Mustafa İLHAN

AYASOFYA 

Mustafa İLHAN

             Gündemde Ayasofya’nın açılıp açılmayacağı tartışması var. Bu tartışma yeni de değil. Bizim gençliğimizden bu yana bu tartışmalar yaşandı, yaşanıyor. Bu tartışmaların en hararetli savunucusu rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu başkandı.
            Az veya çok devlet idaresinin bir ucundan tutanlar bilirler ki bu konu öyle konuşulduğu kadar kolay halledilebilecek bir konu değil. 1934 te kim bilir hangi oyunlarla o günkü idarecilere müze yapmayı kabul ettirdiler. Dünyadan gelecek tepkileri göğüslemek gerekiyor. Cumhurbaşkanı söylemese de Trump son telefon konuşmasında Tayyip Erdoğan’ı Ayasofya’yı açmaması için tehdit etmiş dahi olabilir. Ortodoks Rusya’nın ekümeniklik tartışması nedeni ile Ukranya ile olan çekişmesi dolayısı ile de İstanbul yerine Moskova’nın Ortodoksların merkezi olmasını isteyeceğinden fazla ses çıkaracağını sanmıyorum.
            Hükümet 2 Temmuzda görülecek olan dava sonucu olası cami kabulü halinde  Papaz Andrew Bronson olayındaki gibi gelebilecek sert tepkilerden çekindiği için işi yargıya havale etmeyi düşünmüş. Yargı kararına saygı duyun diyerek işin içinden sıyrılabilirim düşüncesinde.  Bu tavır yargıda da olursa bu meselenin halli biraz zora girer.
            Trump bütün dünyanın gözünün içine baka baka kocaman bir imza ile Küdüs’ü başkent yaparken kimseyi dinledi mi? Bastı imzayı. Golan tepelerini İsrail toprağı kabul etti.  Biz de gerekirse basmalıyız imzayı Ayasofya’yı açmalıyız.
            Ayasofya bizim için nasıl fethin sembolü ise Ortodokslar için de son derece önemli bir yerdir. Onlar bu yerin kaybını 600 yıl geçse de içine sindirememektedirler.  Peki bize ne oluyor. Kılıçla kazandığımızı masa başında teslim mi edelim.  Ayasofya açılır ve birilerinin Bizans hayali de oracık da yok olur.
            Atina’da bir tek cami kalmamıştır. Hepsi Helenistler tarafından yok edilmiştir. Türkiye’de ücra köylerde dahi kiliseler durmaktadır. Mardin’de Diyarbakır’da Kayseri’de kiliseler vardır.  Öğretmenlik yaptığım Yozgat Akdağmadeni Karapir köyündeki kilisenin sapa sağlam durduğunun şahidiyim. Biz başkalarının inancına saygılı bir milletiz. Suriye’de 1400 yıldır Müslüman olduğu halde birçok yerde kiliseler ayaktadır. Balkanlardaki birçok yapı da TİKA’nın katkıları ile ayağa kaldırılmıştır. Atalarımız kılıç hakkı hariç ibadet yapılabilecek birçok kiliseyi kilise olarak bırakmışlardır.
            Bilhassa Avrupa’daki vatandaşlarımız oradaki camilerimizi kapatırlar mı acaba diye endişe duyuyorlar. Artık dünya küçüldü. Bugün Avrupa’da aklı yeten herkes biliyor ki o camilere giden insanlar Avrupa’yı ayakta tutuyor.  Nasıl mı? Camiye gidenler Allah’tan korkanlardır. Bunlar uyuşturucu kullanmaz, hırsızlık yapmazlar, işlerinde en verimli çalışırlar. Avrupalı camiye gidenlerin ekonomilerine katkısını çok yakından bilirler.
            Ben Almanya’da öğretmen iken Alman okul müdüresi Frau Brandl Saddam Hüseyin’in cihaddan bahsettiği günlerde bana “ cihad nedir” diye sordu. Ben önce tereddüd ettim. Bir cevap vermem gerekirdi. Ayetten hadisten bahsetsem anlamaz diye düşündüm. O anda aklıma gelen şu cevabı verdim; “ İslamı propaganda etme, konuşma, ibadet etme serbest olan yerde cihad olmaz, yasaklanırsa orada Allah cihad’ı emretmiştir.” Dedim.  Tabii o kıt Almancamla daha ayrıntılı anlatmam mümkün değildi.
            Avrupa’daki Türklerin camileri kapatılırsa orası darül harp olur. Bu durumu Avrupalı aklı yetenler bilir hesap eder ve kendileri için eksilerle dolu böyle bir duruma müsaade etmezler. 
            Birçok cephede birden savaş verdiğimiz bu günlerde Ayasofya’nın gündeme getirilmesi hayra mı şerre mi işaret olduğu noktasında bir karar veremedim. Ancak CHP nin böyle bir duruma destek vermesi beni şüphelendirmedi değil.
            Birisi Ayasofya açılırsa içindeki mozaikler ne olacak diye sormuşlar.  Ben ona da bir çözüm söyleyeyim. Elektrikli bir kumanda vasıtası ile namaz saatlerinde kapanan bir sistem yapılır. Diğer saatlerde içerisine halı döşenmeyen bir kısmından turistlerin ziyareti de düşünülebilir. Namaz saatleri dışında namaz hünkar mahfilinde kılınır.  Böylece  biz fethin sembolü olan Ayasofya’yı tekrar cami yapar, namaz kılarız, turistlerde namaz vakitleri dışında ziyaret edebilirler.
Allah yar ve yardımcımız olsun.                   
                                                                                              Av. Mustafa İlhan

Yazarın Diğer Yazıları