Mustafa İLHAN

DOST DÜŞMAN BELLİ OLUYOR

Mustafa İLHAN

Barış Pınarı harekatı sırasında yaşananlar bizlere dost ve düşmanının kimler olduğunu bir kez daha gösterdi. Herkesin zihninde bir dost düşman kavramı vardı. Bir kısmımız Arap düşmanı, bir kısmımız batı düşmanı idi. Yapılan açıklamalar üzerine herkes pozisyonunu sağlamlaştırmak için paylaşımlar yaptı.

Arap Birliğinin yayınladığı bildiri üzerine Arap düşmanı arkadaşlarımız hemen “ Araplar Türk düşmanı olduğunu gösterdi” “ Müslüman kardeş dediğiniz Araplar kim olduklarını belli etti “ türü paylaşımlar yaptılar. Avrupa birliği karşıtları “ Natodaki müttefikleriniz bunlar” “ terör örgütüne destek veren müttefikler” bunlar nasıl müttefik “ benzeri paylaşımlar yaptılar. Kimse karşıt tarafın paylaşımlarını beğenmedi.  Yine dediğimiz dedik türü paylaşımlarına devam ettiler.

Türk toplumu olarak şekilci olduk. Meselelere derinlemesine bakmıyoruz. Yapılan açıklamaları süzgeçten geçirmiyoruz. Şunu peşinen kabul edelim. Dünyada hiçbir ülke diğerinin ebedi dostu da değildir, düşmanı da değildir. Ülkeler arasında dostluklarda, düşmanlıklarda menfaatlere, çıkarlara bağlıdır.

Ülkeler basın ve TV ler yolu ile bir anda dün dost olan bir ülke hakkında düşmanlık duygularını körükleyebilirler. Buna örnek olarak Rusya ile ilişkilerimizi verebiliriz. Rus uçağını düşürünce Rusya bir anda Türkiye’yi düşman gösterdi. Turistler az gelmeye başladı, ithalat sınırlandırıldı, vize konuldu v.s.  Ne zaman ki Türkiye S-400 alma, doğalgaz hat anlaşmaları yapma gibi konularda karşılıklı menfaat ve çıkar teklifinde bulundu. Rusya değişti. Bizim Suriye’de yapacağımız harekâtlara örtülü izin verdi. Astana süreci başladı.

Avrupa ile ilişkilerde de Rum tarafı ile çıkarlarımız çatışınca Avrupa bizimle ilgili her konuda aleyhe tavır almaya devam ediyor. Araplar içinde durum öyle.  Suudi Prensinin oyunu açığa çıkarıp, Mısırda darbeye karşı çıkıp, Sisi darbeci olduğu için ilişkiler en düşük seviyeye indirilince ve Birleşik Arap Emirliklerinin körfezde ve Libyada hainlikleri Türkiye tarafından açık edilince onlarda Türkiye’ye düşman olmaya başladılar. Arap ülke liderlerinin çoğu diktatör olup zaten onlarla bizim bağdaşmamız mümkün değil. Milletlerinin gelirini ABD ve batıya peşkeş çekerek iktidarlarını devam ettirmeye çalışıyorlar.

Arap halkları bizimle gibi laf edenlere de bir çift sözüm var. Evet çoğunluk belki bizi dost görüyor. Ancak sesi çıkanlar onlar değil. Onların da daha fazla özgürlükleri için mücadele etmeleri gerekir. Avrupa’daki Türklerde O ülkelerin dillerinde yayın yapacak TV ler kurup aleyhe yönlendirmeleri yok etmeleri gerekir. Avrupa’da PKK nın bile TV leri var bizim yok. Türk TVleri kamuoyu oluşturmak için yeterli değil. 

ABD de ise dünya ekonomisine yön veren büyük karteller var. ABD yi çoğunluğu Yahudi olan bu karteller yönetiyor. Trump’un kafası ise siyasetten çok ekonomiye çalışıyor. Son operasyon sonrası ABD lilerin kafası karışık. Türkiye’yi direk hedef almaya korkuyorlar. İsrail ile mesafe olarak çok yakın olan ve bölgenin en güçlü ve büyük ülkesini karşılarına alsalar İsrail’in geleceğinden endişe ediyorlar. Türk ekonomisine bir zarar verirlerse canı yanan ülkenin ne yapacağını kestiremiyorlar. Rusya, Hindistan Çin ve diğerleri ile yeni bir dünya kurulup , Türkiye’nin de bu dünyada yerini alacağından endişe ediyorlar. O yüzden  mümkün olduğunca bu anlaşmazlığı en az zayiatla sonuçlandırmaya çalışıyorlar.

Son paragraf İsrail ile ilgili. Armegedon ismi verilen ve onlar tarafından olacağına inanılan son savaşta bu güne kadar içimizde  bin yıl sürecek diyenlerin lafına güvenerek, Feto gibi hainlerin yapacaklarına inanarak yanlış yaptıklarını yeni anladılar. Bu savaşta Türkiye’nin karşılarında olmaması için ABD nin iplerini dizginlemeye çalışıyorlar. Ancak çabası boş . Onların bir hesabı varsa, Allah’ın da bir hesabı olacak mutlaka.

Allah yar ve yardımcımız olsun.

Yazarın Diğer Yazıları