Ekrem Nazlı

'Kayseri'ye 500 koronavirüslü getiriliyor' iddiası!

Ekrem Nazlı

Kriz anlarında, gündemin karışık olduğu durumlarda ya da olumsuz haberlerin arttığı zamanlarda o an konu neyse onunla alakalı bazı ses kayıtları, görseller internet sosyal medya ortamında dolaşıma sokuluyor. Özel günlerde insanların birbirlerine gönderdiği toplu tebrik kutlama mesajları gibi birden gruplara, mesaj kutularına bu türden kayıtlar anında iletiliyor. Hem de sorgulamadan araştırmadan.

Haliyle bizler de taşıdığımız kimi çekincelerden ve korkudan dolayı tarafımıza iletilen bu türden enformasyonları sevdiklerimizi korumak güdüsüyle kendi listemizdeki kişilere yönlendiriyoruz. Herkesi bir şekilde “bilgilendiriyoruz” da ya o bilgi gerçek değilse!

Gerçek olup olmadığını farklı yöntemlerle anlayabiliriz. Gönderenin güvenilir kaynak olup olmadığı, kamuoyuna yansıyan ve yetkililerce dile getirilip getirilmediği, söz konusu ses kayıtlarında/görsellerde/belgelerde bahsi geçen iddia edilen “şey”in gerçeklik payı ve mantıklı olup olmadığı, gönderilenin neye kime hizmet ettiği, ciddi bir bilgi olup olmayacağı, teknik olarak inceleme gibi farklı farklı yöntemlerle tarafımıza iletilen bu tür “şey”leri, akıl süzgecinden geçirmeden, teyit süzgecinden geçirmeden inanmamak gerekiyor. İnanmamak yetmiyor dolaşımın artmasına da yol açmamak gerekiyor.

Bu konuya en yakın örneklerden biri İdlib’ten gelen şehit haberlerimizin olduğu geceydi. O gece sosyal medya ve internet yavaşlatılmıştı çünkü olur olmadık içerikler paylaşılıyordu hatta teyit edilmesi mümkün olmayabilecek içerikler de vardı. Bu tür durumlarda yavaşlatma stratejisi dozunda olduğu müddetçe doğru bir hamledir ve gereklidir. Söz konusu ortamlarda binleri bulan trol hesapların var olduğunu düşünürsek ve bu hesapların ne amaçla işlerini yürüttüklerinin bilincinde olursak, yavaşlatma stratejileri doğrudur. Şehit sayımız sanılandan fazla türünden görüntüler, söylentiler bu yüzden dolaşıma sokulmuştu. Gerçekti veya değildi ancak ülkede zaten yaşanmış bir şok hali vardı, şehitlerimizin aileleri acı içindeydi ve Türkiye Mehmetçiğine gözyaşı döküyordu. Bir de kaosa yol açacak teyit edilemeyen ve trol hesaplardan dolaşıma sokulan içeriklere yol verilseydi, işler daha çok içinden çıkılmaz bir hal alacaktı. Nitekim olayın akabinde devlet yetkilileri bu türden paylaşımlara itibar edilmemesi gerektiğini vurguladı ve resmi açıklamanın beklenmesi gerektiği ifade edildi. Ardından o acı haberler verilmeye başlandı. Bizim esas bakmak zorunda olduğumuz yer, resmi makamlardır. Resmi kaynakların açıklamaları farklı kaynaklardan yine teyit edelim, sorgulayalım varsa eksiklerini açıklayalım ama trol hesaba mı resmi açıklamalara mı itibar edilecek sorusuna resmi açıklamalar cevabını vermek zorundayız.

Suriyeli mültecilere yönelen eylem ve söylemler de buna dahil. Provokasyonlarla, mevcut ortamdan faydalanarak, bütün mülteciler aynı görülüp saldırılar yapılmadı mı? Yapıldı. Yansın, yıkılsın diyerek vatandaşın duygularına hitap edip tahrik edilmedi mi? Edildi. Nasıl oldu bunlar? Sözünü ettiğim aynı mecralarda farklı söylemlerle yapıldı.

