YETER BIKTIK KORONA DİNLEMEKTEN

Aklımız fikrimiz koronavirüste iken başka ne yazsak okunmayacağını biliyorum. Bu nedenle ben de bıksakta koronadan yazmak zorundayım.
Bugün tam 10 gündür karantinadayım. Yaşım gereği köyümdeki bağ evimde kendimi tecrit ettim. Yani evde kaldım. Bir gün alışveriş için kasabaya gittim geldim. Bulunduğum yer bağ evi olması dolayısı ile dışarı çıkabiliyorum. Bahçe işleri görüyorum. Böylece iş görürken spor yapmış da oluyorum.
Bunları yazarken apartmanlarda dört duvar arasında kalanların halini düşünüyorum. Tek eğlence ve vakit geçirme kaynağı internet ve TV.  İnterneti herkesin sınırsız olmadığı ya da netfliksi v.s.  olmadığı için sınırlı kullanıldığı kanaatindeyim.
Evet esas bu yazıyı kaleme almamın nedeni televizyonlar. Televizyonlar sürekli koronavirüs haberleri ile toplumu motive edelim düşüncesi ile bütün kanallarda virüs konuşuluyor. Bu durum ise toplumun psikolojisini bozuyor.
TV lerdeki diziler ise bir felaket. Birbirini aldatma dışında bir konusu olan film çeviremez misiniz? Yayınlayamaz mısınız? Ben sağlık bakanından izleme kuruluna bir de psikolog almalarını ve toplum psikolojisi için ne gerekli diye konuşmalarını istiyorum.
Vatandaş zaten sıkıntı içerisinde onlarca kanalı açıyor aşk, aldatma filmleri, onlarca kanalı açıyor koronavirüs haberleri, tartışmaları. Gına getirdiler. Lütfen vatandaşın moralini yüksek tutacak, hoş vakit geçirecek filmler, eğlence programları yayınlayın. Günde en az iki kez yarım saat sürecek spor hareketleri yapılsın. Vatandaş da evde yapılanları tekrar etsin. Hatta gerekiyorsa ortak yayın yapılsın.
Bizler hiç olmadığı kadar eğitilmeye, öğretilmeye hazır vaziyette TV karşısındayız. Çocuklarımız da öyle. Fırsat bu fırsat eğitin, öğretin geliştirin bizleri.
Çevremizi iyi gözlemlemeliyiz bu aşamada. Binamızda pozitif çıkan birisi olursa giriş çıkışlarda maske takalım, asansör kullanmayalım, kullanırsak düğmelere peçete ile basalım, eve varınca balkona koyacağımız çöp sepetine atalım ve hemen el, yüz, ağız, burun yıkamalıyız. Biz de olmasa dahi yaşlı büyüklerimizi ziyarete gitmeyelim.
Şehirlerarası seyahatler kısıtlandığına göre illerle ilgili bilgiler paylaşılarak bizlerin virüse karşı daha motive olma zamanımızın geldiğini düşünüyorum. Virüs görünen bir şey değil. Bu nedenle herkes çevresinde olmadığı kanaati ile az da olsa gevşek davranıyor. İlimizde, ilçemizde, mahallemizde olduğunu bilirsek markette, binada, yolda daha da dikkatli oluruz düşüncesindeyim. Önceki yazımda da belirttiğim gibi yazı yayınlanana kadar bu tedbirler açıklanırsa kusura bakmayın.
Yaşlılarımızdan kendilerine hastalıklı imişler gibi davranılması nedeniyle şikayetler geliyor. Bu virüs yaşlı genç herkese bulaşıyor. Herkesten de herkese bulaşabiliyor. Yaşlıların farkı hastalığın daha ağır seyir etmesi. Bu nedenle her yaşlıya sizlere hastalık bulaştırabilecek potansiyel virüslü gibi davranmayın.  Onlar korunacak merhametle yaklaşılacak kişiler olarak görün.
 Belediye otobüslerinde yolcu sayısı % 80 düşmüş. Çocuklar evde. İş sahipleri ve işçiler işyerlerinde. Bence toplumumuz yasaklara istisnalar harici asker millet olmamızın gereği olarak uyuyoruz. Bence sokağa çıkma yasağı uygulamaya gerek yok. Bundan daha fazlası ekonomiyi çökertir. Hastalığın yayılma haritası da yayınlansa daha da tedbirli davranacağımıza eminim. Haydi Türkiyem daha fazla evde kalıp salgının etkisini en aza indirelim.
Allah yar ve yardımcımız olsun.