Mahmut ŞAHİN

Hafiyelik Yapacağına Eğitimin Kalitesiyle İlgilen...

Mahmut ŞAHİN

...
Okullar açılacak.
Okullara çocuklar kaydolacak.
Kimi yüksek puan alıp istediği okula gidecek.
Kimi yüksek puan alamadığı için adresine en yakın okula gidecek.
Çok adil gibi görünüyor değil mi?
Ev adresine göre adrese dayalı kayıt sisteminden okula yerleşiyorsun.
Oturduğun yerden kaydın yapılıyor.
Oh ne rahat.
Biz çocukken yüz metre uzunluğunda kuyruğa girerdik, okula kayıt için.
Torpilsiz isen işin olmaz ya da çok zor olurdu, şansına talihine.
Peki, şimdi öyle mi ya?
Memleketimde artık her şey çok adaletli şekilde yapılıyor.
Torpilin olmuş(!), olmamış(!!!) hiç bir şey değişmiyor.
Vali ahbabın olmuş, belediye başkanı bağ komşun olmuş işe yaramıyor.
Milli Eğitim il müdürü size watsaptan fotoğraf (!!!) gönderse bile nafile.
Adresin nerede ise en yakın okula kaydoluyorsun, o kadar.
Durum gerçekten böyle mi?
Elbette değil.
Veliler çocuklarını kaydettirmek istedikleri okulu belirliyor öncelikle.
Sonrasında o civarda bir adres gösteriyor ve çocuk o okula kaydoluyor.
Ama yüzlerce veli aynı okulu tercih ettiğinde işler karışıyor.
O şehirde yüzlerce okul yapılmış ve eğitim veriliyor olabilir.
Ancak, parlayan ve öne çıkan okul sayısı ya dört ya beş tane.
Eğitim ve başarı kalitesi yüksek olup gözde olan dört beş okul.
Hangi veli çocuğunu bu okula yazdırmak istemez ki?
Parası olan özel okula gönderiyor tamam da ya parası olmayanlar?
Kara talihine neresi çıkarsa razı olmak durumunda kalacak.
Servis parasından dolayı otobüs güzergahını hesaplayanlar bile var.
Çocuğu iyi eğitim alsın diye ilk hamlesini yapıyor velilerimiz.
Başarılı okula yakın bir sokak ya da mahalleden adres gösteriyor.
Bir arkadaşı ya da akrabasının evinde ikamet ediyormuş gibi gösteriyor.
Ya da sokak sokak dolaşıp boş daireleri belirleyip, oraya kaydediyor.
Aslında orada yaşamıyor ama yaşıyormuş gibi gösteriyor.
Az çok durumu olanlar, o civarda bir kaç aylık kirasını ödeyip ev tutuyor.
Neden?
Çocuğum daha iyi bir okulda, daha gayretli öğretmende okusun diye.
Velilerin bu düşüncesi ve hamlesi yanlış mı, suç mu?
Aslında böyle düşünmeyenler yanlış yapıp geleceğini riske atmaktadır.
Şimdi sorumuzu soralım:
Milli Eğitim Bakanlığı aynı,
Valilik aynı,
Belediye aynı,
Milli Eğitim müdürü aynı,
ama
Okullar farklı?
Neden?
Daha da garip olanı, rağbet gören okullar neden hep zengin semtlerde?
Kenar mahallelerde rağbet gören hiç okul yok.
İyi müdür ve öğretmenler hep zengin semtlerde ki okullarda çalışıyor.
Ne kadar acayip değil mi?
Bu durumdan ne bakanlık rahatsız ne de idareciler.
Milli Eğitim Müdürleri hiç rahatsız değil.
Ama iş hafiyeliğe gelince bir anda cengaver oluveriyor.
Her okulu kaliteli hale getirelim diye dertlenmeyeceğiz;
İyi okul için adres değiştiren velileri cezalandıracağız.
Kaymakamlıklara talimatlar gönderilmiş bile.
Bir üst kurul oluşturulacak, pardon "kayıt komisyonu"...
Belki de kalıcı hale gelecek bir komisyonumuz daha oldu nurtopu gibi.
Komisyon 4 üyeden oluşacakmış.
Okul müdürü, okul aile birliği başkanı, muhtar ve bir polis memuru.
Yakında komisyona bir başkan da seçilir, belki bir maaş da bağlanır.
Sonra başkana bir sekreter lazım olacağı için bir yakın işe alınır.
Sokak sokak dolaşılacağı için bir de araba almak gerekecek.
Koskoca komisyon yürüyerek mi gidecek oraya buraya?
Kanun kaçağı aramak kolay mı?
İşsizliğe karşı istihdam da sağlamış olacağız ki ne kadar güzel.
Arabaya da bir şoför ama arkaya üç kişinin oturması sıkıntılı.
Hele de bay-bayan karışık bir komisyon olursa daha çok sıkıntılı.
Tacizcilere karşı dikkatli olmak lazım bu arada.
Kaliteli eğitim mi dediniz?
Sistem müsaade etmiyor ne yapalım?
Elindeki Türkçe öğretmenlerini(!) İşkur'a gönderirsen böyle olur işte.
Bak İşkur'a, nasıl çağ atladık İş kurmada.
Sahi hangi ilçeye gitti şu tacizci idareci?
 

Yorumlar 1

Yazarın Diğer Yazıları