İsmail ARSLAN

Görüşlerim

İsmail ARSLAN

İdare ile husumette tüm hak odaklı davaların kazanılabilmesi basit bir prensibe bağlıdır ve hak müdafii olan avukata ihtiyaç, tam da bunun için gerekmektedir:
"Hukuka aykırılığı net olarak ortaya koyabilmek."
*
Birlikte yaşlanmayı düşündüğüne tav teknikleri uygulamamalısın. Neysen ve ne ise o kadar, eksiği olabilir; ama fazlası değil. 
Her meziyetin olmadığı halde bir hesap ile doğal halinmişcesine sergilediğin edayı yemesi, yer görünmesi; işin ilerisinde senin onu basit ve değersiz görmene neden olacağı gibi, onu da senin bu ters köşe aşağılamana karşı bir yerlerde acısını çıkaracağı ortamı kollama operatörü yapacaktır.
*
Bir vaiz çıksa ve sadece şunları deseydi, hoş olurdu:
Allah, Allah'tır.
Allah ile aldatanların, dini, emeline kağnı yapanların dolduruşuna gelip, öfke nedeni ile Allah ile aranı bozma...
Allah vardır ve Onun rızasına uygun bir hayat için sağına soluna insanüstü rehberler doldurmaya ihtiyacın yoktur. Sadece vicdanını dinle ve kendine dahi izah edemeyeceğin haltlardan uzak dur kafidir.
Biri sana "Allah adı ve rızası" ile geldiğinde, önce bir muamelesine bak. Senden bir beklentisi var ise  tekmeyi bas. İslamı kurtarmaya çalışanlardan vebadan kaçar gibi uzak dur. Sen İslam ile kurtulmaya bak."
Gözlerim ufukta bu vaizi bekliyorum diyemem, zira hiç ihtiyacım yok onun sözlerine...
*
Neden olmuyor?
Niçin sevilmiyorlar?
Müslümanların evlerinde olan mobilya Firavunların bile evlerinde yoktu. Bu değil diyeceğim. Diyeceğim o ki:

Kitaptaki iman, imkan devşirmek değil ağız tadı ikramından ibaret olmasına rağmen, tadı tuzu yerinde, yaşamından razı müslüman neredeyse yok denecek kadar az.

Kendinden, hayatından razı olmayan birinden Allah razı olacak sanıldı ve yanlış ata oynandı.

Lafta kalan her söylem, özü kuruttu. İslamı kurtarma dillerde pelesenk oldu, İslam ile kurtulma tarafına hiç yanaşılmadı.

Göz ayrı, dil ayrı, kalp ayrı, kafa ayrı iman ederse olacağı işte sadece bu.

Sevilmeyecek ve olmayacaksın.

İslamı ortaçağa diri diri gömenlerin niyetlerini tefekkür etmeyen müslüman, hala cahiliye döneminde kız çocuklarının diri diri toprağa gömülmesini gündeminden düşürmüyor da ne iş bugün yapılan densizlikler diyemiyor. 

Çünkü Şark'ta hak adına ne varsa hep verilmiştir. Bir lütuf, bir ihsan vardır Şark'ta.. Batı'da kanırtıla kanırtıla alınmıştır her hak ve bu sebeple hakkına sonuna kadar sahip çıkar onlar.

Lakin haliyle hak haktır. En fazla ihlali olur, zayisi olmaz. Yaşama hakkı örneğin. Bu hak doğumdan da önceye bağlanmış bir çok hukukta malum. Kürtaj vb. mevzular... Yaşama hakkı gibidir. Çocuk doğup nefes aldığında başlayan hak ehliyeti süreci... Yani onu mahrum edebilirsiniz, ona eziyet edebilirsiniz. Ama tüm bu tecavüzler doğal suçlardır. Devletin yasası korumasa bile, insanlığın hukuku bunu affetmez. Soykırım gibi... Gasp gibi, tecavüz gibi... 

Hak, hukuk ile korunmasa da haktır. Bir çocuğun cinsel istismara uğraması görüyorsunuz işte yaşayan hukukta yasanın hukukuna bırakılmıyor gibi...

Hak, hakkından en kolay gelinen mefhum, eğer lütuf kabul edildi ise. Hakka sahip çıkmak ise onurdur. Lutfediliği için değil, sahibi olunduğu için.
Örfü din sananlar buraya kadar okuduklarına homurdanıyorlar, biliyorum, çünkü duyuyorum o sesi. Lakin yaşıyorsa insan, onun olan da onundur. Ona bu hakkı veren o bu şu bundan nemalansın diye vermedi. Hakkınıza sahip çıkmamanız insaniyetten çıkmanızdır vesselam.
*
Tokat'ta, Malatya'da deprem olunca neden Kayseri insanı, bu depremleri olağanüstü şekilde hissediyor?
Ova üzerine çok katlı binalar konduranların hesapsızlığında cevap!
Rant hesabı ile yapılan bu işler elbette gelecek nesiller tarafından hiç de hayrla anılmayacak!
*
Türkiye öyle bir ülke ki yaşlı, hasta, kendini idare edemiyor diye cezaevinden çıkardığı mahkuma bir ilin belediyesinin idaresini verebiliyor.
*
Gerçi 18 de olsa fark etmez çocuk çocuktur ve ona yönelik cinsel istismar faili her türlü alçaktır ve esasen bu dünyada bu gibilerin yaptıklarına muadil bir ceza yoktur, lakin adil bir yargılama sonucu fiili subut bulan özellikle 3 5 yaşlarındaki bebelere yönelik cinsel istismar failleri kesinlikle parçalanarak öldürülmeli fikrimce.

Av.İsmail Arslan

Yazarın Diğer Yazıları