Mustafa BALABAN

Oruç da küser (!)

Mustafa BALABAN

Gençlerle oruç üzerine farklı ve faydalı bir muhabbetimiz olsun istedim. Dedim ki, “Edebi sanatlardan teşhis ve intak sanatları ile oruç ibadetini buluşturalım.” dedim.  Tamam, dediler. Lakin bazı gençlerin yüz hatlarından, meraklı bakışlarından hissettim ki bir kısmı bahsi geçen sanatları bilmiyor ya da hatırlayamadı.
    Gençlere kısaca şu şekilde bilgi verdim.  “Sözlerin doğrudan ve düz anlatımı yerine mecazi bir şekilde, estetik bir ruh katarak ifade edilmesine edebi sanatlar denir. Bizlerin destek alacağı sanat ise, teşhis ve intaktır. Teşhis, cansız bir varlığa can; İntak ise dilsiz bir varlığa lisan olmaktır. İşte bizlerde orucu canlı gibi düşünelim. Konu başlığını, manşeti ben atıyorum: “ Oruç da küser(!)”. Oruç nasıl küser, yazının içeriğini doldurun,” dedim. 
    Oruç kendisini rıza-ı bari için tutmayan ya da niyetini halis bir şekilde belirtmeyen kişinin tutumuna anlam veremez. Oruç, bu durumda istenmediğini düşünür, üzülür.
    Oruç tutan kişinin sahur, imsak, itikaf, Kur’an, mukabele, iftar, fitre, fidye, teravih, arefe ve bayram kavramlarının içeriğini, ilmihalinin öğrenmemesini zafiyet olarak görür, oruç kendisinin de beslenmediğini düşünür ve kaygılanır.
    Kişinin sahuru orucun mühim parçası görmemesi, meşru bir mazereti yoksa yatmadan yapmasını ya da sahuru hiç yapmaması, oruçta eksiklik hissi uyandırır, komplekse girmesine sebep olur.
Bir kimse oruç tutmadan, acıkırım korkusu yaşarsa; oruç tutarken aç-susuz kalmayı çok dile getirir, problem yaparsa oruç darılır.
Kişi ufak bir açlığı-susuzluğu ya da sağlıkla ilgili basit bir neden ile orucu bozana bozulur. Sabretmeyi beceremeyen, hemen pes edenlerden ızdırap duyar.
    Orucu kendisini aileden ve aile haricinden biri istiyor diye tutarsa, kendisi istemiyor veya içtenlikle yapılmıyorsa oruç üzülür.
    Oruç, bir kimsenin hiçbir sıhhi ya da seferi engeli olmadığı halde kendisine uzak durulduğunda kırgınlık yaşar.
    Hele bir de inanmadığı ya da farklı neden ve amaçlarla orucu tuttuğunu göstermeye çabalarsa oruç hüzünlenir.
    Oruç gönülsüz olan gün boyu acıktım, susadım of püf diyerek nedamet sözcükleri sarf eder ise oruç hüzünlenir.
    Oruç, kendisinin sadece midevi bir perhiz gibi algılanmasına, manevi yönünün ihmal edilmesinden muzdarip olur.
    Oruç tutmamak için mazereti olanların ya da mazeretsiz tutmayanların ulu orta yeme-ve içmesini yadırgar. Bu kişilerin hem yemelerine, hem de oruç tutanlara hürmet etmemelerine derin bir elem duyar.
    Çocuklara teşvik, gençlere şevk, yaşlılara şavk vermeyen yaklaşımların orucun geleneğe dönüşmeyeceğinden endişe eder, mahzun olur.
    Sahur veya iftar menüsünü beğenmeyen, hem bir eksik kusur bulan, şükretmek yerine şikayet eden kişilerin tutumu orucu üzer.
    Oruç, nebevi ikaza uygun sıhhat için tutulması gereken orucun iftarda çok yeme-içme ile sağlık sorunlarına sebep olmasından kahrolur. 
    Oruç kendisini Kur’an ile desteklemeyen, namaz ile beslemeyen dua ile perçinlemeyen kişilere hayret eder, heyecanını kaybeder. Ramazan ayında tilavetsiz ve teravihsiz geçen her gün için oruç mükedder olur.
    Oruç, sofrasını bin bir çeşit me’kulât ve meşrubat ile donatıp, komşusuna bir tabakta olsa vermeyen kişilerden yakınır.
             Oruç, bir nevi kendini tutana misafir olduğunu düşünür şayet beden evine konuk eden birlikte olduğu zamanları uzun uyku saatleri ile geçirirse çok sitem eder, davetsiz misafir gibi yabancılık hisseder, şaşkınlık yaşar ve kederlenir.
    Oruçlu iken öfkesini yutmayan, kavga etmek isteyen üstelik münakaşadan uzak duralım demeyen; ağzına gelen gayr-i ahlaki ifadeleri fütursuz bir şekilde kullanan insanların bu hallerinden oruç kaygılandırır.
    Oruç, oruç başına vurdu, bu Ramazan’da gergin olur, açken yanına yaklaşmayın bu ve benzeri ifadelerin ya da asabi davranışların oruç kaynaklı gösterilmesine içerlenir, kendini suçlu hisseder.
    Oruç, kendini tutanların fitre tutmayanların fidye vermeleri konusunda açıklanan asgari tutardan şaşmamalarına şaşar, fazla vermedikleri için elem duyar.
    Oruç kendisinin bir an gitmesi temennisinde bulunan, bayramı değil de sürekli yarını hesaba katan kişilerin duygu ve düşüncelerinden mustarip olur.
    Ramazan bayramı programını tatile endeksleyip ibadet,  sofrada bereket, büyükleri ziyaret ve akrabalara ziyafetten uzak planlayanlardan oruç yakınır.
    Bayramın, Ramazan’ın-orucun finali olduğunu bilmeyen, büyük bir iftar fikrinde olmayan, bayram namazına gitme isteği ve gayreti olmayan kişilerin duyarsızlığını garipser.
    Oruç, kendisine sahip olmak için birlikte zaman geçirmek için sadece Ramazan aylarının beklenmesinden biraz sitem eder, nafile orucu ihmal edenlerden arada serzenişte bulunur.
    Orucun en çok üzüldüğü konulardan biride bir aylık, kendisiyle yapılan ülfetten, muhabetten elde edilen manevi kazanımların on bir ayda devam ettirilmemesidir.
    Hülasa oruç, kendisine gereken istekliliği ve içtenliği gösterenlerden memnun ve mesrur olur; zoraki, gönülsüzce, öylesine ve yasak savma kabilinden davrananlardan muzdarip olur, mahzun olur.

Yorumlar 2
Mehmet Akkaya 30 Mart 2023 01:06

Oruç naif bir insan gibidir orucu küstürmeyelim.

E.Ş. 26 Mart 2023 05:46

Bizim Oruçlarımız inşallah bize küsmez. Reyyan kapısından girmemize vesile olur. Allah razı olsun hocam.

Yazarın Diğer Yazıları