Mustafa İLHAN

EKONOMİK NEDENLERLE PANDEMİ AZDI

Mustafa İLHAN

         Büyükşehir Belediyesine son ikaz diyerek yazdığım yazının üzerinden epey zaman geçti. Bir yetkili beni ya da gazeteyi arar, düşündükleri çözüm konusunda bilgilendirirler diye bekledim. Ancak yazı epeyce orada durduğu beni bile rahatsız ettiği halde Büyükşehir yetkililerini hiç rahatsız etmedi. Nihayet korkuluksuz köprü etrafında bir takım işaret levhaları görünce birilerinin dikkatini çekti düşüncesi ile yeni yazı yazmaya karar verdim. Gazetecileri ve gazeteleri hiçe sayan bu tavırdan dolayı Büyükşehir Belediyesi yetkililerini kınıyorum. Bu tavıra devam ederlerse bunun bir karşılığı olacağını hatırlatarak yazımın konusuna geçmek istiyorum.
            Malum Temmuz, Ağustos ve Eylül ayları turizm açısından en faal olunan aylar. Türkiye’ye turist çekebilmek için büyük bir gayretin içerisindeyiz. Ancak ne yazık ki her fırsatta memleketimize karşı kinlerini ve düşmanlıklarını açığa vuran Natolu müttefiklerimiz bu konuda da bize oyun oynadılar. Turizme gidecek para Avrupa Birliği dışına çıkmasın diyerek Corananın kol gezdiği İtalya ve İspanya gibi ülkelere dahi turizmi serbest bırakırken bizim gurbetçilerimizi dahi döndüğünde 14 gün karantinaya alacağını, bu nedenle de işten çıkarılacaklarını tehdit ederek adeta Türkiye’ye gitmeyin yoksa sizi pişman edeceğim diye tehdit ettiler.
            Buna rağmen bu yıl pandemi dolayısıyla Türkiye’ye gelmeyi düşünmeyen büyük oğlum “ Baba, ben işten çıkarsalar da Türkiye’ye onlara inat geleceğim “ diyerek çıktı geldi. Pek çok gurbetçimizin de böyle düşünerek ülkeye geldiğini düşünüyorum. Hatta bizim de onların ekonomisini sarsacak kampanyalarla vatandaşlarımızın Türkiye’ye gelmesini cazip hale getirecek projeler üretmemiz gerektiğini düşünüyorum.
            Ülkemizde ihracata ve talep durumuna göre üretimin en fazla olduğu dönem de yine bu dönemdir. Organizedeki fabrikalar mesai yaparak üretime devam ediyorlar. Ekonomimizin ayakta kalabilmesi üretimin ve turizm gelirlerimizin devam etmesine bağlıdır.
            Buraya kadar ekonomik şartların zorlaması nedeniyle niye tedbirlerin gevşediğini de açıklamaya çalıştık. Ancak;
            Son yapılan haberlere göre Kayseri’de 600 ün üzerinde yoğun bakım yatağı dolmuş durumda. Yani korkulan oluyor. Neydi korkulan Yoğun bakım hastalarının bakımı için gerekli olan yoğun bakım yatak sayısının hasta sayısına yetişmemesi dolayısıyla hastalar arasında tercih yapmak zorunda kalınabileceği gerçeği ile yüzleşmemiz. Henüz o safhada değiliz ancak üretimin devam ettiği organize sanayide pandemi  çok fazlalaşmış durumda. Bazı fabrikalarda üretim durma noktasına gelmiş.
            Sadece Kayseri’de değil, tüm Türkiye’de hasta sayılarının yüksek görünmesi halinde bilhassa yurt dışı kaynaklı turizm tedbirlerinden korkulduğu için olsa gerek filyasyona son verilmiş durumda. Taramaların yeterince yapılmaması neticesi hastalık çığ gibi büyüyor.
            Kayseri’de ben birkaç düğüne gittim. Kapıdan girdiğimle çıktığım bir oldu. Aynı eski günlerdeki gibi düğünler devam ediyor. Bayramda ziyaretlerde maske takanı görmedim. Maske takanı ayıplayanlar dahi vardı.
            Bunun sonu iyi değil. Derhal ilave tedbirler almak zorundayız. Organize sanayideki fabrikalar üretime devam etmek istiyorlarsa öncelikle servislerini işçiye iki kez göndermeli ve yarım doldurmalıdırlar. İkincisi de mesai saatlerini işçi servislerine göre kademeli yapmalıdırlar. Hatta hatta gerekirse gerekli ortamı yaratıp birer hafta onbeşer gün fabrikada yatıp kalkıp evlerine işçileri göndermemelidirler.
            Düğünler yasaklanmalıdır. Ya da sadece çalgısız, oyunsuz, müzik dinlenip maske hiç çıkarılmayacak şekilde yapılmalıdır. Yasaklara uyulmayan düğün derhal dağıtılmalı, düğün sahiplerine ceza yazılmalıdır. Düğünlere yaşlı ve küçüklerin gelmesi kısıtlanmalıdır.
            Filyasyon mutlaka devam etmelidir. Dükkan sahipleri kapıda bir görevli vasıtası ile maske dağıtmalı maskesiz girişe izin vermemelidir.
            Ekonomimiz ayakta kalmalı ancak tedbirler bu denli gevşetilmemelidir.  
Allah yar ve yardımcımız olsun.

Yazarın Diğer Yazıları