İlter SAĞIRSOY

MEMORIAL'DAN MİTHAT EFENDİ!

İlter SAĞIRSOY

Son günlerin en güzel gazetecilik örneklerinden birini, Deniz Postası Gazetesi’nin Genel Yayın Yönetmeni meslektaşım Azim Deniz yerine getirdi.
Sülün Osman cinliklerine taş çıkartacak ve mağdurları için de. Aziz Nesin az bile söylemiş dedirtecek hayretlik ve ibretlik aldatılmışlıklar içeren ve de dışardan bir kooperatifle, KOCASİNAN BELEDİYESİ İMAR MÜDÜRLÜĞÜ’nde çevrilen FİLMİN içeriği belli olmaya başladı.
Adam tutmuş kendi arazisinin yanındaki araziyi belli ki almak istemiş ama alamamış sanırım. Anlaşmış ya da anlaşamamış her neyse sonrasında o arsanın tapusunun fotokopisi üzerinden “işler” halledilmiş. Ancak işte tam burada KOCASİNAN BELEDİYESİ’NİN İŞBİRLİKÇİSİNİN “yeteneği” ortaya çıkıyor. Zira inşaat ruhsatı için fotokopiden devşirme tapu ile yapılan başvuruda tapunun kontrolü tapu müdürlüğünden yapılsa (ki yapılması lazım) en başta metresinin tutmadığı ortaya çıkacak. Ama her ne işse bu kontrol yapılmıyor. İşte tam burada bu kontrolün neden yapılmadığının araştırılması için adli soruşturmanın yanı sıra hemen ÇOLAKBAYRAKDAR’ın talimatıyla idari soruşturma yapılmalı. Yapıldı mı? Bize gelen böyle bir bilgi yok.
Yani KOCASİNAN BELEDİYESİ İMAR MÜDÜRLÜGÜ öyle bir hale gelmiş ki, anlaşılan eline fotokopiden devşirme herhangi bir tapuyu alan istediği arazi için istediği inşaat ruhsatını alıyor.
Böyle bir şey olur mu? Olmamalı ama olmuş.
İşte bunu sormak istiyoruz Belediye Başkanı Çolakbayrakdar’a ama kendisinden ses seda yok. Bu işi bilenlerden kime sorsak, “belediyede iş birlikçisi olmazsa mümkün değil, saniyesinde ortaya çıkar bu iş” diyorlar.
Bunu bilen onlarca kişi böyle diyor da, belediye ne diyor? Belediyenin imar servisinde ya da her neredeyse, en basit haliyle bu “gözden kaçan” durumu gözden kaçıranlar kim ve haklarında bir işlem yapıldı mı?
Mesela aylar önce değiştirilen, belediyenin imar müdürü, bu tür baskılara ve gözden kaçmalara artık dayanamayıp mı ayrıldı görevinden ya da gözünü yummadığı için mi alındı? Bunların hepsi soru işareti ve yanıtları bizzat Belediye Başkanı Çolakbayrakdar tarafından verilmeli. Yapılmıyorsa kafadaki sorular da en üst düzeyde giderilmemiş olur ve gözler de Başkanlık katında kala kalır.
Öyle yarım sayfa baştan savma cevaplarla olmaz bu iş Ahmet Başkan. Başka gazeteciler sormayabilir ama ben soruyorum nedir bu işin aslı ve belediyede bunların işbirlikçileri var mı, yok mu? Yoksa bu “gözden kaçma” ve “kandırılma” nasıl olur?
Tıpkı belediyenin güzel işlerini anlatmak için basın açıklamaları ve basın toplantıları yaptığınız gibi bu işi de en üst düzeyden siz açıklamalısınız ki, kafalarda şüphe kalmasın.
Umarım anlatabilmişimdir, gerçi siz her şeyi zaten çok iyi bilirsiniz ama yine de hatırlatayım dedim acizane!
MEMORIAL’DAN MİTHAT EFENDİ?
