Mustafa İLHAN

TAZİYE YEMEĞİ

Mustafa İLHAN

Müftülükler, kanaat önderleri, aklı yiten herkes cenaze kaldırılınca verilen taziye yemeğinin kaldırılmasını istiyorlar.
Dini yönden ölümden itibaren 3 gün vefat edenin ailesinin yemek vermesine caiz değil deniliyor. Bilhassa maddi yönden sıkıntılı olan aileler için bu durum çok büyük bir yük getiriyor. Kişiler daha ölmeden yedirilecek kıymalının parasının derdine düşüyorlar. Daha dün akşam yaşlı bir teyzenin çocuklarının zor durumda kalmaması için çocuklarına değil güvendiği birisine kıymalı parasını bıraktığını öğrendim. Önceden yaşlılar kefenlerini alır ve sıkıntı olmaması için sandıklarında saklarlardı. Şimdi belediye ve bir vakıf her ölenin kefeni için parası olsun olmasın yardımcı oluyor. Artık yaşlılar kefeni düşünmüyorlar.
Bizim küçüklüğümüzde kıymalı diye bir şey yoktu. Vefat edenin komşuları kendileri bir organizasyon yaparlardı. Bugün şu iki komşu, akşama bir başkası, sabah kahvaltısını filan verecek diye ve üç gün aile yemek v.s. ile uğraşmazdı. Uzaktan gelen misafirlerde bu sofrada yemek yerlerdi. Ancak yakın komşu ve evi o şehirde olanlar şimdiki gibi öğün vakti gitmez, kıymalı beklemezlerdi.
Birkaç yıl önce amcam İstanbul’da vefat etti. Bizler apar topar İstanbul’a ulaştık. Çocuklarının nerede ise tamamı yurt dışında yaşıyordu. Ne çocuklarını, ne de bizlerin yakın komşuları da yoktu. Üstelik kendisi de yurt dışında yaşadığı için bazı komşuları onu tanımıyorlardı dahi. Biz nakil, mezar, yemek konularında zorlanacağımızı düşündük. Ancak düşündüğümüz gibi olmadı.
Bir telefonla belediye bize cenaze arabası tahsis etti. Bu araçla hastaneden aldığımız cenazeyi Anadolu yakasında geceyi geçirmesi için hazırlanmış onlarca morg’dan birisine koyduk. Sabah belediye’den telefon ettiler. Öğle yemeği istiyor musunuz diye. Bizim paramızın olması bir şey değiştirmiyordu. Cenaze yıkanacak, mezar alınacak v.s. başka işlerimiz vardı. Biz de orada bulunabilecek sayıda yemeğe ihtiyacımız olduğunu söyledik. Bu arada hemen en yakın mezarlıktan mezar satın aldık. Belediye’ye ait morgun bulunduğu yerde yıkanıp kefenlendi. Bir araç tahsis edildi bir de hoca. Hoca araçla birlikte camiye, oradan mezarlığa kadar her görevi yerine getirdi. Belediyeden öğle yemeği de geldi.
Kıymalı kaldırdık demekle kaldırılmaz. Niye mi? Vefat edenin vefat saatinden define kadar cenaze sahiplerinin, yakınlarının, cenazeye katılanların yemek yemeğe vakitlerinin olmayıp, üzüntülerinden yemek olsa da yiyemeyecekleri için aç oldukları konusunda ihtilaf yoktur. Cenazeden geldikten mutlaka bir yemek hazır olması gereklidir. Bu gerekliliğin aile tarafından karşılanmaması gerektiğini anladık. Peki kim karşılayacak.
Ben bu konuda belediyelerin devreye girmesi gerektiği kanaatindeyim. Bir yıl içerinde köyler dahil zengin, fakir kaç cenaze oluyorsa ya bir yemekhane yada fırın işletip kendi elamanlarına hazırlatmalı, uğraşmak istemez ise hizmet satın almalıdır. İlk gün yemeği belediyeden diğer yemekler komşulardan olacak şekilde gerekirse kat mülkiyeti kanununda değişiklik yapılmalıdır. Belediyeler bu iş için bağış, zekât fonu da oluşturabilirler.
Çözümsüz yasak olmaz.
Allah yar ve yardımcımız olsun.

Yorumlar 1
Mustafa KILINÇER 27 Ekim 2019 04:53

Duadan önceki son cümle işi bitirmiş. El hak, aynı kanaatteyim.

Yazarın Diğer Yazıları