İsmail ARSLAN

Yazdıkça

İsmail ARSLAN

Kıymetli olan hak ve doğru olandır, hak ve doğru olanı ifade eden, doğrudan taraf olduğu için kıymetlenmiştir.

Bu sebeple isimlere methiye düzmek yerine hak ve hakikati ifadeye önem vermek ölümsüzlüğün  formülüdür. İsimler unutulabilir, ama hak ve hakikat, kendini en olmaz isime dahi ifade ettirmeye illa ki devam edecektir. Yanılıp da ifade edene değil, hak ve hakikate olmalı meyil.

Çok değil, sadece bir nesil, dini kurtarma adına yapılan faaliyetler yasaklansa ve dini yaşamak serbest olsa, ardniyetli yapıların  belki yarıdan fazlası kapanırdı gibime geliyor. Mali varlıklarını bağımsız denetime açmayan ne kadar STK var ise kapatılacak denilse, yine kanaatimce ne kadar ardniyetli yapı varsa kapatılmadan, kendini feshederdi. Bu zamanın en ciddi problemi çokça konuşulan, ama yaşanmayan din ile yapılan avcılık.  Aslında tam anlamı ile dolandırıcılık. Ahlaktan arındırılmış din nedir: Şeytanın nefsinin okşanmasıdır.

Ehli tasavvufun medet imdat yetiş filan tarzı sözleri eğer yardımı şeriksiz Allah'a nispet inancı ile ise tevil edilmeli, aksi durumda tehlikeli şekilde şirke kapı aralamak olarak bilinmelidir. İmdat, yardım, medet ancak Allah'tandır. Tesir ancak Onundur. Bu sebeple şirk tehlikesinin yoğunluğu sebebi ile nidalarda Allah'tan gayrını anmamak en isabetli olandır itikadındayım.

Tepe yönetici kitlesi 10 20 kişiden müteşekkil, altta her birine bağlı ayrı ayrı 100 200 birimde toplamda 5000 civarı bağlı yöneticiden oluşan bir organizasyonun heveslerine hizmetçi milyonlar denince akla ilk gelen ne ise, aynen o işte son son.
Parti purti mevzusu bu kadar basit.
Celladın merhameti öldürürken acı çektirmemek ile sınırlıdır, ama o öldürme ile vazifelidir nihayetinde.
Parti bu da diğerleri farklı mı derseniz, tüm emel sahiplerine ait organizasyonlar da son son bununla malum.
Çözüm ne?
Güdülmez ise yolunu şaşıracakları gütmeye illa ki bir vazifeli çıkacaktır.
İnsan hak ve hürriyetlerine saygılı, ama insan hak ve özgürlüklerine dayalı olmayan tüm mekanizmalar sömürme esaslıdır ve önüne saman ve su konulunca koyana itaati iman bilen herkesin sömürülmesi boynunun borcudur.

Türkiye'nin eğitim sistemi verimli çağlarındaki gençleri oyalamak ve istihdamdan uzak tutmak amaçlı koordine edilmiş durumda ve bunu ıslaha dair ciddi hiç bir gayret maalesef yok.
Bir genç avukat hukuk bürosunda asgari ücretle ancak iş bulabiliyorken, lastik değiştirme işi yapan tamirci 40 50000 TL ücret vermesine rağmen nitelikli eleman bulmakta zorluk çekmektedir.
Bunun sebebi eğitim politikalarının emperyalistler tarafından belirlenen ilkeler ile devam ediyor olmasıdır.
Yerli ve milli eğitim maalesef ne kadar arzulansa da bir türlü hayata geçirilememiştir.
Onbinlerce fakülte mezunu işsiz ve bunalımdadır.
Bu sürdürülebilir değildir ve ceremesini tüm millet çekmektedir. 
Adı milli eğitim olan bakanlık, hızla, adının gereği bir yapılanmaya dönüş yapmalıdır.
*
70 yaşındaki adam pazarda limon satacak geçim için, 20 yaşındaki Suriyeli belediyeden geçim yardımı alacak, yok böyle bir düzen artık demiş bir belediye başkanı, helal olsun!
*
Piyasaya sürülen yeni madeni 5 liranın 50 kuruş hükmü var mı?

Yazarın Diğer Yazıları