İbrahim Uyar

BADEM AĞACI

İbrahim Uyar

Aziz Vatanın pek çok yerinde yeşile daha kolay uzanabilmek, yok olan ormanlarımızın kararan topraklarını tekrar yeşille buluşturabilmek için, devlet ve milletin tüm fertleri seferber olmuş durumdalar. İlgili bakanlıkların, belediyelerin ve halkımızın bu konudaki gayretleri takdir-i şayandır.

Mevsim şartları müsait olduğunda, ilgili kurum ve kuruluşlar ihtiyaç bulunan yerlere, ekim ayından başlayıp nisan ayına kadar fidan dikimi gerçekleştirirler. Bir şenlik havası içinde sevabına ulaşmak, ülkenin geleceğine yatırım yapabilmek için seferberlik devam eder. Gelecek nesillere daha yeşil bir “Türkiye” bırakabilmek için coğrafi şartlara uygun olarak, çam, akasya, çınar, atkestanesi, mahlep vb. ağaçların fidanları toprakla buluşturulur.

Hiç şüphesiz hepsi çok kıymetli; yetiştiği topraklara ve çevreye büyük katkı sağlayabilecek ağaçlar… Çeşitliliğin fazla olmasının, yeni yetişen gençlerin bitki örtüsünü tanıması ve yeşile olan ilgilerinin artması açısından önemi inkâr edilemez.
 Ama bu fidan türlerinin ağaca dönüşmesi; özellikle bir kısmının yetişmek için suya ve bakıma fazlaca ihtiyaç duyması, bazen emeklerin boşa gitmesine, amacın gerçekleşmesinin zorlaşmasına neden oluyor.  

Ben alternatif bir ağaç türü önermek istiyorum. İnsanımızın ve toprağımızın yabancısı olmadığı bir ağaç… Pek çoğumuzun çocukluktan beri  gölgesinden, ürününden faydalandığı; hatıralarımıza ortak olmuş bir ağaç…. Bir ağaçtan beklenilen şeylerin çoğunu sunabilecek bir nimet… BADEM AĞACI!.. 

Hem ihtiyacımızın  yüzde seksenini  ithal etmekten kurtulup, ihraç eder duruma gelmek; hem daha az bakım ve su ihtiyacı ile topraklarımızı yeşile dönüştürmek; hem de çok faydalı olduğu için hepimizin kapış kapış yaptığı  bu nimetten doya doya faydalanabilmek için neden dağa taşa badem fidanı dikmiyoruz ki?...  Badem ağacı; en az maliyetle yetişen, en uzun ömürlü ağaçlardan biri…

Çağlasından hasadına kadar ekonomik değeri yüksek olan bir ürün! Bir iki yıldan sonra çoğu iklimlerde sulamaya bile gerek kalmadan yetişir.  Hatta çekirdekten çıkanlarının, suya o kadar bile ihtiyacı olmaz. Altına düşen ürünlerden kendi kendine çoğalır, dağılır gider… Toplanan toplanır, toplanmayan kurda kuşa yem olur; en güzeli de tohum olur, kendiliğinden çıkar, büyür…

Küresel ısınmanın olumsuz etkileri ile orman yangınları arttı. Yanan ormanları zamanında söndürmekte, teknoloji hala yetersiz kalıyor. Ağaçlar, kolay tutuşmaya ve alev almaya müsaitse, güzelim ormanlarımızın kül olmasını seyretmekten başka elimizden bir şey gelmiyor. Ama badem, ağaç cinsleri içinde bu yönüyle de en avantajlı gurup içinde yer alır. Çam ve benzeri ağaçlarla mukayese edilmeyecek kadar yanmaya karşı dirençlidir.

Yemyeşil bir doğa hayal etmek herkese iyi gelecektir!  Şöyle bir düşünelim… Dağlarımız, karayollarımızın kenarları,  okullarımızın- camilerimizin bahçeleri, parklar yeşil yeşil badem ağaçlarıyla dolu!... Oksijeni ile yeşilliği ile gölgesi, ürünü, çağlası ile insanlığa nimetlerini sunan ağaçlar… (Mümkünse tarım alanlarının en verimli olan yerlerini,  badem için tahsis etmeyelim…  Şükür, badem yetiştirmeye müsait çok yer var!)

İşi olmayanlar, evine bir ekmek götüremeyenler; dağlardan badem hasat edip, ekonomiye kazandırsa, hem kendi bütçelerine katkı açısından, hem de milli ekonomimiz açısından kayda değer bir katkı sağlanmış olur. İhtiyacı ithalat yoluyla temin edeceğiz diye ABD ekonomisini zengin etmek zorunda değiliz. Bir sürü döviz vererek aldığımız (hatta gücümüz yetip alamadığımız) bu ürün; “Canım Vatanımın” pek çok yerinde kendiliğinden yetişir. İşsize iş, aşsıza aş olur. Yetişkin durumdaki her kırk-elli badem ağacı, bir aileyi geçindirir. Gıda sanayinden, kahvaltı sofralarına kadar pek çok alana hizmet sunulmuş olunur.

Yeşilin her türlüsünü yetiştirmek benim anlayışıma göre ibadettir. Fakat bir çaba sarf ederken; elde edilen kazanımların çokluğu,  hasenâtı artırmak açısından önemli!  Günümüz şartlarında çam ve benzeri doğrama olarak kullanılan ağaçlara olan ihtiyaç azaldı. Kaldı ki, hangi yeşile nerede ihtiyaç varsa onu yetiştirmeye devam edelim. Gözler her yeşile, her yerde doysun… Buna engel bir söylem, yanlış olur. Alternatif olarak ifade ettiğimiz düşünce, çeşitlendirme ve zenginleştirme ile ilgilidir.

Alternatif düşünce olarak “Neden başka bir ağaç değil de, badem ağacı?” diye sorulabilir. Tek alternatif değil elbette!.. Ama badem ağacı; yeşilden beklenen pek çok faydayı sağlayabilecek bir ağaçtır. Bakımı kolay, yetiştirilmesi ucuz ve uzun ömürlü…  Medar-ı iftiharımız,  Kayserimiz; neden böyle bir şeye öncülük etmesin? Bence yakışır!

Yazıyı yazarken, “Biraz abarttım mı acaba?” diye düşündüm. Ama sizde takdir edersiniz ki avantajı çok, dezavantajı yok denecek kadar az... Yine de amacımın, sadece ilgili kurum ve kuruluşların ARGE servislerince değerlendirmeye alınmasını sağlamak olduğunu belirtmek istiyorum.  Tabi ki son söz onların… Yazıyı temmuz ayında yazmamın amacı da bu zaten!

Müslüman bir ağaç diker, o ağaçtan insan hayvan veya kuş istifade ederse, kıyamet gününe kadar o kimse için sadaka olur.” (Hadis-i Şerif, Müslim, Müsâkât,10.)

Selam ve dua ile…..

Yorumlar 2
İbrahim UYAR 09 Temmuz 2020 12:46

Allah razı olsun ağabey, teşekkürler.

Imran ün 06 Temmuz 2020 14:35

Harika bir fikir. Neden olmasın.

Yazarın Diğer Yazıları