır.

Bazen hafif, bazen sertçe tartışarak iş tatlıya bağlandıktan sonra köyün imamı besmele çekerek kuran okur. Bazen de tartışmalar uzar. Sonuca varılamayacağı anlaşılınca, hatırı sayılır, sözü dinlenir bir büyük, narh’ı belirler, şöyle, şöyle olacak der, hoca efendiye dönerek “buyur hoca efendi duanı yap” dedikten sonra herkes susar, dua yapılır, herkes Fatiha okur, âmin der. Orada bulunanların hepsi “Her iki tarafa da hayırlı olsun” derler.

Oğlan tarafından bir genç (ki bu genç damadın akrabası ya da yakın arkadaşı olur) dua edildikten sonra koşarak damadın evine varır ve damadın kulağını çeker, gözaydın eder. Alınan kararı (kaç altın alınacağını, kaç lira başlık verileceğini) damada söyler. Damat bu muştunun karşılığında ona bir hediye alır veya yemek yedirir.

Dualar iyi temenniler bittikten sonra kız evinde kovalara şeker ve kırmızı gıda boyasından yapılmış nişan şerbeti, herkese verecek özel bardak olmadığı için, üç-dört cam bardakla ya da maşrapayla orada bulunanlara ikram edilir. Günün özelliğine göre sohbetler yapılır, eğer köyün önemli bir meselesi varsa herkes bir araya gelmişken onlar da konuşularak halledilir ve herkes evine dağılır. Nişan töreni böylece bitmiş olur.

Kadınlar tarafında ise gelinkız için alınan yüzük, çar ve yemeni kaynana tarafından gelin kıza teslim edilir. Eğer kar, kış sebebiyle veya zaman darlığı sebebiyle şehre gidip alınamamış ise nişandan sonra uygun bir zamanda da getirilebilir. Bugünkü gibi yüzük takma, kurdele kesme töreni yapılmaz.
                       Devam edecek

Yazarın Diğer Yazıları