VEDA KONUŞMASI MI?
Mustafa İLHAN
Nedense Reis’in BM deki son konuşması bana veda hutbesini hatırlattı. Dünyada bugüne kadar gelmiş geçmiş en büyük insan hakları manifestosu olan Veda hutbesinde peygamberimiz ümmetine yol gösterici olacağını düşündüğü pek çok konuyu gündeme getirmişti.
Reis’te kısa süre içerisinde dünyada duyurmak istediği ne kadar konu varsa dile getirmeye çalıştı. Konuşmayı sunuş şekli ise ders veren öğretmen gibiydi. Elinde İsrail haritası, Suriye’nin kuzeyinde oluşturulması düşünülen güvenli bölge haritası, Aylan bebek resmi. Adeta hafızalara kazıdı anlatmak istediklerini.
Konuşmada neler yoktu ki; Suriye için Türkiye’nin yaptıklarını, yapmak istedikleri güvenli bölge, Deaş’la en fazla mücadele edenin Türkiye olduğunu, Karabağ işgalinin son bulması gerektiğini, Keşmir sorunundan bahsederken orasının açık bir hapishaneye çevrildiğini belirterek , Myanmar’da işlenen soykırım suçunu, kaşıkçı cinayetini, Mursi’nin mahkeme salonunda müdahale edilmeyerek çırpınarak şehit oluşunu, Libya’da mutabakat hükümetine saldırılarını sürdüren Hafter güçlerinin yapmaya çalıştıklarını, Avrupa Birliğinin iki yüzlülüğünü anlattı. İsrail’in sınırlarının neresi olduğunu, Filistinliler daha ne kadar ezilecek diye sordu. Dünyada 2 milyar insanın yoksulluk, 1 milyar insanın da açlık sınır altında yaşadığı belirtip bir kısım insanın lüks ve israf içinde olmasının sonuçlarından bahsetti.
Böyle bir konuşmaya alışık olmayan BM katılımcılarının bir kısmı konuşmayı alkışladı, bir kısmı ise şaşkınlıkla izledi. Yurdumuzda ise Tayyip Erdoğan düşmanları her zaman olduğu gibi eleştirilerine devam ettiler, onu sevenlerin ise yürekleri yağ bağladı.
Peki Reis neden bu kadar ülkeyi karşısına alacak, onları bize dost veya düşman yapabilecek bu konuşmayı yaptı. Sonuçları ne olur biraz sesli düşünelim.
Libya’nın meşru hükümeti bu konuşma dolayısıyla Reis’e teşekkür etti. Suidi Arabistan Veliaht prenside bu konuşma sonrası kaşıkçı cinayetinde tüm sorumluluğu üstlendiğini açıkladı. Bunlar ilk sonuçları. Bir de görünmeyen sonuçları var.
Dünya’daki Müslümanlar biz de olduğu gibi dünya liderlerini izleyip değerlendirme yapıyorlar. Tayyip Erdoğan İslam ülkeleri liderleri arasında kuşkusuz bir numaradır. Amerika’ya kul köle olmuş Arap ülkeleri liderlerinden hangisi reisle boy ölçüşebilir. Reisin kimse ile yarış gibi bir amacı yoktur fakat bu liderlik bugün için görünmeyebilir ancak dünya çapında bir çağrı yapıldığında desteğin çığ gibi büyüyüp hainlerin saltanatlarını başlarına yıkacağına inanıyorum. O yüzden bu desteğin sağlanması açısından bu konuşma bir milat olmuştur. Birileri bu konuşmanın duyulmayacağını sanıyorlarsa yanılırlar. Artık dünyada hiçbir şey gizlenemez. Sosyal medyada hızla yayılır. Reisin popülaritesinin artması Türkiye’nin gücünün artması demektir.
İçimizde parti kurmaya kalkışanlara da bir çift sözüm var. Eneleriniz sizi fitneye zorlamasın. İslamın ilk yılları hariç hep içimizdeki fitneciler yüzünden rabbim bizi hep helak etmiştir. Dünya beşten büyüktür diyecek başka lider çıktı da biz mi duymadık. Dünya Müslümanlarına ses olan kaç liderimiz gitti de bütün dünyaya meydan okudu. Bizim liderlik sorunumuz yoktur. Olursa da onu düzeltecek bir Ömer mutlaka çıkar. Ancak hata ve yanlışlardan hareketle daha büyük bir yanlışa neden olup dünyaya haykıran sesimizi susturmaya çalışmayın. Bu konuşmayı veda konuşması yaptırmayın. Allah’a hesap veremezsiniz.
