Bekir AKBULUT

OYALANIYORUZ. ZAMAN KAYBEDİYORUZ…

Bekir AKBULUT

Dünyanın ahvaline, şöyle biraz geri çekilir bakarsak durum çok vahim. Zulüm diz boyu. Adaletsizlik yaygın ve yerleşmiş. Zalim, dünyanın her yerine hükmediyor. Batıl, dünyayı hegemonyasına almış. Sömürü bölgeleri oluşturmuş ve aralarında paylaşmışlar. İnsanlık perişan. Alemi İslam paramparça. Ümmet ayrılığa düşmüş. Irkçılık almış başını gidiyor. Müslümanlar birbirini öldürüyor. Batıl birleşmiş, silah üretiyor, fikir üretiyor, sanayi geliştiriyor, bilimsel çalışmalar yapıyor, uzaya istasyonlar kuruyor, her geçen gün hızla gelişiyor. Karşısında hakkı tutacak kaldıracak, insanlığı felaha kavuşturacak olan tek cephe İslam alemi, sadece oyalanıyor, oyalıyorlar, zaman kaybettiriyorlar.

Ümmet oyalanıyor. İslam ülkeleri oyalanıyor. Ülkemiz ve milletimiz oyalanıyor. Her seferinde, yeni plan ve projeler üretip önümüze atıyorlar, engel çıkarıyorlar. Bahaneler üretiyorlar. Kurdukları araştırma ve strateji enstitülerinde, Dünya ve İslam Alemini oyalayacak politikalar uyduruyorlar. Oluşturdukları siyaseti, uluslararası sorumluluklar sahtekarlığı adı altında yutturuyorlar, zorluyorlar, kabul ettiriyorlar. İnsanlığın başına diktikleri jandarmaları olan BM, NATO, AB, FİFA, UEFA, UNİCEF ve benzeri binlerce sivil ya da asker kuruluşla istedikleri her şeyi yapıyorlar. Dünyayı kan gölüne çeviriyorlar. Durmadan yeni şeyler üretiyor, satıcı durumunda oluyor, Dünyanın gerisini sürekli alıcı,  pazar olarak kullanıyorlar. Her an yeni modellerle Dünyanın karşısına çıkıyorlar. Daha bir öncekinin kullanım ömrü dolmadan, daha pahalısını, yenisini insanlığa sunuyor yedek parça, bakım onarım, servis hizmeti gibi, ek gelir kaynağı oluşturuyor, sisteme bağlıyorlar. Birbirlerini kolluyor, birbirlerine fırsat tanıyorlar. Değişik konularda, birbirlerine kuvvet aktarıyorlar. En çok kullandıkların argümanlar; demokrasi, insan hakları, laiklik, diktatör, çağdaşlık, modernlik, moda, eğlence, sanat, kültür, spor, olimpiyat özgürlük, eşitlik, hayvan hakları, çevrenin korunması, kalite, Arge, diyalog… Bütün bunları, sadece kendileri için olursa uyguluyor, tanıyor, diğerleri için, hiç kullanmıyorlar.. Bunu için sadece, BM’nin kuruluş ve işleyişi incelenirse, sadece 5 ülkeye veya kendilerinden olana hizmet ettiği, insanlığın çoğunluğu söz konusu olursa işletmedikleri görülür. Hattı zatında, insanlığa ve müslümanlara sorunları kendileri çıkarıyorlar. Problem üretiyorlar. Sonra çözme bahanesiyle bölüyor, parçalıyor, yutuyor, sömürüyor, ürettikleri her şeyi satıyorlar. İşin en başında ise temeli din olan gizli ya da açık teşkilatlar, aile şirketleri ve kişiler bulunuyor. Organizeyi Yahudi ve hristiyan kuruluş ve aile şirketleri yapıyor. Merkezi, Vatikan ve Yahudi kuruluşları olan birlikler, tek amaç için durmadan, dinlenmeden çalışıyorlar. Terör ve savaş üretiyorlar. Amaçları; Dünya’yı sömürmek, Müslümanları oyalamak. Bunlar durumum kısa özeti ve tespiti. Şimdi Dünyanın diğer kısmına bakalım.
                       
                                                                                                                                              2
 
Diğer tarafta, insanlığın büyük kısmı ve Müslümanlar bulunuyor. Durumlarını incelersek çok parçalı bir halleri var. Yaklaşık 1.5 milyardan fazla Müslüman kısmını,  örnek olarak ele alırsak;  Bu kadar nüfusun, 50 den fazla ülkesi var ama siyasi birliktelikleri yok. Fikir birliktelikleri yok. Ekonomik birliktelikleri, bilimsel, sosyal, kültürel, sportif, eğitim birlikleri yok. Her biri ayrı havadan çalıyor. Birbirlerinin kuyularını kazıyor, batılın müdahalesine çanak tutuyorlar. Ne zamanki en ufak bir faaliyete geçiyorlar, o zaman batının uluslararası cephesiyle karşılaşıyorlar. O cepheye karşı koyacak bir birlikleri yok. Stratejileri yok. Gelecek planlama kaygıları yok.  Birbirlerine düşman edilmişler, bunun farkında bile değiller. Düşmanlığın boyutu, birbirini katliama sürükleyecek kadar büyük. Batıl silah satıyor, İslam ülkeleri silahlanmada yarışıyor. Aldıkları silahlarla Müslüman kardeşini öldürmekte yarışıyorlar. Mensubu oldukları dinden ve emanetlerinden habersizler. Nerdeyse tamamen zıttını yaşıyorlar. Eğitim ve bilimsel çalışmalar oyalamadan başka bir işe yaramıyor. Arge çalışmaları yeterli değil. Gelişmeye açık değiller. Elde ettikleri gelişmeler bile, batılın koyduğu standartlara takılıyorlar. Yeni bir şey üretemiyor, taklitten ileri gidemiyorlar. Ürettikleri bir ürünü satamıyorlar, ruhsatını, tescilini, standardını alamıyorlar. Batıl, sistemini o kadar güzel kurmuş ki, hemen her yere yerleşmiş, her şeyi takip ediyor ve anında müdahale ediyorlar. Oyalıyorlar, mazeret üretiyorlar. Engelliyorlar, engel teşkil edecek kurallar koyuyorlar. Biz size daha ucuz maliyette verelim diyor, üretimi engelliyorlar. Kısacası sürekli Zaman kaybettiriyorlar.

Özellikle; ülkemizi ve milletimizi oyalamak için ellerinden geleni yapıyorlar. Milletimizin içine yerleştirdikleri kollarıyla her an oyalıyorlar, her an zaman kaybettiriyorlar. Bu durum ele alınmalı, batının milletimizi ve devletimizi oyalama taktiklerinin, bir an önce bertaraf edilmesi lazım. Oyunlarının bozulması acil gereklidir. İnsanlığın ve Müslümanların tek umudu olan, milletimizin ve ülkemizin oyalanacak, zaman kaybı yaşayacak hali kalmamıştır. Bir an evvel, oyalama taktiklerine gelmeden, batılın çemberinden çıkılmalıdır. Her saniye aleyhimize duracak, oyalanacak vaktimiz yok. Zaman kaybına tahammül yok. Allah yardımcımız olsun. Amin. Vesselam.
                                             
 

Yazarın Diğer Yazıları