Vedat ÖNAL

Küresel ısınmadan ilahi rahmete...

Vedat ÖNAL

Yaşanan her şeyi olumsuzluk, felaket, esaret gibi kavramlarla ifade eden bizde de batıda da misallerine bolca rastlanan; seküler, laik, pozitivist güya uygar ve çağdaş ademoğlunun aksine bir Müslüman için yaşanan her olayın arkasında ilahi bir rahmet vardır. 

Müslüman yeryüzündeki her olayda bu ilahi rahmeti arar. Yanlış bir şekilde felaket olarak ifade edilen her olayda insanoğlu için çıkarılacak birçok dersler ve ibretler vardır. 
Kur'an'da geçmiş peygamberlerin ümmetlerine ait helak olma nedenleri anlatılırken bu olaylar bir felaket olarak değil, insanoğlunun ibret nazarıyla bakması ve dersler çıkarması gereken kıssalar olarak anlatılır. Bu ümmetlerin karşılaştığı elem verici azabın kendi yapıp ettiklerinin bir sonucu olduğu ısrarla vurgulanır. 

Rum suresi 42. Ayet:
De ki: “Yeryüzünde gezip dolaşın da öncekilerin âkıbeti nice oldu bir bakın. Onların çoğu şirke sapmış kimselerdi.” denilirken olaylara rahmet nazarıyla bakamayanların şirk batağına nasıl düştükleri vurgulanır.

Yine Ankebut 20'de altı çizilen bir başka hususta bu rahmet nazarına işaret eder.
De ki: “Yeryüzünü dolaşın ve Allah'ın [insanı] nasıl [harikulade bir şekilde] yoktan var ettiğini görün! Allah işte bu şekilde ikinci hayatınızı da var edecektir; çünkü Allah her şeye kâdirdir!” 
buyrularak aslında Kur'an'ın ilk emri olan "oku" emrine bir atıf vardır. Buradaki oku emrinin aslında anladığımız anlamda sadece kalemle yazmak olmadığı ifade edilir. Asıl okuma fiilinin kainattaki muazzam düzeni müşahede etmek olduğu anlatılır. Yine bu oku ifadesinin Allah azze ve cellenin sonsuz kudretinin farkında olmak herşeye bu anlamda rahmet nazarıyla bakmak olduğu vurgulanır. Daha sonra ise kalemle yazmak gelir. Kainatın bu muhteşem yaratılışına vakıf olmayanın aslında kalemle yazmanın yani gerçek anlamda ilmin farkına da varamayacağı bu şekilde ifade edilir. Yani her okuyan değil okuduğuna ibret nazarıyla bakabilen alimdir. Bunun muhteşem nizamın farkında olmayan kitapları devirse de, yani okusa da cahildir. 

KÜRESEL CAHİLLERDEN KÜRESEL ISINMA YALANLARI...

Bugünlerde etrafımızı saran bembeyaz rahmete de işte bu yukarda bahsettiğim rahmet nazarıyla bakmalıyız. Yıllardır kafamıza sokulmaya çalışılan "Küresel ısınma" söylemlerininde nasıl şeytani bir söylem oldunu Allah azze ve celle son yağan kar rahmetiyle bizlere gören gözlerin nazar-ı dikkatine sundu. Dünyanın her türlü dönüşümünün aslında kendi kudretinde olduğunu insanoğluna hatırlattı. Elhamdulillah birçok yerde son kırk elli yılın en bereketli karları yağdı. Bu rahmet de İnşallah Allah azze ve cellenin tüm olumsuzluklara, şirkin ve küfrün altın çağını yaşamasına rağmen İnsandan yüryüzünden ümidini kesmediğinin göstergesidir.

Batının herşeyi bilimle açıklamaya çalışan materyalistleri buldukları gezegenlere (?!) uzay yolculuğuna çıkabilirler. Biz buradayız ve sonsuz rahmete, Allah azze ve cellenin sınırsız rahmetine iman ediyoruz.
Bu yaşadığımız kar rahmetine bu nazarla, rahmet nazarıyla bakamayanlar; Felaket, esaret, yıkım gibi olumsuz ifadelerle haberleştirip anlatarak zihinlerimize bu yanlışları boca ediyorlar. 

Batının laik ve seküler eğitiminin çarklarından geçen hepimizin maalesef Allah'ın rahmetinin ne olduğunun tam olarak farkında olmasını beklemek abesle iştiğal olur bunu biliyorum. Ama küfrün cehaletini İslam'ın aydınlığı yok edecektir.

Kayseri ve çevresindeki arabayla kısa gezintimde etrafın bembeyaz örtüsü ve yağmaya başlayan ilahi rahmet kar yağışı ile bütün bu düşünceler şöyle bir zihnimde canlandı. 

Etrafımızı ince ince, lapa lapa kuşatan bu beyaz örtü yeryüzünün mantosu adeta. Kar elbette zorlukları ile geliyor. Ama zorluklara sabır olmadan da nimete kavuşulmuyor. 

Allah azze ve celle bu rahmetin kıymetini hakkıyla idrak edenlerden eylesin..

Yazarın Diğer Yazıları