Kelime kökeni Yunan mitolojisinde bir kahraman olan Narkissos'a kadar dayanır.
Mitolojik bir hikayede anlatıldığına göre Narkissos işi ne kadar abarttıysa adını Narkoz”a ve bir çiçek familyası olan Nergisgillere de vermiştir.
Gündelik dilde kendini beğenmişlik olarak da tanımlayabileceğimiz Narsisizm; Kişinin kendi bedensel ve/veya zihinsel benliğine karşı duyduğu hayranlık ve bağlılık, kabaca tabirle kişinin kendisine aşık olması durumu olarak tanımlanan bir terimdir.
Narsisizmin ileri boyutlarda olmasına tıpta “narsisistik kişilik bozukluğu” adı verilmektedir.
Narsisistik kişilik bozukluğu olan kişiler, başkalarının düşünce ya da isteklerine gereken ilgiyi gösteremeyen kişilerdir.
Plan ve hedeflerine ulaşamadıklarında, gereken ilgiyi göremediklerinde, aynı Narkissos gibi psikolojik çöküntüye uğrar, deprasyona girer, gündelik bir tabirle moral bozukluğu yaşarlar.
Başkalarının hakkına saygı göstermeden ve gerçeklerle bağdaşmasa bile daima kendilerini haklı göstererek ve o hedefi, gerekli emeği vermeden bile hak etmiş sayarak en önde, en gözde ve tek olmak isterler.
Kendilerini başkalarının yerine koyamaz ve başkalarını anlayamazlar.
Sanki her şey sadece kendileri için vardır ve ne olursa olsun her şeyin herkesin kendi amaçlarına hizmet etmesi gerekir diye düşünür ve öyle davranırlar
Başkalarının fikir ve hareketleri kendi amaçlarına hizmet ediyorsa vardır, aksi halde bu fikir ve hareketler tahammül edilemez düşüncelerdir.
Bu yüzden başkalarının görüş ve fikirlerine gerekli saygıyı göstermezler.
Gerçekle bağdaşmayan, başkalarının zararına olup sadece kendi çıkarlarına uygun, kendi plan ve hedeflerine hitap eden maddi ve manevi kazanç sağlayabilecek plan ve hedeflerine ulaşamadıklarında öfkelerine hakim olamaz, saldırganlaşır, çökerler.
Narsistik kişilik bozukluk, toplumun bütün kesimlerinde her yaştan insanda görülebilmektedir.
Toplum içerisinde görülme oranları ise DSM-IV’ e göre % 6,2 olarak ifade edilmiştir. Yapılan araştırmalarda narsistik kişilik bozukluğunun kadınlara nispeten erkeklerde daha yaygın görüldüğü belirlenmiştir.
Kendilerini herkesten üstün görürler
Narsisizm, toplumdaki bazı bireylerin abartılmış özgüven ile kendilerini sürekli diğer insanlardan üstün görmesiyle ortaya çıkan bir kişilik bozukluğudur.
Diğer insanlara göre kendilerini farklı ve üstün bir statüde görürler.
Ancak bu her zaman böyle olacak diye bir şey yoktur yani bu özelliklere sahip olan tüm insanlarda kişilik bozukluğu olmayabilir.
Narsistik kişilik bozukluğu taşıyan bireylerin çoğunluğu yükseltilmiş özgüven ve kendilerine besledikleri çarpıtılmış hayranlık ile yaşamlarını sürdürür.
Bu insanlar çevrelerinden de aynı şekilde hissettikleri bu duyguların çoğaltılmasını beklerler.
Çoğunlukla benmerkezci kişilik özellikleri ile beraber empati yoksunluğu,(kendisini karşısındaki insanın yerine koyup öyle düşünme ve davranma) kişiliği fazlasıyla büyütme (abartma), başarıya ve güce bağımlı davranışlarla kendilerini belli ederler.
Narsistik kişilik bozukluğunun belirtileri
Narsistik kişilik bozukluğu olan kişiler;
1. Kendini eleştirilerin üstünde görür, eleştirileri kolay kolay kabullenemezler.
2. Manipüle edici davranışlar sergiler, Diğer insanları kendi amaçları için kullanmayı severler.
3. Kendisiyle aynı statüye sahip insanlarla arkadaşlık kurmak ister. Fakat bu gerçekleştiğinde bile önde olma dürtüsü ile çevresiyle yarış halinde olur
4. Kendi yetenek ve başarılarını abartıp, üstün görür. Sürekli haklı çıkacağı ortamları yaratıp onaylanmak isterler. Takdir edilmekten hoşlanırlar.
5. Sürekli övgü ve takdir bekler ve bunun için ortamı hazırlarlar.
6. Diğer insanları kendinden daha yeteneksiz, daha başarısız, daha az zeki ve gördüklerinden dolayı insanların kendine hizmet etme durumunda olduklarını varsayar.
7. Kendisini toplumun parçası olarak görse de bu toplumun içerisinde özel muameleyi hak ettiğini düşünüp, o toplumun en üstündeki kişi olduğunu iddia eder Başkaları üzerinden var olurlar.
8. Ne kadar dışarıya özgüven sahibi gözükse de, içinde kendine güven kavramı kırılgandır ve bunu göstermek en büyük korkusudur.
Narsistik kişilik bozukluğu olanlar, sorun yaratan davranışlarını değiştirme konusunda aşırı dirençlidirler. Narsist kişilik bozukluğu olanlar, suçu başkalarında bulma konusunda profesyoneldirler. En küçük eleştiri bile anlaşmazlığa, çatışmaya ve saldırgan davranışa dönüşebilir.
Genellikle ilişkilerini emir ve komuta sistemine göre yürütmeye çalışır.
Bunun dışına çıkıldığında öfkelenir ve agresif, pasif agresif davranışlar sergilerler. Karşısındaki kişinin hayatı onu ilgilendirmez.
Eğer ilgi gösteriyor ise genellikle bunu sıradan bir gereklilik olarak gördüğü için yapar.
Toplamda bütün ilişkisel boyutlar değerlendirildiğinde bu tip insanlar benmerkezci yapıdadır. Onlara göre pişmanlık bir zayıflık göstergesidir.
Ancak nadiren de olsa hayatlarının bazı dönemlerinde pişmanlık yaşarlar. Pişmanlık yaşadıkları fark edildiğinde ise genelde kendilerini dışa kapatırlar.
Narsistler genellikle diğerlerinden daha iyi olduklarını düşündükleri için kendilerini olumlu bir ışık altında görme eğilimindedirler.
Ayrıca diğer insanların kendilerine hizmet etmesi gerektiğine inanırlar ve özel muamele beklerler.
Bir narsistin özgüven sınırı çok yüksektir, Her şeyin doğrusunu ben bilirim diye düşündüklerinden kendilerini diğerlerinden üstün hissetme eğilimindedir.
Kendine verdiği önem ve yetenekleri konusunda abartılmış bir duygusu vardır. Narsistler genellikle son derece zeki, çekici ve başkalarını manipüle etmede iyidirler.
Narsist, şişirilmiş bir öz-önem duygusuna (ego) sahiptir ve diğerlerinden daha üstün olduğuna inandıklarından empati yoksunluğundan dolayı da genellikle ve başkalarını sömürme eğilimindedirler.
Sonuçta genellikle çok talepkardırlar yani hep başkalarından isterler. İstedikleri olmayınca da başkalarını eleştirme ve dışlama ve ötekileştirme eğilimi gösterirler.