Mehmet AYMAN

Tahammül Mülkünü Yıktın*

Mehmet AYMAN

(6 Şubat “Kahraman Maraş Depremi” Hakkında
Malumdur ki, 06.02.2023 tarihinde Kahramanmaraş ili Pazarcık merkezli 7.7 büyüklüğünde ve Elbistan Merkezli 7.6 büyüklüğünde iki deprem meydana gelmiştir. Depremlerin ardından 1.117 artçı deprem meydana gelmiştir ve bu artçılar halen devam etmekte ve Kayseri’de de hissedilmektedir. Bu iki depremin yıkıcı etkisi o kadar büyük olmuştur ki  tam 10 ilimizde yıkıma, binlerce ölü ve yaralıya ve büyük hasarlara sebebiyet vermiştir.

Depremde hayatını kaybeden, yaralanan vatandaşlarımızla ilgili haberler basın yayın araçlarından sık sık duyurulmaktadır. Hayatını kaybedenlerin tümüne Allahtan rahmet, kalanlarına ve aziz milletimize Allahtan güzel sabırlar ihsan etmesini diliyorum.

 Devletin ilgili ve sorumlu tüm birimleri depremin hissedildiği dakikalardaki ilk şoku atlatır atlatmaz hemen müdahale etmiş ve gerekli personel ve yardımı deprem bölgesine ulaştırmaya çalışmıştır. Fakat bilindiği üzere son yüzyılın en büyük doğal felaketiyle karşı karşıya kaldığımız gün aydınlanıp her şey daha net ortaya çıkınca anlaşılmıştır. Böyle büyük bir felaketin sonuçlarıyla baş etmek hiçte kolay olmasa gerektir.

Deprem mağdurlarına yardım konusunda da gerek Bakanlar, Valiler, Savcılar gibi kurum temsilcileri gerekse Afad, Kızılay ve diğer tüm sivil toplum ve yardım kuruluşları kolları sıvamışlar ve bölgeye akın akın yardım göndermeye başlamışlardır. Sağlıklı düşünebilen insanların anlamakta zorluk çekmeyeceğini düşünüyorum ki etkisi bu kadar geniş bir alanda hissedilen bu kadar şiddetli bir felaket karşısında hemen organize olmak mümkün değildir. Nitekim ilk sarsıntının ardından bölgeye gidip göreve başlayan Akut ekibi de ikinci sarsıntıda bina yıkıntıları altında kalıp vefat etmişlerdir. (Allah rahmet eylesin)

Devletimizin tüm maddi ve manevi imkânlarını seferber etmesi, milletimizin de elinden gelen her türlü yardığı eksik etmeme gayretine karşın malum şer cephesinde olumlu bir ses çıkmamıştır. Depremin hissedildiği ilk saatlerde ortada görünmeyen şer cephesinin (hasta ruhlu liderleri başta olmak üzere) devlete ve millete yardım ve destek olmak bir yana her zamanki gibi ayak bağı olmaya çalışması bizim için şaşılacak bir şey olmaktan çoktan çıkmıştır.

Dahası var; Sonraki günlerde bölgeye lütfen intikal eden, ihaneti tescilli siyasetçi, gazeteci vs müsveddeleri ise sadece açık aramak, moral bozucu yayınlarla devleti yıpratmaya çalışmak gibi sefil bir takım düşüncelerle rant peşine düşmüşlerdir.
Bunların ortaya attığı fitne ve kustukları zehirler değerli milletimiz için elbette kabul edilebilir düzeyde değildir. Bu ihanet şebekesinin hangi amaç ve niyetlerle böyle yaptıkları sağlıklı düşünebilen insanlar tarafından kolaylıkla anlaşılır ki biz birkaç sebebi burada tekrar edelim.

Kanaatimiz odur ki; Bu muhalefet cephesinin amacı her neye mal olursa olsun devleti parçalayıp toplumu kaosa sürüklemek ve Türkiye’yi yeniden küresel kapitalizmin ve emperyalizmin kucağına atmaktır. Bunu gezi olaylarında,15 Temmuz krizinde, halen etkilerini hissettiğimiz ekonomik krizde denemişlerdir ve denemeye de devam etmektedirler.

Zira Türkiye gerek siyasi ve ekonomik terörle mücadelede gerekse savunma sanayiinde yaptığı atılımlarla, petrol ve doğal gaz rezervlerini  açığa çıkararak ve yaptığı yatırımlarla batılı güç odaklarının çıkarlarına karşı durmayı/kafa tutma cesaretini göstermiş bir ülkedir artık.

Küresel emperyalizmin dünyanın orta yerinde böyle bir güce tahammülü yoktur. Elbette elinden gelen her türlü hile ve desise ile Büyük Türkiye İdealinin önünü kesmeye çalışacaktır. Şimdilik bunu açıktan ve doğrudan yapmak işine gelmediği için kimliksiz (“Yedili Masa” bir kimlik ibrası değildir, olamaz.) bir grup kifayetsiz muhterisle yapmayı tercih etmektedir. Yani şimdilik, zaten maşa varken ateşi eliyle tutmayı tercih etmemektedir ki bu onların her zaman yaptığı bir şeydir.

*Bir Milletin de tahammül sınırı vardır/ olmalıdır. Böyle zor zamanlarda millete destek olup katkı sağlamak şöyle dursun ayak bağı olarak moral bozanları da unutmamak lazımdır.  Bu millete “Kim dost kim düşman”.
 

Yazarın Diğer Yazıları