İsmail ARSLAN

Gençlerde deizmin önünü kesmek için okunası

İsmail ARSLAN

Erdoğan ile Haniye'nin 2.5 saat görüşmesi önemli bir mesaj!

Türkiye'nin nerede durduğu yönünde!
Allah onun ailesi de içinde, tüm şehitlerimizin makamlarını ali eylesin. Amin
*
İstiklal marşı, bayrak ile sorunu olan belediye başkanları ABD ve Avrupa'daki ağababalarının yönlendirmeleri ile bir proje dahilinde iş çeviriyorlar, ama tutmaz o işler artık. Akıllarınca özerklik için zemin hazırlama amaçları, ama onlara oy vererek belediye başkanı yapanlar bu tezgahı bozarlar kanımca. Oy verenlerin derdi böyle saçmalıklara destek değildi çünkü. 
*
Fırsatçılığı bitirmeden fahiş fiyat mevzusu çözülmez. Bu mevzu bitmeden maaşlara zam yapmak da sadece enflasyonu azdırır.
Siyasi irade fırsatçılara kan kusturmalıdır, ama şu benim adamım falan demeden!
Aksihalde iş sıkıntıdır.
Önümüz kurban ve en düşük hisse 30-40000 TL, hayvancılığı bitirme noktasına getiren politikalardan vazgeçmek için geç de kalınsa, bir çare aramak lazım son son.
*
Gazze’yi unutturmak için yapılan planlı karşılıklı zararsız saldırılara rağmen, orada her saat sayıları artan onbinlerce masum canı unutmayacağız!
Ölmemiş, ama ölümden beter hayatlara mahkum edilen milyonlarca insanı da unutmayacağız! 
*
Gençlerde deizmin önünü kesmek için okunası
Bir ayet okur, başlar: ’Bu ayet şunu demek istedi, bunu demek istedi.’ Sonra kaptırır kendini: ’Şu, bu demek; bu şu demek’ ve ardından tehdit ya da müjde faslına geçer. Eser, gürler her sözünde...
Din, mülkiyete alınmış, cemaat uyuşmuş, gözler ve kalpler mahmurlaşmış, beyin ölmüştür... Cennetine dilediğini koyar, hoşuna gitmeyeni cehennemine postalar ve tanrı oymuş gibi bir eda hakimdir artık kürsüde.
Neden sözler havada ve neden etki yok sözlerde? Herkesin ağzında ayetler hadisler, gözler pörtleyesiye anlatıp duruluyor da, niye ’tın etkisi’ yapıyor?
Bundan sadece...
Kafası kalbi çalışanlarca anlatıcı figürünün başrolü kapmak için, tanrısının sırtına binmesi ve ’deh edası’ gözden kaçmıyor.
Ya da kulluğundakinin tanrısı havasında olmaya niyet kuranı, tanrısı, sürüm sürüm süründürüyor.
Ey sözü çoğaltanlar, anlaşılır kılmak masumiyetini dile dolayıp başka heveslere yelken açanlar!
Musa’ya Harun mu olduğunuzu iddia ediyorsunuz?
Bu cennetlerin sakinleri tanrı mefhumunu elinde topaç gibi çevirenler değil elbette; cehenneme teknoloji montelemenin de öteye bir faydası olmayacak.
Aklınıza mukayyet olun…
Din, bir insanda bunu yapmaya başladığı an, inananın inancını tazelemesi gerektiğine inanıyorum.
İlk Peygamberden son Peygambere kadar hiç değişmeden gelen bir ilkeler dini olan İslamı Allah insanlığa gönderdi, din sadece İslamdır.
İslam bir ırk veya kültüre ait değil, cihanşumul ilkeler dinidir. İslamın bir coğrafyada beli bir kültürü ıslah için geldiği algısı doğru değildir. Bunu ahirette herkes görecektir, ama geç kalınmış olacaktır.
*
Bazı kelimeler, kullanıldıkça, bilinci bulanıklaştırır, bu kullanımlar tabii kabul edildiği için de hiç bu yönü sorgulanmaz, misal vereyim:
"Efendim!" 
Genellikle saygı duyulana hitaben kullanılan bu kelime ile, kişi, kendi değersizliğini, muhataba ikrar faslındadır.
Büyüğüm de, azizim de, olmadı muhterem de muhataba, ama onu tazim adına, ona efendim deme, zira bu hitapla, evet o senin efendin olmaz, ama sen bir şekilde onun ego gölgeliğine sığınmış bir tarz kölesi olursun.

Yazarın Diğer Yazıları