Hacı KASKİ -2-

…
2009 senesinde…
Nerdeyse bir asır önce (!)
KASKİ’de bir hareketlilik…
Yoğun ve hummalı bir çalışma yapılıyor.
Bir iş gezisine çıkılacak.
Mesele su.
Mesele Kayseri.
Mesele elbette Kayserinin suyu.
Kayseri’ye yararı olacak bir çalışma yapılacak.
Su araştırmaları yapmak üzere seyahate çıkılacak.
Öncelikle kimlerin katılacağı konusunda çalışmalar.
Kim gitse Kayserinin suyuna daha çok katkısı olur acaba?
Belediyedeki Fen işleri müdürü nasıl olur mesela?
Ya da park bahçeler müdürü mü gitse daha fayda sağlar?
Tabii ki kura çekilecek değil su için yapılacak bir çalışmada.
Sonuçta 20 ye yakın bir yetkili bu çalışmaya katılıyor.
Fakat sessiz sedasız gidilen bu yolculuk gizli gizli olmamalıydı.
Böyle faydalı bir çalışmayı bütün Kayserililerin bilme hakkı vardı.
Tevazularından (!) olsa gerek kimseyle paylaşmayı düşünmediler.
Bir gidenler bir de Kaski'nin muhasebecisi olaydan haberdardı.
Yoksa muhasebeci de mi gitmişti?
Evet, aslında ilk akla gelecek olan soru şimdi aklıma geldi?
Su konusunda diğer gidenlerden ne eksiği olabilirdi ki?
Hasılı, Kayserinin faydasına olan bu geziyi herkes bilmeliydi.
Bilmeli ki, bizi yönetenlerin ne kadar fedakar olduklarını anlasın.
Su çalışması için gürül gürül çağlayanlara gitmeyi,
Su depolarını en sağlıklı şekilde yapan ülkeleri görmeyi,
Milletin kesesinden gezip tozmayı bilmiyorlar mıydı?
Ama onlar en zor olanı seçtiler.
Belki senede bir defa bile yağmurun yağmadığı,
Şelalelerin sadece fotoğraflarda olduğu bir yere gittiler.
İşte ben bunu herkes bilsin diye Kaski'ye başvurdum.
Üzerinden çok zaman geçtiği için tam tarihi hatırlamıyorum.
Dedim ki,
"Bu su çalışmasına kimler hangi sıfatıyla katıldı?
Toplamda ne kadar para harcandı?
Sonuçta bu çalışmanın Kayseri suyuna nasıl faydaları oldu?
...
Bu seni ilgilendirmez cevabını verdiler.
Bir benim yapmak istediğime bakın bir de onların saygısızlığına.
Bu konuyu Bilgi Edinme Değerlendirme Kurulu'na şikayet ettim.
Beni, bizi, hepimizi ilgilendiren bir konuda cevap vermiyorlar dedim.
Kurul beni haklı buldu ve Kaski'den cevap yazmasını istedi.
Adamlar gizli-saklı iş yapmayı çok seviyor demek ki yine vermediler.
İdare mahkemesine itiraz ettiler.
İdare mahkemesi de beni haklı buldu.
Yine cevap vermediler, bölge idare mahkemesine itiraz ettiler.
Kendi aramızda bir geziydi, kimseyi ilgilendirmez dediler.
Bizde zaten harcamaları kendi cebinden yapanlara sormadık.
Babasının şirketini yönetenlere de yöneltmedik bu soruları.
Yıllar su gibi akıp gidiyordu bu arada.
Bölge İdare Mahkemesi de beni haklı buldu.
Olsun itiraz kanalları bitmemişti, bir umutları daha vardı.
Danıştaya da itiraz ettiler son bir umutla.
Danıştay da benim gibi düşünüp dedi ki:
Kayseri için yaptığın bir çalışmayı Kayseri den saklama, ayıp.
Evet, dile kolay 10 senelik bir süreçten bahsediyorum.
Danıştay'dan sonra gidilecek bir yer olmayınca tıkandılar.
Kayseri için bir fedakarlık yaptınız, kalktınız gittiniz.
Yediğiniz içtiğiniz sizin olsun,
Gördüğünüz suları anlatın bize.
Merakla bekliyoruz...