CUMHURBAŞKANIMIZIN ZİYARETİ
Mustafa İLHAN
Bir müddet önce gazetemize bir köşe yazısı yazarak Cumhurbaşkanı’ından talep edilmesini istediklerimizi sıralamış ve hiç değilse bizim yazımızı göstererek il yöneticilerinin vatandaş bunları istiyor diye ellerinin güçlenmesini istemiştim.
Son yapılan Barış Pınarı operasyonu ve ABD uzlaşmasındaki olağanüstü başarısı nedeniyle Kayseri halkının Cumhurbaşkanlarını bağrına basmak için meydana koşacağını ve meydanın bu güne kadar Ak partinin topladığından daha fazla kalabalık toplanabileceğini düşünerek meydana gittim. Dünya liderine duyduğum sevgiyi ifade edebilmek için daha iyi bir fırsat olmaz diye düşündüm.
Maalesef istediğim gibi olmadı. Meydanda bu güne kadar Ak partinin topladığı kadar kalabalık ancak toplanmıştı.
Cumhurbaşkanımızın düşmanı çok. Bizim onu son derece sıkı bir şekilde korumamız gerektiğine sonuna kadar inanıyorum. Hatta böyle şehirlere mitinglere dahi gelmesine gönlüm razı gelmiyor. Son günlerde hastalığı dolayısıyla sesinin kısıldığını gördük. Yazık bu adama bu kadar yüklenmeyin. Her insanın bir dayanma gücü olur.
İşte tam bu noktada miting alanının güvenliğine değinmek istiyorum. Meydan, yeraltı çarşısı ve kale 24 saat önce trafiğe kapatılmıştı. Hadi bunu yukarıda açıkladığım hususla ilgili diyerek Reis’i sevdiğimiz için kabullendik. Ancak bu durumdan memnun olmayanların da çoğunlukta olduğunu görmezden gelemeyiz.
Miting alanına iki kapılı camii tarafından girdim. Birinci arama noktasını geçtim. Bir baktım ikinci bir arama noktası daha var. Buradaki polislerin giyimlerinden Kayseri’nin yerli polisi olmadığı belli idi. Elinde küçük bir çanta olan birisinin önce çantasını aradılar. Bir şey bulamadılar fakat sonra çanta ile içeri girmek yasak git çantayı bir yere bırak gel dediler ve o şahsı içeri almadılar. Bu sırada 3 adet 11-12 yaşlarında çocuk geldi. Onlara da anne babanız yok mu dediler. Onlarda olmadığını söyleyince sizi içeri alamayız deyip onları da gönderdiler. Bu duruma ben müdahale ettim. Çocukları bırakın dinlesinler niye almıyorsunuz dedim. Bunu söyleyen sen misin arama sırası bana gelince kemerin içine kadar tepeden tırnağa aranmaya başladım. Bu duruma tepki gösterip avukat olduğumu, yoklama araması yapacaksanız düzgün yapın diye ikaz ettim. Bu kez sivil giyimli amirleri geldi. Hayırdır diye sordu. Ben de çocukları niye miting alanına almıyorsunuz. İçeri de ne olabilir bırakın Reis’i dinlesinler dedim. Amir bunu kendi kafalarından yapmadıklarını mahkeme kararı ile yaptıklarını ve içeride çocukların başına bir şey gelebilir diye içeri almadıklarını söyledi. Ben de kendilerinin bu tavrının doğru olmadığını, durumu ilgililere bildireceğimi söyledim. Bildirdim ancak ne yaptıklarını öğrenemedim.
Şimdi soruyorum. 11-12 yaşındaki çocuğun başına dışarıda bir şey gelmeyecek te içeride mi gelecek? Biz çocuklarımız böyle toplantılarla bilinçlensin diye çırpınırken siz dışarı çıkarmaya mı uğraşmıyor musunuz? Bir hakim kararı gerçekten var mı? Böyle bir karar var ise veren hakim kim? 15 Temmuz da sonrasındaki 30 günde sizin çocuk diye içeri almadığınız çocuklar sabaha kadar bizlerin yanında bu meydanda değil miydi?
Reisin konuşmasında meydandaki kalabalığın tepkisi görülmeye değerdi. Kayseri için eli boşta gelse vatandaş Reisine aşıktı. Cılız da olsa hızlı tren isteyenler oldu. Reisten sonra en çok alkışı ise Hulusi Akar bakanımız aldı. Kayseri’de bence Haseki’nin koltuğunu devralmış gözüküyor.
Miting sonrası 470 trilyon harcandığı söylenen Boğazköprüden geçip gitmek istedim. Ancak yol yine kapatılmıştı. Kapalı resmini çektim. Dönüşte yol açılmış ancak eksiklik çoktu. Bu kadar para nereye harcandı ben göremedim. Herhalde bu konuda Kale gibi Kayseri’de çok tartışılacak.
