Çok güzel bir kelimedir: "Liyakat"
Hele de sözkonusu Milli Eğitim olunca.
Tuzun kokması ile tarif edebileceğimiz bir durum.
Başka kurumların idarecilerinin liyakatini sorgulayabiliriz de,
Milli Eğitimi sorguladığımızda iş bitmiş demektir.
Sonuçta bütün yöneticiler Milli Eğitimden mezun oluyorlar.
Onların rahle-i tedrisatından geçmeden "adam" olamıyorsunuz.
Asıl soru neydi:
Liyakatli insan yetiştirmekle mükellef kurum ne kadar liyakatli?
Liyakatsiz bir eğitim kadrosu liyakatli bir nesil yetiştirebilir mi?
Yoksa her kurumda olduğu gibi şahsi çabalara mı kalıyor işimiz?
Sivil toplum örgütlerinde de şahsi çabalara şahit oluyorsunuz.
Suya sabuna dokunmayan anlayışın kaynağı nedir acaba?
Bana değmeyen yılan bin yaşasın kimin başının altından çıkmıştır?
İşleyişte bir sıkıntı yaşadığımızda bunu kiminle paylaşmak gerekiyor?
Yetkili ve ilgili devlet kurumları ile tabii ki.
Milli Eğitimle alakalı bir sıkıntıda Milli Eğitime sormak gerekiyor.
Bazı konulardan şüpheleniyor ve aksaklıkları fark ediyorsunuz.
Mesela, özel okullardaki ücretsiz öğrenci kontenjanları.
Her özel okul belli sayıda öğrenciyi ücretsiz okutmak zorunda.
Bu öğrencilerin belli şartları var.
Şehit ve gazi çocukları ile koruyucu aile çocukları yararlanabilir.
Kontenjanlar bunlarla doldurulmak zorundadır.
Peki, kontenjan dolmazsa ne olacak sorusuna cevap var mı?
Olmaz mı.
Bizim mevzuat hazretlerimiz hiç boşluk bırakmayacak kabiliyettedir(!)
Eğer diyor, kontenjan dolmamışsa yerlerine yetenekli öğrenci alınacak.
Memlekette şehit çok az, gazi neredeyse hiç yok, koruyucu aile de ne(?)
Tesadüf bu ya, kontenjanlar hiç dolmuyor.
Sırada hangi çocuklar var? Yetenekli çocuklar. Hangi konularda yetenekli?
Basketbol, futbol, atletizm, atıcılık, satranç vs vs...
Buradaki başarı çocuktan mı, babadan mı diye sorsam ne cevap verirsiniz?
Milli eğitime sordum bunu.
2016 ve 2017 yıllarında bu kontenjandan kaç çocuk alınmış,
Kontenjan dolmamışsa yerlerine alınan öğrenciler ve başarıları nedir?
Bu kadar basit bir soruydu benimkisi.
Peki, ne cevap geldi biliyor musunuz?
"Bu soruları sormaktaki amacın nedir?"
Amacını bize söyle sonra cevap verip vermeyeceğimizi düşünürüz.
Bu arkadaşın sıfatında il milli eğitim şube müdürü yazıyor iyi mi.
Keyfe bak, babasının dükkanında oturuyor sanki.
Kusura bakmayacaksın, müdür adına yazan şube müdürü.
Senin cevap vermekten başka seçeneğin yok.
Hangi özel okul bu kontenjanı doldurmayıp yerine kimin çocuğunu aldı?
Başvuran şehit ve gazi ailelerine boş olduğu halde doldu dedi.
Koruyucu aile çocuğunu bu okula kaydettirmem diyen özel okul hangisi?
Bunları denetleyip ceza-i işlem yaptınız mı?
Sen bana cevap vermek yerine ipe un sermeye çalıştın ya,
Benim şüphelerim daha da arttı.
Şu ana kadar cevap vermeyişini "cehalet" olarak yorumlamıştım.
Bundan sonra cevap vermezsen "cesaret" olarak yorumlayacağım.
Saygılarımı sunuyorum il milli eğitim şube müdürümüze...