İbrahim Uyar

OKUMAK/ANLAMAK/YAZMAK VE MEDENİYETE ULAŞMAK

İbrahim Uyar

Dinimiz okumaya çok önem verir. “Kuran” kelime olarak  “okumak ve toplamak” anlamına gelir. Hz. Muhammed’e (SAV) Peygamberlik görevi, Kuran’ın ilk inen ayeti olan “Seni Yaratan Rabbinin adıyla OKU.” ayeti İle verilmiştir. Millet olarak gerek dinimizden aldığımız bu feyizle, gerekse tarihten gelen kültürel birikimimizle okur- okuturuz.
Ama son yıllarda okuma alışkanlığımızda bir zafiyet baş göstermiştir. Okumak için materyaller artmasına, gelişen teknoloji okuma isteği olanlara çok büyük imkânlar sağlamış olmasına rağmen, araştırmalar dünyanın az okuyan ülkeleri arasında yer aldığımızı göstermektedir.
Dinimizin önemle üzerinde durduğu emirlerden biri de yazmaktır. Şayet yazan bir toplum olmayı başarabilirsek, “okuma” kültürümüzde de kalıcı bir ilerleme kaydedebileceğimizi düşünüyorum. Okuma alışkanlığı kazanmada, yazma düşüncesi bir ivme noktası olacaktır. Çünkü yazmayı düşünen insan kesinlikle okuyacak, okuduklarını ve öğrendiklerini kullanabilmek için ise daha çok ve daha kaliteli bir okuma alışkanlığı edinecektir. Okumanın ve yazmanın bir birini harekete geçiren bir döngü oluşturduğu gözden kaçırılmamalıdır.
Bu yüzden İslam Dini yazmayı çok önemsemiştir. Yukarıda sözünü ettiğimiz Alâk Suresinin ilk ayetlerinde, yani Peygamberimize inen ilk beş ayetten dördüncüsü  “O kalemle yazmayı öğretendir.” (Alâk S./ 4) İlahi Mesajı ile yazmanın önemini vurgulamıştır. Kuran-ı Kerimdeki surelerden birinin ismi “Kalem Suresi” olup, bu sureye Cenab-ı  Allah “Nun. Kaleme ve onun yazdıklarına and olsun…” (Kalem S./1) diyerek başlamıştır. Dinî kaynaklarımızın pek çok yerinde konuya sıkça rastlamak mümkündür.
Dinimiz açısından “okumak” gibi, “yazmakta” önemli emirler arasında yer almaktadır. Sadece dinî açıdan değil; milli gelişmişlik açısından da yazı yazma kültürü önem arz etmektedir.  Ama toplum kültürümüzde, okuma alışkanlığı kazandırmak için yapılan göstermelik yönlendirme kadar bile “yazma” kültürümüzün gelişmesi için gayret gösterilmemektedir.
Toplumda oluşturmaya çalıştığımız okuma kültürünü, daha kalıcı hale getirebilmek için öncelikle gençlerimizden başlayarak yazma alışkanlığı da kazandırmalıyız.  Bunun için eğitim planlamamızı yenilememiz gerekir. Yazarak anlatmaya ve yazılı ifade geliştirmeye yönelik bir Eğitim Felsefesine ihtiyaç var.
Bireyin; öz güven kazanması, kendini ifade edebilmesi, öğrendiklerinin kalıcı hale gelmesi, kelime dağarcığının gelişmesi ve okumayı ihtiyaç olarak hissetmesi için yazma alışkanlığı kazanması büyük önem arz etmektedir.
Hiç olmazsa bunu kendi hayatımızda ve ailemizde başlatabiliriz. Okuduğumuz bir Hadis-i Şerif hakkında bir iki paragraflık bir yazı yazma düşüncesi, okuma kalitemize de sosyal hayatımıza da çok şey katacaktır. Bir vecize, yaşanmış günlük bir olay, bir nesnenin, bir manzaranın, bir duygunun kâğıda kırık dökük kelimelerle bile dökülmeye çalışılması; aklının, fikrinin, inancının ifadesi olarak insana insan olduğunu hatırlatacaktır. Yazı kalitesi konusunda hoşgörü derecesi yüksek bir başlangıç yapılabilir. Başlangıçta hiç mükemmeliyetçi olmaya gerek yok. Zamanla yazmanın kendimize, yavrularımıza, ailemize ve toplumumuza neler kazandırdığını göreceğiz… Zihinsel gelişimin, konuşma kabiliyetinin, kendini ifade etme, insanlarla anlaşabilme, kötü olanı fark edip iyi ve güzel olana yönelme, anlaya bilme- anlatabilme gibi pek çok üstün özelliği yazma alışkanlığı elde ederek kazandığımıza şahit olacağız.
 Aydın insan olmak,  yazımızın kalitesi ile orantılıdır. Ne kadar iyi, güzel, kaliteli ve çok yazıyorsak, o kadar aydın insanız demektir. Tarih yazıyla başlar… İnsanlık kendini yazıyla tanır. Geçmiş, geleceğe yazı ile taşınır… Bir satırlık yazı bazen bir hayat kurtarır.  Yazı bir kimliktir… Bir kişilik, bir kültür, bir medeniyettir.  Okumak bu konularda yazmanın sadece birinci basamağını oluşturur. Medeniyet zirvesine çıkmak için okuma basamağını aşıp, yazı yazma erdemine ulaşmak gerekir.
 “Allah okumayı emreden”(Alâk S./1) “ yazmayı öğretendir.”(Kalem S./1) “Tarih yazan bir millet” olmak için önce yazı yazan bir toplum olmak gerekir. Yavrularımıza iyi bir gelecek kazandırmak istiyorsak, okuma alışkanlığı yanında yazı yazma kültürünü de kazandırmalıyız. Anlayamadıysak, okumamışız demektir. Yazamıyorsak anlayamamışız demektir. Oysa medeniyete ulaşmak okumak, anlamak ve yazmakla mümkündür.
 Bu gün bir başlangıç yapalım… Aile bireylerinin her biri ayrı ayrı, “Söz uçar yazı kalır.” deyişi hakkında bir paragraflık yazı kaleme alıp, aile tarihindeki yerini alması için özel bir dosyada muhafaza etsin… Günlük hayatımızda vakit ayırdığımız şeyleri düzgün ve anlaşılır bir şekilde bir deftere veya bilişim dosyasına kaydedelim… Küçücük bir hikâye yazalım. On dakikalık basit bir hikâye… Toprağa düşen bir tohumun, yavrusuna yiyecek veren bir serçenin hikâyesi…  Dört dörtlük olması gerekmiyor, saçma bir hikâye bile olsa! Herkesin birazcık saçmalamaya hakkı var… Yeter ki bir başlangıç yapalım!..
Selam ve dua ile...

Yazarın Diğer Yazıları