İsmail ARSLAN

Din Üzerine

İsmail ARSLAN

Dinden anlayanlar, sohbetine din bananlar, dindarlar çoğaldı, iman büzüldü, sindi, attalara süzüldü...

Ya Rabb! Bize sade ve sadece iman nasip et.
İçinden iman sıyrılmış bir din algısı ile egemen olmanın faziletini, yırtınsanız insanların idrak kabülünde bir yere oturtamazsınız.
Olsa olsa en fazla egemenliğiniz süresince abdestsiz namazı yaygınlaştırır, münafıklığı resmi "birinci" din olarak ilan etmek zorunda kalacağınız günlere adımlarsınız.
İman sade ve sadece Allah'a şerik tutmadan, Ona üstün bir saygıdan ibrettir. Allah'ı hakkıyla bilen her işinde Onu razı etmekten gayrı bir hesaba asla girmez.
Vahiy, evet Kur'an ile sabit ki son Peygamber ile kesildi, ancak ilham kıyamete kadar devam edecektir de, nedir ilham, yazayım:
Hak ile batıl arasını ayırt eden gerçek şuurdur ve sadece hak eden ve talep edenine nasip olur.
Nasıl hak edilir?
Allah'ın Muradını talip olmak ve bildirdiğince hayatı tanzim ile. *
Gerçek şuur, külli şuurun bir cüz'üdür ki, külli olanın sonsuzluğunda cüz'i olan da sonsuzdur.
* Allah Muradı, İslam diye envai çeşit kitapta talim edilende bulunmaz, o, bir yüce görgü ve idrak ile, ancak gerçek şuur ile bilinir.
*
'Ben güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim' ne demektir?
Demek ki ahlak vardı, ama eksiklikler de vardı, o eksiklikler de tamamlandı demektir. Bu sebeple iyi bir Müslüman olmanın ilk şartı, sağlam bir insan olmaktır. İyi insan olunmadan iyi müslüman olmak imkansızdır.
İyi insan karakter sahibi, gayrın hakkına göz dikmeyen, ahlaklı, onurlu insandır. Böyle insan olunmadan, ahlakta zirve yapmış insan olunması mümkün değildir.
*
Ruh, yani vicdan, yani Allah'ın içimizdeki esintisi, nefsimize her muhakemede, iş ve niyette hak ve doğru olanı ikaz eder ve eğer nefs, bu sayhaya kulak kabartır ve gereğince davranırsa yanılması imkansızdır. Ehemmiyet vermez ise, şeytan boşluğu doldurmada gayretli ve mahirdir.
Sonuçta insan tercihini yaşar, ruh mu şeytan mı kulak verdiği ile başlayan süreç, kararı ile, artık kendi eylemi olmuş olacaktır.
*
Kaliteli bir yaşam için dilimizden şu kelimeleri azalta azalta yok etmemiz gerekiyor: "Ama, fakat, lakin, şu kadar ki, ne var ki, gerçi, ancak"
"
Kim estağfirullah demeyi çoğaltırsa, Allah Teala, onu, içine düştüğü her türlü sıkıntıdan kurtarır, darlık ve çaresizlikten ona çıkış verir ve onu ummadığı yerden de  rızıklandırır.
Estağfirullah, 'halt ettim, yanlış yaptım, özür dilerim, haddimi bilemedim, bağışlanma dilerim ey Rabbim, acziyetimi itiraf ile, Merhametine sığınıyorum' demektir.
'Ya Rabbi! Ben pişmanım, yaptığım tüm günahlarımdan, keşke yapmasaydım, İzn i Emanınla umarım, irade ettim, bir daha da yapmam' veya benzer bir kalıpla istiğfara devam edilmesi isabetlidir.
*
Gaziosmanpaşa İlkokulu birinci sınıfta, sınıf öğretmenimize "düşünmek nedir" diye sormam ve "işte bunu sormandır" ile başlayan ve Kayseri Merkez İmam Hatip Lisesinde Rükneddin Demirbaş Hocamın üstün rehberliği ile yön bulan düşünce serüvenim, hız kesmeden devam etmekte, elhamdülillah. Umarım bu minvalde ölene kadar da hak ve adalet üzere devam etmeyi Rabbim nasip ede duasıyla, düşünce denemelerimi usanmadan okuyan sizlere kalbi teşekkürlerimle...

Yorumlar 2
Erciyesdenetim 09 Mayıs 2024 11:46

Mehmet Okuyan Meali Ey iman edenler! Allah’a karşı [takvâ]lı (duyarlı) olursanız size [furkân] [*] verir; sizden günahlarınızı örter ve sizi bağışlar. Allah büyük lütuf sahibidir. Buradaki [furkân] “doğruyu yanlıştan ayırt etme yeteneği”dir. En‘âm 6:155’te de geçtiği üzere [takvâ] (duyarlılık) [Furkân] olan Kur’an’a tabi olmaktır. [Furkân] olan Kur’an’a uyanlar [muttakî] olur. [Takvâlı] olanlara Allah yeni bir [furkân] yaratır.

Murat SOYTÜRK 05 Mayıs 2024 16:10

İsmail bey Rabbim kaleminize güç ve kuvvet versin. Yolunuzu, yürüyüşünüzü Sırat-ı müstakimden ayırmasın. Adaletin ve vicdanın sesine kulak verenlerden eylesin...

Yazarın Diğer Yazıları