İSTANBUL SEVDASI

İstanbul bir rüyadır, bir hayaldir İstanbul… Şiirlere konu olmuş, şairlere ilham vermiş, sanatçının ruhunu aydınlatmıştır İstanbul… Türk filmlerinin tamamına yakını burada çekilir, besteler burada yapılır, sanat adına icra edilen bütün eserlerin en derin konularını İstanbul oluşturur. Ticaret, Ekonomi, Finans, Tarih, Bilim, Sanat ve Edebiyattan bahsederken, söze İstanbul’dan başlanır…. Yerli ve yabancı tüm kaynaklar şehirlerin padişahı, dünyanın göz bebeği olduğunu öncelikle zikrederler…
Kalabalıklaşan nüfusa paralel olarak, göz bebeğimiz İstanbul’un sorunları katlanarak büyümemekte, sorunlar büyüdükçe de rüyalarımızın bu şehri itibar kaybetmemektedir. Hava kirliliği, kokuşmuş denizler, trafik sorunu, altyapı ve ulaşım yetersizliği, betonlaşma…
İstanbul öksürürse, Türkiye zatürre oluyor. Tüm sevenlerine büyük geçmiş olsun ama, İstanbul’da meydana gelen 5,8 büyüklüğündeki bir deprem (Allah daha büyüğünden korusun), iletişim dahil tüm Türkiye’yi olumsuz etkiledi. Bu durum sadece deprem için değil, aklımıza gelen bütün olumsuzluklar için geçerli. Elbette tüm ülkemizin etkilenmesi normal. Zira İstanbul için ülkemizin beyni, kalbi,  göz bebeğimiz demiştik...
Ama sorun İstanbul’da değil; İstanbul’un dokusunu bozan biz insanlarda... Plansız ve hormonlu büyüme, yetersiz şehirleşme,  düzensiz göç sonucu On Beş Milyona ulaşan nüfus artışı, İstanbul’un yaşana bilir şehir statüsünü zayıflatıyor, kentsel sorunları ve risk oluşumlarını artırıyor…
Sorunları çözmek elbette  kolay değil… Temel  sorun olarak görülen, kalabalıklaşmanın çözümü için pek çok alternatif çözüm önerilmiş, ama bunların tamamı uygulanabilir bulunmamıştır. İstanbul’a yerleşmenin izne tabi olması gerektiğinin dahi müzakere edildiğini unutmadık...
Eğer haddim ise bende bir çözüm önerisinde bulunmak istiyorum; Benim sunacağım çözüm önerisi, İstanbul nüfusunun hormonlu büyümesine kısmen merhem olabileceği gibi; gelişememiş, ticareti geri kalmış, nüfusu azalmaya devam eden birçok Anadolu şehrinin gelişmesine katkıda bulunacak bir çözüm olacaktır…
İstanbul Valiliğinin WEB sitesinde, İstanbul’da 13 devlet üniversitesi, 44 de vakıf ve özel üniversite olmak üzere toplam 57 üniversite bulunduğu, bu üniversitelerde bir milyondan fazla öğrencinin öğrenim gördüğü belirtilmektedir. Bu bir milyonu aşkın öğrenciye hizmet amacıyla İstanbul’a yerleşen, akademisyen, sağlıkçı, kantinci, kırtasiyeci, temizlikçi, berber, marketçi…. ve bunların aileleri eklendiğinde, iki milyonu aşan bir nüfustan söz etmiş oluyoruz. Çocuğunu İstanbul’da okutmak için, oraya yerleşenleri de unutmamak gerekir…
 Anadolu’da gelişmeye müsait şehirlere; eğitim binaları, laboratuvarları, kütüphaneleri ve diğer müştemilatları ile altyapısı güçlü, her türlü donanımı gelişmiş, ulaşım ve haberleşme altyapıları hazırlanmış üniversiteler kurulmalı.  İstanbul’da bulunması şart olmayan yeni açılacak üniversitelerin,    Oxford’da olduğu gibi,  bu üniversite şehirlerine yönlendirilmeleri sağlanmalı. Hatta zaman içerisinde kentsel dönüşüm imkânlarından yararlanılarak, mevcutlarından bazıları da bu imkânlara sahip üniversite şehirlerine yönlendirilmeli.
Bu yolla on beş milyonluk İstanbul nüfusundan, iki milyona yakınının Anadolu’ya dönüşümü sağlanabilir. Böylece hem İstanbul’un hormonlu nüfus artışına kısmi çözüm getirilmiş olur, hem de gelişmekte olan Anadolu şehirlerine yatırım imkânı sağlanmış olur.
Ülkemizin geleceğinde söz sahibi olacak gençlerimizin İstanbul’da Üniversite tahsili yapmaları kadar güzel bir şey olmadığını; İstanbul’da okuma düşüncesinin, hayallerin en güzeli olduğunu peşinen kabul ediyorum… Ama gençlere İstanbul kalitesinde, Oxford standartlarında eğitim imkânı verilecekse;  İstanbul kâbus olmaktan çıkıp, göz bebeğimiz olmaya devam edecekse neden olmasın…
Artık İstanbul için bir çözüm düşünülmek zorunda… Bende kendi adıma çözüme katkıda bulunabilmek için bir fikir beyan ediyorum. Daha güzel çözüm sunacak olanlar tabi ki vardır… Ama artık bu çözümler hayata geçirilmeli, İstanbul sorun yumağı olmaktan çıkarılmalı… Bu tür fikirlerin, İstanbul’un sorunlarına çözüm olduğu görülürse, diğer metropollere de uygulanma imkânı buluna bilir… Selam ve dua ile…