İbrahim Uyar

OKUNDUĞU GİBİ YAZMAK

İbrahim Uyar

 En güzel dillerden birini konuşuyoruz. 220 Milyon insanın konuştuğu güzel Türkçemiz, dünyada konuşulan diller sıralamasında beşinci sırada yer almaktadır. Ural- Altay dil grubuna mensup olan dilimiz, Ülkemiz dışında; Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, Kosova, Makedonya, Romanya ve Irak gibi ülkeler tarafından genel veya bölgesel mahiyette resmi dil olarak kabul edilmiştir.
                Dilimizin güzellikleri ile ilgili pek çok şey sayabiliriz. Bunlardan birisi de; okunduğu gibi yazılıyor olması. Bu aynı zamanda dünya dilleri arasında Türkçe’nin daha kolay öğrenilmesini sağlayan önemli bir etken… Tarih boyunca insanlar arası etkileşim, nasıl kaçınılmaz olmuş ise, diller arası etkileşimde kaçınılmaz olmuş, dilimizden başka dillere; diğer toplumların dillerinden de, bizim dilimize pek çok kelime geçmiştir.   Türkçemizden Sırpça ’ya 9000, Farsça ’ya 3000, Rusça ’ya 2500, Arapçaya 2000, İngilizceye 500, Almanca ’ya 200 kadar kelime geçmiştir. Bu listeyi uzatmak mümkün… Elbette, bu geçiş tek taraflı olmamış, o dillerden de bizim dilimize geçişler olmuştur. Bizde o kelimeleri etkin olarak kullanmaya devam ediyoruz.
                Ancak, okunduğu gibi yazılma özelliğine sahip Türkçemize,  yabancı dillerden geçmiş kelimeleri, madem Türkçeleştirilmeden aynen kullanıyoruz, ama neden kullandığımız gibi yazmıyoruz? Günde yüzlerce defa kullandığımız bu kelimeleri, söylediğimiz gibi veya okunduğu gibi yazsak, Türkçemize zarar mı vermiş oluruz?  Bilakis dil eğitimimizi kolaylaştırmış, Türkçemizi yazarken doğal akışı içinde yazmış oluruz...  
                Tren kelimesini, t(i)ren; elektrik kelimesini, elekt(i)rik; spor kelimesini, s(i)por; kredi kelimesini, k(ı)redi; kral kelimesini, k(ı)ral şeklinde yani, konuştuğumuz şekilde yazmak Türkçe ’ye ne kaybettirir ki? Yanlış ise, telaffuzu da yanlış. Ama telaffuzunu mevcut yazıldığı şekilde söylemek imkânsız. Oysa söylendiği şekilde yazmak,  yazmayı  kolaylaştıracak, insanlar “psikoloji” kelimesini doğru yazıp yazmadığını kontrol etmek zorunda kalmayacak; hem de   ilkokul öğrencilerimize her kelimenin yazılışını ayrı ayrı öğretmek zorunda kalmayacağız….  Keşke bunların yerine Türkçe kelimeler bulunsa da, hiç bunlar öğretilmek zorunda kalınmasa…
                Daha bunun gibi bir çok kelime…. Plan, kritik, pratik, proje, profesör, slogan, program, protein, spiker, staj,  trafik, problem vb.
Bir dilin yazılış şekli, o dili en güzel şekilde konuşan memleketin telaffuz şekline dayanır. Türkiye Türkçesinin yazımı da İstanbul Türkçesidir. Peki, İstanbul Türkçesi ile konuşanlar, sözü edilen kelimeleri mevcut yazıldığı şekilde mi telaffuz ediyor? Tabi ki hayır… Türkçeden başka dillere geçen kelimeler, o ülkelerde bizim kullandığımız şekilde mi yazılıp okunuyor? Ona da hayır…
konuşma dili ile yazım dilini bir birine yaklaştırmak, Türk Dili Derslerinin genel amaçlarındandır. Türk Dil Kurumu da benzer amaçlar gütmektedir. O halde, “Türkçemizde kabul görmüş bütün kelimelerin okunduğu gibi yazılması için,  Türk Dil Kurumunun gerekli çalışmaları yapmasını bekliyor, bunun Türkçenin güzelliğine ve kolaylığına  katkı sağlayacağını  yinelemek istiyorum…
Selam ve dua ile…

Yazarın Diğer Yazıları