YILBAŞI KUTLAMAK VE MÜSLÜMANCA YAŞAMAK
İbrahim Uyar
İslam Müslümanın tüm hayatını düzenler. Müslümanca bir hayat tarzı için sadece ibadetlerin İslam’ın emirlerine uygun olması yetmez. Bireysel ve toplumsal hayat tarzının da İslam’a uygun olması şarttır. Zira İslam, inanç, ibadet, ahlak ve muamelata dair hükümler koymuştur. Dolayısıyla, yediğimiz, içtiğimiz, giydiğimiz ibadetimiz, eğlencemiz, ihtiyaçlarımızı karşılamamız…. Hayatımızın her safhası iyi bir Müslüman için İslam’a uygun olmak zorundadır. Aksi halde mükafattan yoksun olacağımız gibi, cezai müeyyidelere tabii oluruz. Tövbe yolu açık olmak kaydıyla…..
Hıristiyan dünyası her yıl 24 Aralık ile 6 Ocak arası Noel (Hz. İsa’nın doğumu) ve cheristmas (doğum sonrası ayin ve eğlenceler) kutlarlar. Kutlamalardaki tarihlerin farklı olmasının nedeni, Hz. İsa’nın doğum tarihinin Hristiyan mezhepleri arasında farklı algılanması ile ilgilidir. Yılbaşı ile alakası ise tabi ki tesadüf değil, Hz. İsa’nın doğumunun miladi takvimin de başlangıcını oluşturması ile ilgilidir.
Kutlamaların kökeni M. 352 de ölen Aziz Nikolas’a dayanır. Aziz Nikolas bir piskopostur. Piskopos ise Hristiyan din adamlığı hiyerarşisinde papazlıktan bir üst unvandır.
“Noel Baba” olarak bilinen Aziz Nikolas, Hristiyanlığa ilgiyi artırmak istemiş, özellikle de çocukların Hıristiyanlığa ısınması için bazı faaliyetler gerçekleştirmiştir. Her ne kadar bu faaliyetlerin önemli bir kısmı daha sonra değiştirilmiş olsa da, ilk uygulamaları “Noel Baba” ya, yani Piskopos Aziz Nikolas’a dayanır.
Bu gün ülkemizde “yılbaşı” kutlamaları adı altında gerçekleştirilen etkinliklerin tamamına yakını Hıristiyanlığa ilgiyi artırmak için, Papazların uygulamalarından alınmış, Hıristiyanlığı yayma etkinlikleridir. Yani misyonerlik faaliyetleridir. Çam ağacı süsleme, hindi kesme, alkol alma, kadın erkek karışık eğlenme, tombala çekme… Cheristmas’ta çocuklara kapıdan bacadan hediye dağıtma… Her ne kadar sonradan yenilendi ise de Piskopos Aziz Nikolas’ın, Noel Baba elbisesini giyme...
Toplumumuzda yıl başı kutlamaya meyilli bazı kişiler, “biz yılbaşı kutluyoruz, Hristiyanlıkla, başka dinlerle ne ilgisi var?” deyip topluma dayatılan bu inanç hırsızlığını meşrulaştırma çabasına giriyorlar. Hiç kimse kimseyi kandırmasın, “Sadece yılbaşı kutluyoruz” diyenler neden o zaman papaz elbiseli, çam ağaçlı, içkili, tombalalı kutlama yapıyorlar?.. Neden o gece yatsı ve sabah namazını cemaatle kılmak akla gelmiyor da, alkolün en pahalısını, elbisenin en kırmızısını bulmak için sokak sokak geziliyor?
Bakın bu durumu İbn Haldun Mukaddimsinde nasıl izah ediyor: “Mağlupların, galipleri taklit etme psikolojisi yaşadıklarını anlatır” diyerek, söz konusu düşüncede olanların mağlubiyeti kabullendiklerini, çatışmanın iki tarafı olan galip ve mağlup taraflar arasında, çoğu zaman nefret yerine hayranlığın baş göstermeye başladığını, zamanla mağlupların galip tarafı hal, tavır, davranış ve yaşam biçimi ile yüceltip taklit etmeye başlayacağını; galip tarafın etkileyen kültür, mağlup tarafın ise etkilenen kültüre sahip olacağını; mağlup tarafta oluşacak bir kitlenin, galip tarafın savunuculuğunu yaparak, galip tarafın kültürünün benimsenmesini sağlayacağını ve böylece mağlupların kültürünün dejenerasyona uğrayıp, yok olup gideceğini ifade eder.