“500 tane sınırdan Türk vatandaşı koronavirüsüyle buraya getiriliyor”
Geçtiğimiz günlerde bir ses kaydı ulaştı. Ses kaydında bir kadın sesi var. Kaydın nerden çıktığını kaynağını bilemiyorum. Zincirleme olduğu için daldan dala sekip geldi. Kayıtta kadın şunları söylüyor: “Sevgili akrabalarım. Gece aniden hastane açıldı, bu yeni şehir hastanesi açıldı. 500 tane sınırdan Türk vatandaşı koronavirüsüyle buraya getiriliyor. Bura karantinaya alınacak. Herkes duyursun, kamuoyu oluşturulsun. Herkes duyurabildiği kadar her yere duyursun. Yalan bilgi falan da değil. Gece hastane açıldı. Hastalar da geliyor, bakan geldi.”
Bu kayıtta, kadın akrabalarına seslenerek başlıyor, olay yerinde gibi “son dakika haberi” paylaşıyor, sayısını da veriyor ve herkese duyurulmasını istiyor! Ek olarak yalan olmadığını da ekliyor ki gerçek olduğuna inandırsın… Bir de bakan geldi diye bitiriyor… Şimdi bu bilgi nasıl elde edildi? Bilgiyi elde eden kim ve vasfı ne? Rakamdaki netlik nereden teyit edildi? Sınırdan ama nereden getiriliyor? Yalan bilgi değil diye neden vurgulanıyor? Bakan gelmiş (!) hangi bakan geldi ve nasıl tanıdın? Hastalar gece getiriliyorsa eğer o karanlıkta ve çok riskli bir ortamda olay yerindeymiş gibi nasıl net bilgiler verilebiliyor? Bakanın geldiğine kadar bilgi varsa eğer o an orada olunması gerekiyor bu mümkün mü?

Akla gelen ilk sorular bunlar. Hani bize ulaştırılan şeyleri sorgulamak ve doğru mu değil mi diye araştırmak istiyoruz ya. Bu sorulara yerinde cevaplar bulabiliyorsak olayın doğru olabileceği ihtimali devreye giriyor ama hala ihtimal olarak.

Kaldı ki bir tane bile kuşkulu durum olduğunda gözlem durumu olduğunda kamuoyu aniden tepki veriyor ve yetkililer dikkatle konunun üzerine gidiyor, açıklama yapıyorlar. Böylesine ciddi bir konuda büyük bir rakamda hastanın geldiği bilgisi mantık ve akıl dışı olarak kalıyor. Öyle bir durum olsa diyelim aniden Kayseri’de yansımaları hissedilirdi ve peş peşe açıklamalar yapılır önlemler alınırdı. Gerçi ses kaydında bahsedilen şehir hastanesi Kayseri mi o da meçhul de…

Sözün özü bu tür ses kayıtlarına, dolaşıma sokulan ve korkutma panikletme amacı taşıyabilen şeylere karşı çok dikkatli olmalı ve yayılmasına katkı sağlamamak gerekir. Bu tür durumlarda da ilk bakacağımız yer resmi makamlardır. Bu konuda mesela Sağlık Bakanlığı’dır, Kayseri Valiliği’dir, İl Sağlık Müdürlüğü’dür vs. Öyle bir hareketlilik de yaşanmadı şükür, yaşanmasın da… Ancak durduk yere zaten yaşanan hadiselerden panikte olan, tedirgin olan insanları böyle ses kayıtlarıyla bir kez daha panikletmenin bir alemi yok. Hemen inanmayın, emir kipiyle seslendiği için başkalarına göndermek zorunda kalmayın. Önce sorgulama gerçekse ve paylaşıldığında iyi sonuçlar doğuracaksa paylaşılmalı ve dolaşıma katkı sunulmadı. Gerisi düzmeceden, trollerin ekmeğine yağ sürmekten başka bir şey değil.
 

Yorumlar 1
Sait Onat 06 Mart 2020 12:47

m makalenize askeri taktik ve stratejik olarak katılıyorum. ancak, cumhurbaşkanının "bir kaç şehidimiz var" diyerek olayları küçümsediği ülkemizde vatandaşımızın devlet yetkililerine olan inancının şüpheye düşmüş olması gayet makuldür. devleti yönetenler vatandaşa mantıklı makul açıklama yapmamakta kuru hamaset ve eleştirenleri tehdit ederek yürütmeyi götürmeye çalışmaktadır.

Yazarın Diğer Yazıları