Rafet URAL

Bilgi Şöleni ve Medeniyetin Doğumu

Rafet URAL

TÜRKİYE YAZARLAR BİRLİĞİ KAYSERİ ŞUBESİNDEN DEV BİLGİ ŞÖLENİ

Medeniyetin Doğumu

Batı medeniyetinin temelini oluşturan Yunan Mitolojisinde Prometheus, sözde tanrılara karşı bir silah olarak kullansınlar diye “ateşi” insanlara armağan etmişti güya. İşte insanda bu var olma serüveninde “ateşi” harlayarak bugün ki manada adına medeniyet dediğimiz kavramı inşa etti.

Bugün gelinen noktada bozuk batı medeniyetinin temelinde bu düşünce sistemi hâkim.

Peki, gerçekler öyle mi?

Ben medeniyetin gerçek manada karşılığını doğuda bulduğunu, medeniyetin doğudan sadır olduğunu düşünenlerdenim.

Bunu basit birkaç örnek ile ele alırsak daha anlaşılır olur: İlkel bir bilinç düzeyinde İslam’ı uygulamaya koymak imkânsızdır. Namazı eda edebilmek için bile azda olsa bir yer ve yön tayini yapmak icap eder. Namaz vakitlerini takip edebilmek için muayyen bir zaman dilimini bilmek gerekir. Oruç, ay takviminin belli bir ayında tutulur. Zekat hesabı yapabilmek için yine hesap-kitap bilmek gerekir. Hac ibadetini icra edebilmek için uzun bir yolculuğun sorumluluğunu bilmek gerekir. Müslüman cemaatinin, diğer bütün hususları bir tarafa bıraksak bile, sadece İslam’ın dört şartını yerine getirebilmesi için medeniyetin hiç olmaz ise asgari derecesine ulaşması gerekir. Bir insanın hem mümin olması, hem de cahil olması imkânsızdır.

Türkiye Yazarlar Birliği Kayseri Şubesinden Dev Bilgi Şöleni

Türkiye Yazarlar Birliği Kayseri Şubesi ’nin organize ettiği dev bilgi şöleni 11-12 Kasım 2022 Cuma ve Cumartesi günü saat 10.00’da KCETAŞ konferans salonunda yoğun bir katılım ile gerçekleştirildi.

Türkiye Yazarlar Birliği Kayseri Şubesi Başkanı Mehmet Hüsrevoğlu ve birlik gönüllülerinin büyük bir özveri ile hazırlıklarını yaptıkları üç gün süren bilgi şöleni duyuruya çıktığı andan itibaren hem akademik çevrede hem de Kayseri halkında büyük bir heyecan uyandırdı.

Bilgi Şöleni’nde Türkiye’nin değişik üniversitelerinden gelen akademisyenler ve araştırmacılar şehir ve şehir tarihi, İslam Medeniyetinde şehircilik anlayışı, şehri ve mekanları anlamlı hale getiren eserler hakkında bilgilerin yer aldığı tebliğler sundular. İki gün boyunca insan, şehir ve tarih ilişkisi konuşuldu. 

İslam Medeniyetinde şehircilik anlayışı geçmişten günümüze ve geleceğe dair ülke genelinde ve özelinde Kayseri için ne anlam ifade ettiği; siyaset, diyanet, sivil toplum kuruluşları, ekonomi, medya ve daha birçok başlık altında çok kıymetli katılımcıların sunumları ile gerçekleşti.

Bendeniz de bilgi şöleninin bir ucundan tutma şansını yakaladım. Şans diyorum çünkü yaptığım küçük bir araştırma neticesinde daha önce Kayseri ve Orta Anadolu şehirlerinin hiç birinde bu ölçekte ve konu genişliğinde bir bilgi şöleni gerçekleştirilmemiş. 

Bu anlamda Anadolu şehirleri arasında “Tarihi Yaşatmak, Şehri Yaşatmak ” adlı bilgi şöleninin ilk olma özelliği taşımasıyla da güzel bir örnek teşkil ediyor. Bu büyük organizasyonun, bu kadim toprakların geleneği olan vakıf ve dernek müktesebatı tarafından gerçekleştirilmiş olması,  organizasyona ayrı bir güzellik katıyor. 

Dolu dolu geçen üç günlük süreç içerisinde Kayseri de adeta fikir şöleni yaşandı dersek abartmış olmayız.

Dev Bilgi Şöleni Baldöktü Camii İmam Hatibi Mustafa Topçu ’nun o güzel sesinden muhteşem bir Kur’an-ı Kerim Tilaveti ile başladı. Daha sonra hayırlara vesile olması temennileri dualar eşliğinde devam edildi. Son oturumun ardından okunan sonuç bildirisi ile son buldu.

Kalabalık bir kitle tarafından ilgiye izlenen Bilgi Şöleni’nin ilk gününde Seyyid Burhaneddin, Hunat Hatun ve Kadı Burhaneddin; ikinci ve son gününde ise Davud El-Kayseri, İbrahim Tennuri ve Vali Ahmet Muammer Bey adı verilen oturumlar gerçekleştirildi.

Bilgi şöleninin ardından kitaplaştırılması düşünülen sonuç bildirisi ve değerlendirme kısmına geçildi. Sonuç bildirisi;  “ Tarihsiz şehir talihsizdir…  Bir şekilde dilimize giren ‘kent’ kelimesinin asla ‘şehir’ kelimesinin yerini tutamayacağı… Kayseri’nin geçmişten günümüze büyük bir ilim merkezi olduğu… Kayseri tarihi geçmişiyle, medeniyet tarihimizi okuyabileceğimiz şehirlerden biridir… Maddî onarımdan sonra manevî ve ruhî bir onarıma da ihtiyaç var… Tarihi yaşatmanın aslında şehri yaşatmak olduğu… ” gibi anlamlı mesajlar içermektedir.

 

İslam Medeniyeti ve Toplumsal İlişki

İslam medeniyetini temel manada diğer medeniyetlerden ayıran yegâne fark; insanın manevi yönde gelişimini esas almasıdır. Diğer medeniyetler bir birinin devamı ve taklidinden öteye gidemez. Özellikle batı medeniyeti insanın sadece teknik anlamda gelişimini önemsemektedir. İnsanı sadece biyolojik bir varlık olarak ele alıp inceler. Tüm evrene baktığı gibi insana da materyalist bir zihin dünyasından bakar.

İslam medeniyeti, temelde insanın huzur ve mutluluğunu düşünen ve tüm insanlar için inşa edilmiş ilk ve tek evrensel medeniyettir. Zira bu medeniyet “İnsan”ı merkeze alan ve “İnsan”ı yücelten; aynı zamanda ırk, renk, cins, toplum… ayrımı gözetmeksizin diğerlerine de hayat hakkı tanıyan ve onlarla barışa dayalı ilişkiler geliştiren açık bir medeniyettir.

Sözde modern batı medeniyetinde, Tanrı ve din sadece mabet içine hapsedilmiştir. Gerçek hayatın dışına itilmiş. Toplumsal hayata, bireyselliğe ve ekonomiye müdahale etmez. İslam’da ve İslam medeniyetinde ise Allah, din ve mescit hayat ile iç içedirler. Ticari hayat mescidin etrafında yer alır. Din ve hayatı bir birinden ayırt etmeniz mümkün değildir. Sadece evde veya mescitte dini bir hayat teşekkülü yoktur. İslam dini bu yönüyle hayatın her alanına nüfus eder ve insanı her anlamda kuşatır.
 

Yorumlar 1
İsmail Arslan 26 Kasım 2022 22:04

Daim var olasınız

Yazarın Diğer Yazıları