PEYGAMBERİ DİRİ TUTMAK
İbrahim Uyar
“12 Rebiulevvel” dünya Müslümanlarının önemli günlerinden birisidir. 08.11.2019 Cuma gününü, Cumartesi gününe bağlayan gece Efendimiz ’in (SAV) dünyaya teşriflerinin sene-i devriyesi. Bu çok önemli günde Müslümanlar camileri dolduracak, gündüzler oruçlu, geceler ibadetle geçirilecek. Bazı kurum ve kuruluşlar ile okullar anma törenleri düzenleyecek.
Dünyada Bir Buçuk Milyarı aşkın insanın Müslüman olmasına vesile olan, Allaha kul, Resulüne Ümmet olma şuuru kazandıran İslam peygamberinin, benzer etkinliklerle hatırlanması hiç şüphesiz makul ve faydalı olmaktadır. Böyle bir peygamberin ümmeti olmayı nasip ettiği için de Allah’a ne kadar şükretsek, ne kadar kulluk yapsak azdır.
Diyar-i Küfürde İslam’ın yüce peygamberine saldırılar hız kesmeden devam etmektedir. Bu saldırılar bazen karikatürlere konu edilerek, bazen film ve videolarla, bazen de sözlü ve yazılı olarak yapılmaktadır.
İslam peygamberine hakaret ve saldırıların amacı; kalplerdeki ona ulaşan yolu tahrip ederek, sevenlerinin gözünden düşürmek, itibarsızlaştırmak… Ama dünyaya teşrifinden 1448 yıl, Rabbine dönüşünden 1387 yıl sonra bile bu hainler bu düşmanlığı niye sürdür?
Yapılanları doğru okumak önemli. Evet, onların Efendimize (SAV) düşmanlığı hiç bitmedi. Ama, bu günkü saldırıların asıl amacı, çağımızda ona olan sevgi ve bağlılıktan vaz geçmemiş, Onun getirdiği Kuran ve Onun öğrettiği sünnet ile hayatına yön veren günümüz Müslümanlarını yollarından alıkoymaktır. Onun gösterdiği yolda yürüyenlerden çok rahatsızlar… Kendi muharref dinlerinin taraftarları ile, Ümmet-i Muhammedi mukayese edince kıskançlık krizine düşüyorlar.
Onlar bundan rahatsız da…. Bizim içimizde Müslüman figürü taşıyan zevat neden rahatsız? Çağdaşlık, ilericilik, modernizm…. Elbette sebep bu değil. Zira sorulduğunda bu cevabı verenler İslam Peygamberinden binlerce yıl önceki saçma sapan öğretilere öyle hevesliler ki, aşkları dillere destan…. Birde Kuran-ı Kerim’in yolunu , Peygamberimiz ’den (SAV) ayırmak isteyenler var tabii…
İslam Dünyasının içinde bulunduğu mevcut şartlar göz önünde bulundurulursa, bu gün son vahyin peygamberine, onun gösterdiği yoldan yürümeye her zamankinden daha fazla ihtiyaç var. O Rabbine kavuşmuş olsa da; biz onu kalbimizde, zihnimizde, sosyal hayatımızda, ailemizde, işimizde, ticaretimizde, sözümüzde, sanatımızda, eğitimimizde, çevremizde her zaman her yerde DİRİ VE CANLI TUTMALIYIZ. Geçici arzu ve heveslerden dolayı onu 1387 yıl öncenin toprağına gömmeyelim. Onun hayatını ve öğretilerini kendi hayatımıza mümkün olduğu kadar yansıtmaya çalışalım. “ Şu Peygamberimizin dini hayatıyla ilgili, şunun dinle ilgisi yok” deyip arzularımıza göre ayıklamayalım. Zira onun hayatını örnek almaktan, hiçbir insana zarar gelmez.
Mevlid Kandilinde Onun vasiyeti niteliğindeki veda hutbesinden birkaç cümle hatırlayalım:
“Benim sözlerimi iyi dinleyin ki, izzet ve şerefle huzurlu yaşamaya devam edesiniz. Sakın haksızlık yapmayın ve zulmetmeyin. Sakın baskı, zulüm ve işkenceye alet olmayın. Sakın zulme boyun eğmeyin. Haksızlığa rıza göstermeyin. İyice anlatabildim mi?
Ey Müminler, benden sonra küfre dönmeyin, birbirinin boynunu vuran kafirler haline gelmeyin. Size, sımsıkı sarıldığınız sürece asla hak yoldan uzaklaşmayacağınız Allah’ın kitabı Kuran’ı ve Resul’ünün sünnetini bıraktım. Bunlarla amel ediniz.”
Mevlid Kandiliniz mübarek, ibadetleriniz makbul olsun! Selam ve dua ile….