Bekir AKBULUT

REKLAMLAR ZEHİRLEMEYE DEVAM EDİYOR…2

Bekir AKBULUT

Soruyorum. Acaba sadece benim dikkatimi mi çekiyor? Benden başka izleyen kimse yok mu?  Bu, televizyon reklamlarından, dizi ve filmlerdeki şiddet ve lüks hayat propagandasından rahatsız olan yok mu? Milletimizin; aile, toplum ve sosyo-kültürel hayatımıza, her an zehir kusuyorlar. Hiçbir reklamda, Türk ve Müslüman aile kültürü yansıtılmamaktadır. Tamamıyla, batı ve yabancı kültürlere göre yaşayan aileler örnek olarak sergilenmekte. Müslüman bir ülkede, Hristiyan ve Yahudi kültürünün her türlü propagandası, misyonerlik faaliyetlerinin her türlüsü, milletimize sunulmaktadır. Reklamları denetleyen bir kurum yok mudur? Bildiğim kadarıyla vardır, ama ne işe yarıyor ben çözemedim.

Bir reklam düşünün, yarım saat sürüyor, devletin kanalında bile sergilenen örnek aile,  kılık kıyafetiyle, konuşmalarıyla, israfa ve tüketiciliğe alıştıran çağrılarılarıyla boy gösteriyor. Hiç biriniz, Anadolu ailesi gördünüz mü reklamlarda?  Markette alışveriş yapan tesettürlü, kapalı bir bayan veya Müslüman bir aile gördünüz mü? Dizi ve filmlerden sonra, reklamlarda da şiddete ve asi olmaya, özgür olmaya çağıran konular işlenmekte.. Asiliği ve özgürlüğü, anne ve babaya, aileye ve topluma zarar verecek şekilde sunmaktalar. Uydurulan sahte özgürlük çağrıları, asi olma davetleri, ulaşılamayacak maddi zenginlikler hayali kurdurulması, önce ailenin, sonra toplumun ve nihayetinde milletimizin huzurunu bozmaktadır, istenmeyen sonuçlara götürmektedir. Şiddet her geçen gün artmakta, bunu da, gençliği, özgürlük teranelerine, sahte hayat oyunlarına davet eden reklamlar, diziler ve filmler körüklemektedir. Bir içecek reklamında, asiliğe çağırıyoruz, özgürlük sizin olsun sloganı, bir araya gelmiş, sarhoşluk görüntüleri arasında, dağıtmış gençler mutluluğu vurgulanmaktadır. Maddi olarak insanın erişmekte güçlük çekebileceği, zenginlik gösterileri, aile yapısına dinamit koyan kadın ve evlenme programları, ertesi gün insanları şiddete götürecek mafya dizileri, deterjan reklamında bile maneviyatımıza ve kültürümüze uymayan örnekler kullanılması, insanımızı zehirlemektedir. Bunun en başında, çıplak bayan resim ve görüntüleri servis edilmesi, zehir değildir de nedir? Reklamların % 80ninden fazlasında kullanılan, çıplak kadın vurgusu, ahlaki dejenerasyon, psikolojik yıkıntı oluşturmaktadır. Özellikle gençleri etkilemekte ve özentiye sürüklemektedir. Sokakta, normal giyimli anne ve babanın yanında, mini etekli, yarı çıplak kızını kim izah edecek. O kız çocuğuna kendi kültürünü ve inancını veremeyen anne baba, kendini nasıl savunacak acaba, yada savunma gereği duyacaklar mı?

Reklamlarda ve filmlerde, modernlik ve çağdaşlık diye yutturulan, marka saplantısı oluşturan görüntüler, her an gençlerin dimağına çakılmaktadır. Sosyal medyada ve televizyonda gördüğü, sokakta gördüğü örneklere ve metalara ulaşamayan, zengin hayatı hayallerinin gerçek olmadığını gören gençler, kısa zamanda, hayal kırıklığı, moral bozukluğu ve psikolojik yıkıntı yaşamaktadır. Bu durumda, ya içine kapanmakta, uygunsuz alışkanlıklara yönelmekte, ya da şiddet sarmalına kapılmaktadır. Böylelikle isteklerine kavuşacağı fikrine düşmektedir. Sürekli yenilenen model ve markalar, insanımızı baskı altında tutmakta. İhtiyaç olmadığı halde tüketime yönlendirmektedir. Bu durum ekonomik problemler doğurmakta, ekonomisi bozulan aileler hızla parçalanmaktadır. Yüz yıldır baskısı devam eden, pompalanan batı hayranlığı, artık her alanda yaşantımızı etkilemiş, toplum yapımız, adı Müslüman, ama hayat tarzı, tamamıyla Avrupa özentisine kapılmış,  bozuk bir haldedir. Reklamların tamamında, dizi ve filmlerin büyük çoğunluğunda, Türk milletinin kültür ve inancı, tarihi ve maneviyatı görmemezlikten gelinmektedir. Reklamlar bizi batıya benzetmeye çalışıyor. Rasulullahın sav. ‘’Kim bir kavme benzemeye çalışırsa, onlardan olur,, hadisini zikrederek hatırlatırız. Acizane bir vatandaş olarak, yetkililere sesleniyorum; Lütfen, şu ahlaka mugayyir reklamlara, dizilere ve programlara bir el atılsın. Milletimizin hasletlerini, maneviyatını göz önünde bulunduracak,  basın yayın kanunları çıkarılsın. Eğer varsa uygulansın. Görevini yapmayan kuruluşlara bir el atılsın,  Allah rızası için. Böyle giderse kendimizden kaybetmeye devam edeceğiz.

Allah, milletimizin ve ümmetin yardımcısı olsun. Mazlumların tek sığınağı olan bu milletin, hasletlerine sahip çıkılmaz ise, yakın bir gelecekte, çok daha müsrif, tüketici, daha bozuk, daha parçalanmış, daha fazla şiddete meyilli toplum ortaya çıkacak. Allah muhafaza.  Amin. Vesselam..

Yazarın Diğer Yazıları