İsmail ARSLAN

Dün ile kavga edilmez

İsmail ARSLAN

Tüm ülkeyi germektense, vaka sayısının çoğunluğunu oluşturan İstanbul, İzmir ve Ankara'da bir hafta sokağa çıkma yasağı uygulanılsa, ülkede çifte bayram yapılır kanaatindetim.
Kafasına taktığını, aldığında, kafadançıkarangiller vardır. Araba, iş, karşı cins; fark etmez, aldığında, almadan önceki değerinde kalamıyorsa o, bu şişirme üfürme indirme bindirme seanslarının türevi.
Bir kişinin karın bölgesine yağ pompalaması ve harcayamayacağından fazlasını biriktirmesi için binlerce insanın çalışmasının gerektiği dünya, daima kavga dünyası olacaktır.
Hormonlar vücutta getir götür hamallarıdırlar. Ağız tadını kaybetmiş, yaşama iradesi kalmamışları bir an önce toprakla buluşturmaya, yaşama iradesi gösterenleri de ayakta tutmaya programlıdırlar.  İşin özü bu kadar açık ve net. Bu sebeple yaşama arzunuzu güçlendirmeye vesile iş ve uğraşları çoğaltın, ağız tadınızı bozacak her şeyden uzak durun. Formül bu sağlık adına.
Üzerinde yaşadığımız topraklarda bir hak ve batıl savaşı varmışcasına kendini inandırıp, bu savaşın yılmaz neferi olduğuna şartlanmış her kişinin, şapkasını önüne koyup, hevasına mı, hakka mı hizmet ettiğini etraflıca düşünmesi akıbeti için daha hayrlıdır.
Sevgi ve nefretini şahıslara odaklayan her kişi, zaman içinde sevdiğini neden sevdiğini, nefret ettiğinden neden nefret ettiğini unutuyor.
Halbuki kusur hoş görülmeyen idi ve fazilet sevilen...
Sonra bir bakıyorsun, kişi kusur küpü olmuş ve bu şartlanmışlık ile o dibine kadar seviliyor. Kişi sevilen vasıflar ile donanmış ve nefretin temeli sakat olduğu için ona ısrarla bir hoşnutsuzluk devam etmede...
Hakkın ve batılın üstünde ayan beyan toplandığı insanlar kalmadı. Aklımızı başımıza alalım ve sevgimiz hakka, öfkemiz batıla olsun. Şahıslara değil...
Aksihalde dün sıfatından sevdiğimizin bugün haltında da yanında oluruz ki, işte o gün harap olduğumuz gündür.
Geçmiş olsun.
Vaat edilmiş toprakların tüm zenginlikleri üzerinde hak iddia edenlere ABD başkanının bu hesapsız desteğinin altında evanjelist akidesi var ve onlar, büyük yahudi krallığının kurulması için gayret etmeyi iman şartı kabul ediyorlar ki bu uğurda bölgede uydu bir Kürt devleti kurmak da planları arasında. Suriye'de kurduracakları bu uydu devlet sonrası Türkiye İran ve Irak'tan almayı umdukları topraklarla ideallerini gerçekleştirmeyi umuyorlar. Suud ve Mısır zaten çantada keklik.
Tüm bu işlerde de en ciddi yardımcıları o çok dindar bilinen tarikat zümresi olacak. Mehdi sonuçta Peygamberin soyundan Ali Asgar'ın  Kürt hanımı vesilesi ile Kürtler arasından zuhur edecek ya, bunlar islama hizmet ediyoruz derken büyük ihanete düşecekler. Hristiyan akide der ki: Büyük Yahudi Krallığı kurulunca, İsa gökten krallığın başına geçmek için inecek.
Helal olsun Pavlus'a, hem Hristiyanları hem Müslümanları parmağında oynatmış adam, ne denebilir ki başka.
Her yaşanan, dönemine özgü yaşanıyor. 100 yıl öncenin şartları ile bu anın şartları bir olmadığı gibi, imkan ve imkansızlıkları da bir değildir.
Dün ile kavga edilmez, o ve dönemi geçti gitti.
Yarın ve yarının ortamı da henüz doğmadı.
Bugünü hakkını vererek yaşamaya bakmamız gerekiyor. 
Ama 100 yıl önce de şimdi de kurtarıcı bekleyen şebelekleri oyuncak edenler hep vardılar ve tetikte idiler..
Toplumları kurtarıcılara değil, sağlam ilkelere tabiiyet kurtarır.
Adalet, liyakat, denetlenebilirlik, muhakeme gibi kıymetleri önceleyen medeniyetler ilerileri görecek, diğer her idare yem olacaktır.
 
 
 

Yazarın Diğer Yazıları