Efendimiz (SAV) de; “Kim bir zümreye benzemeye çalışırsa, o da onlardandır” (Ebu Davut) diye uyarıyor.
Yüce Kitabımız, hayat rehberimiz Kuran-ı Kerim, Nisa Suresinin 136. Ayetinde “Ya Eyyühellizine Amenu! Aminu Billahi ve Rasulihi…..” (Ey İman Edenler! Allaha ve Resulüne İman edin…) buyruğu ile biz inandığını söyleyenlere, Allaha ve Resulüne imanın gereğini yapmamız konusunda şiddetli bir ikazda bulunuyor.
Mesajlar açık ve net… Elhamdülillah Müslümanız. O halde Allaha ve Resulüne imanın gerektirdiği şekilde yaşayalım….
Tüm dünyanın, “Mevlid-i Şerifi ve Ramazan Bayramını” kutladığı günlerin özlemi ile ….
Yine Maide Suresi 5. Ayet'te de belirtilmiştir ki; "...Sizden kim onları dost edinirse, oda onlardandır..." (Maide: 5/51)
"Kim herhangi bir gruba benzeşirse o da onlardandır." (Ebu Davûd, Libas 4)
İbn Haldun da konuyla ilgili olarak önemli tarihi gerçeklere parmak başar. Mağlupların galipleri taklit etme psikolojisi yaşadıklarını anlatır. (İbn Haldun, Mukaddime, I/374-375)
Yılbaşı ile Noel birbirinden farklıdır; fakat Noel kutlamalarının devamı sayılabileceğinden yılbaşı gecesi onlar gibi eğlenmek, çam kesip evi çamla süslemek caiz olmaz. Çünkü bayramlarında onlar gibi eğlenmek, onlara benzemek olur.
Din kitaplarında buyuruluyor ki:
Noel günü ve gecesinde, kâfirlerin paskalya ve yortularında, onlar gibi bayram yapan küfre girer.
Türkçe’ye Noel Baba ismiyle ve yılbaşı eğlencesiyle bağlantılı biçimde giren kutlamalar; bugünkü Antalya’nın Derme ilçesinde piskopos olarak görev yaptığı ve 6 Aralık 352 veya 354’te öldüğü düşünülen Santa (Aziz) Nikolas adlı bir Hıristiyan azizinin etrafında şekillenmiştir. Denizcilerin, tüccarların, gezginlerin ve çocukların koruyucu azizi olduğuna inanılan bu kişi, daha sonra Santa Claus ismiyle Noel akşamı çocuklara hediye dağıtan efsanevi şahsiyete dönüşmüştür. Kırmızı kıyafeti, uzun beyaz sakalı ve baca deliğinden girip şömineden çıkması gibi hayali ve komik özellikleri ilk defa 1870’te Thomas Nast adlı bir ressam tarafından çizilmiştir.
Yılbaşı münasebetiyle Türkiye’nin ve dünyanın çeşitli yerlerinde milyonlarca çam fidanı Noel hurafesi uğruna kesilip yok edilmektedir. Hristiyan ülkelerde olduğu gibi, Müslüman ülkelerde de bu cinayetler işlenmemeli. Hristiyanlara benzememek için yılbaşı gecesi hindi yememeli! Yenirse mekruh olur. Birkaç gün sonra yenebilir. Kumar oynamak, tombala çekmek gibi oyunlar ise zaten her zaman caiz değildir. Bu gece, gayrı müslimlere benzemek gayesiyle çeşitli yiyecek, içecek almak da caiz olmaz.
Her zaman ne alınıyorsa onları almakta mahzur yoktur. Bu geceye ayrı bir önem vermemelidir.
Hristiyanların çoğunlukta olduğu ülkelerde Noel tatili yılbaşı tatiliyle birleştirilir. Ülkemizde ise 31 Aralık’ta yeni yıl kutlamaları yapılır ve 1 Ocak tarihi resmi olarak “Yeni Yıl Tatili” ilan edilmiştir.
يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُٓوا اٰمِنُوا بِاللّٰهِ وَرَسُولِه۪
