Mahmut ŞAHİN

Ne İş Hacı KASKİ...? -1-

Mahmut ŞAHİN

...
Meşhur bir hikayedir.
Adamın biri Gasp suçundan cezaevine düşer.
Hırsızlık yaptığı ayrı ayrı ekipleri de vardır ve onlarda yanındadır.
Cezaevinde bir dedikodu çıkar.
Bazıları kendi paylarının az olduğundan yakınırlar.
Cezaevinde de ağalık yapan adam bundan rahatsız olur.
Bütün ekiplerini koğuşuna toplar ve şu konuşmayı yapar:
"Şu villadan çaldığım altınları siz üçünüze eşit olarak dağıtmadım mı?
Falan sarraftan çaldığımız parayı dördünüze eşit paylaştırmadım mı?
Bankadan çekilen krediyi daha çıkmadan dağıtmadım mı altınıza da?
Kimse beni adaletsizlikle, haksızlıkla suçlayamaz"(!!!)
...
Para... para... para...
İşin içinde para olunca kimseyi tanıyamıyorsunuz.
İnsanı kılıktan kılığa sokma konusunda çok yeteneklidir.
Memlekette para için hukukun katledildiğine çok şahit olduk.
İnsan için böyle de sanki, kurumlar-kuruluşlar çok mu farklı?
Kahramanmaraş da yaşayan Ahmet beyin borcu var diyelim.
Ahmet beyin Manisa da yaşayan kuzenini arıyor avukat.
Onunla da yetinmeyip, evlenmiş kızını da arıyorlar.
Ahmet beyin bize borcu var, ödemezse icraya geleceğiz diye.
Borçluyu hapis cezası ile korkutmak mı dersiniz;
"Çilingiri de yanımıza aldık evinize geliyoruz" mu dersiniz;
"İcra müdürlüğünden arıyoruz, birazdan evinize geleceğiz" mi?
Aklınıza gelen-gelmeyen ne kadar alçakça tehdit ararsan var.
Bunları yapanın hukukçu olduğuna inanır mısınız?
Ya topuğuna basan zibidi ya da cakkır cakkır sakız çiğneyendir.
Bu ve buna benzer tehditleri köşe yazılarına sığdırmak çok zor.
Fakat, yazının girişinde anlattığım hırsızın adaletini arıyor insan.
Çalmış ama eşit bölüştürmüş, kimsenin de hakkını yememiş.
Topuğuna basanlar temeli olan bir borç için tehdit ediyorlar.
Daha önce ödenmiş de olabilir olsun ama bir dayanağı var.
Bankadan çekilen bir kredi ya da telefon aboneliğinden dolayı.
Yeni duyduğum bir borç var ki bunu herkes yapamazdı.
Bunu yapmak için ya hacca (!) ya da umreye(!) gitmek gerekirdi.
Su abonesi olan birisi faturasını ödemediğinde borçlu hale gelir.
Önce suyu kesilir cezalandırılır sonra da haciz tehditleri başlar.
Adamın suyunu kesmişsin daha nasıl cezalandırabilirsin ki?
Yetmeeeezzz...
Konu komşuya rezil edilecek, maaşı varsa tedbir konacak.
Sosyal devlet ve insanlığı bir kenara koyarsak borçlusun işte.
Niçin borçlu olduğunun da bir önemi yoktur, borçlusun işte.
Bazen insanların suyunu kesmek iyi değildir diyecek oluruz;
Yazık garibanları susuz bırakmayın, çocukların günahı ne?
Bu itirazlarımıza öpbe öpbe cevapları hazırdır:
"O da borcunu ödesin kardeşim."
Hepsi tamam anladım da bir şey daha sormak istiyorum:
Hiç aboneliği olmayan birisine neden icra gönderirsiniz?
İtiraz edilmesine rağmen neden ısrar edersiniz?
Amacınızın sadece para kazanmak olduğunu zannediyordum.
Bunu yaparak başka amaçlarınızın olduğunu mu gösteriyorsunuz?
Ben fatura göndermeden de para talep ederim mi diyorsunuz?
Hatta talep bile etmem direk icra gönderirim mi?
İlamsız icra çok hoşunuza gidiyor değil mi?
Vatandaş korkuyor hemen ödüyor nasılsa.
Ya da 7 gün içinde itiraz etmeyi unutuyor veya bilmiyor.
Vatandaşın bu bilgisizliğini keyifle nasıl hacze çeviriyorsunuz?
Aboneniz dahi olmayan birine haciz göndermenin mantığı ne?
Başka hesaplarınız mı var?
Bunların yanlış olduğunu bilerek mi yapıyorsunuz?
Nasıl olsa bir umre yapar günahlarınızı sıfırlar mısınız?
Ben cevabınızı çok merak ediyorum.
Siz de haftaya yazacaklarımı merak ediyor musunuz?
 

Yorumlar 1
Yiğit Yılmaz 23 Aralık 2018 18:51

Haftaya kalmamasını isteyecek kadar merak ediyorum.

Yazarın Diğer Yazıları