Mustafa İLHAN

DARBEYE KANUNİ TEDBİR GEREKLİ

Mustafa İLHAN

Rand Corparation isimli kuruluşun raporu ve İlker Başbuğ’ın siyasi ayak çıkışı sonrası Kemal Kılıçdaroğlu’nun da bu tartışmaya katılması ile ülkede yeni bir darbe mi geliyor diye konuşulmaya başlandı.
Söz konusu raporda ülkede karışıklık meydana geleceği kehaneti yapılıyormuş. Bu tip raporların kehanet değil ihanet raporları olduğunu ve adeta bu raporlarla yerli işbirlikçilerine emir ve talimat verdiklerini tecrübe ile öğrendik.
İçimizde bu emir ve talimatlara uygun hareket edecek çok sayıda örgüt ya da kişiler olduğu da bir gerçek. Siyasi oyunlarla , tehditle, darbe  ile bu milletin tercihlerini ve liderine bağlılığını yok edemeyenlerin yeni strateji ve taktikler uygulayacaklarına da şüphe yok.   
Sosyal medyaya ve televizyonlarda yorum yapanlara bakıldığında milletin bu şekilde bir girişimde bulunacaklara bu sefer farklı davranıp gerekirse silahla karşılık verileceğini söyleyenler ve yazanlar var.
Çeşitli sivil toplum örgütlerinin böyle bir kalkışma olursa milleti uyandırmak, sevk ve idare ederek darbeye karşı koymak için örgütlenmeler içinde olduğunu da biliyoruz. Bazı sivil toplum örgütleri sivil tepki için telsiz sistemleri kurdukları, ses  ile uyarı için ekipman hazırladıklarını, haberleşme için radyo yayını yaptıklarını biliyorum. Belki daha radikal hazırlıklar yapanlar da olabilir ancak benim onları bilebilmem imkansız.
Bizim yapmamız gereken geleceği söylenene gelmeden tedbir almak ve bu konuda fikir üretmektir.
Öncelikle yakın görünen bir tehlikeden bahsetmek istiyorum. İdlip’ten Türkiye sınırına gelip sınırda bekleyen 2 milyon, bir müddet sonrada belki 4 milyona ulaşacak yeni mültecilerin değil milyonu yüz bini dahi tehlikede diyerek Türkiye’ye ayak basarsa bilin ki düğmeye basılmıştır. O yüzden bir tek kişinin ülkeye girmesi demek ülkede karışıklık için bekleyen iç ve dış güçlerin amaçlarına ulaşması demektir.
İdlip’te binlerce araçlık silah ve onbinlerce askerimiz olduğu halde Suriye ordusunun ve destekçilerinin hala ilerleyebilmelerini de kabul edilebilir bulmuyorum. Yukarıda söylediğim gibi karışıklık ortamı yaratabilmek için bizim askerimizde gevşek davranıyor olabilir. Bu konuyu araştırıp gerekiyorsa sorumlular görevden alınmalıdır.
Bu kadar askeri ya oraya göndermeyeceksin ya da gereğini yapacaksın. Adamın kaç askeri var ki 500 km den fazla cepheyi elinde tutabilsin.
İkinci olarak kanuni tedbir alınmalıdır. Kayseri’de askerler kışladan çıkmadı. Çıkan yerlerde de Genelkurmay’dan darbeye destek gelmediği için yeterince kışladan çıkma olmadı. Fetöcüleri de bu millet tükürükle boğdu. Bu sefer böyle bir ihtimali görmüyorum fakat tüm askerin kışladan çıktığını düşünürsek bu millet veya polis tanklı toplu askere karşı nasıl direnecek, direnmeye kalkarsa ve darbecilere destek verenler de olursa bu sefer ne kadar şehit verilecek. Bunun düşüncesi bile korkunç.   
Darbe olduğu gün oğlu askerde olan birisi telefon ederek oğlunun” baba siviller kışlayı çevirdi, içeri girmeye kalkışırlarsa ne yapacağım “ diye sorduğunu söyledi. Ben de kışlanın mahremiyetine kimsenin el uzatamayacağını, oraya girmeye kalkışanlar olursa engel olması gerektiğini “ söyledim. Düşünün Güneydoğu’da bir ilde siviller darbeye direniyoruz diye kışlaya girip tüm silahlara el koymalarına müsaade edebilir misiniz ? Elbette hayır.
O zaman öyle bir kanuni düzenleme yapalım ki sivil iktidarı uzaklaştırma amacı ile asker kışladan çıkmak isterse bunun kanun aykırı emir olacağını ve bu emri kimsenin dinlemeyeceği, Böyle bir durumda Vali ve emniyet müdürlerinin tam yetkili olduğu, kışladan kanunun emrine rağmen çıkıp darbe yapmak isteyenlere de yapılan her saldırının vatani müdafaa kapsamında değerlendirileceği  bir kanun çıkarılmalıdır. Bu kanun daha da güzel ifadelerle kaleme alınabilir. Bir çok şey eklenebilir, zorlaştırılabilir, kurallara bağlanabilir. Tedbir için bu kanun elzemdir. Böyle bir kanun çıkarsa kimse darbe yapmaya kalkışamaz. Bizim bizi bizden koruyacaklara ihtiyacımız yoktur. Demokrasi bu demektir. Biz bizi yönetenlerin bizim seçimimizle iktidar olmalarını, kurtarıcılara ihtiyacımızın olmadığını söylüyoruz. 
Allah yar ve yardımcımız olsun.
 

Yorumlar 3

Yazarın Diğer Yazıları