Olay aylar önce haber bültenlerine de düşmüş, biz de yayınlamıştık. Gariban birinin üç yaşındaki evladı hastalanır ve ameliyatı için kendisinden 22 bin lira istenir. Ameliyatı bu paraya yapacağını söyleyen Dr. Mithat Öner daha önce ERÜ’de idi şimdi MEMORIAL Hastanesi’nde. Hastanın babasına, üç ay sonra gel bu ameliyatı yapalım denir. Hasta da bu süre içinde hayır sahiplerinden bu parayı toplar ve Mithat efendiye gider ancak ummadığı bir cevapla karşılaşır. Ameliyat ücreti 100 bin TL olmuştur. Mithat Efendi bu süre içinde meydana gelen hastalıktaki gelişmelerden dolayı fiyatın arttığını söyler.
Haklı olabilir ancak siz bu süre içinde bunun olacağını en azından tahmin edebilirsin kanımca. Hadi edemedin diyelim, adam gariban getirdiği parayı alıp kalanını da varsa eğer “hayır hesabından” mahsuplaşsan ne olur, ölür müsün, iflas mı edersin, yoksa MEMORIAL’i mi batırırsın Mithat Efendi?
Ayrıca sanırım çaresiz babayla bazı laflar çakışmış ki, duyduğuma göre “artık yüz bin lirayı da getirsen yapmam ameliyatı” demişsin.
Allah’tan korkar adam ya bu ne cesarettir, ne zamandan beri doktorların hastayı tedavi etmemek gibi bir “tek taraflı” tercihi olabiliyor. Hem de Kayseri’de bu ameliyatı yapabilecek iki doktordan biriyken.
Neyse bak Mithat Efendi şimdi çok dostane ve insani olarak vicdan sahibi olduğunu düşünüyor ve senden Allah rızası için bu ameliyatı getirilen paraya yapmanı istirham ediyorum. Yapmazsan yapmazsın ama ondan sonra hem bu dünyada hem de öteki dünyada, o üç yaşındaki yavrunun elleri yakanda olur, tabi kamuoyunun da.
Siz doktor bir ailesiniz biliyoruz, eşinizle de daha önce tanışmıştım hatta kök hücre ameliyatlarını yapmaya başladığında haberlerini yapmış ATV, TRT gibi pek çok kanalda haberlerinin yer almasında yardımcı olmuştum bir gazeteci olarak. Zira şehrimizde böyle önemli ameliyatları yapacak doktorlarımızın olması gerçekten haberdi ve yapılması gerekiyordu. Ben de yapmıştım. Şimdilerde sanırım Dr. Ayşe Öner hanımefendinin Erciyes Üniversitesi tarafından verilen izin ile sözleşmeli çalıştığı hastanedeki durumu da sıkıntıya girmiş. Zira ERÜ bu sözleşmeyi tek taraflı olarak fesh etmiş.
Neyse dedim ya zaten doktor bir ailesiniz ve fazlasıyla kazanıyorsunuz duyduğuma göre, paranızda malınızda gözümüz yok, kimsenin de olamaz Allah birinizi bin yapsın ama böyle ara sıra hayır işlerine de “girerek” bari bir parça sevap da işlemelisiniz, bunlar da zaten mesleğinizin aslında güzel yanları olmalı.
Haa, hala “yok kardeşim ben bu adam yüz bin lirayı da getirse, o üç yaşındaki yavruyu ameliyat etmem” restleşmesindeyseniz de haberimiz olsun, biz başka bir doktor ya da çare bulmaya çalışalım insan olarak, vatandaş olarak.
Tercih sizin ama dedim ya içimizden sizin bu ameliyatı yapacağınız hissi geçiyor, inşallah yanılmıyoruzdur, Mithat Efendi.
Ayrıca çalıştığınız Türkiye markası bir zincire dahil hastanenin yani Memorial Kayseri’nin de aslında bu ameliyatı yapmanızı hem de 22 bin liraya yapmanızı isteyeceğine inanıyorum. Sizin yoksa bile onların sanırım bir “hayır hasenat dünyaları veya hesapları”  vardır diye düşünüyorum. 
Bakalım doğru mu tahmin etmişiz, göreceğiz.

 

Yazarın Diğer Yazıları