İlter SAĞIRSOY

ÖZHASEKİ'NİN HAŞEMASI

İlter SAĞIRSOY

Olay Mersin Erdemli’deki Kayserililer’in ağırlıklı olduğu büyük bir tatil sitesinde geçiyor, Aykent Tatil Sitesi. Ve olayın kahramanı aslında Hacı Mustafa Özhaseki değil. Muhatap Mehmet Özhaseki’nin oğlu Enes Özhaseki’nin eşinin yaşadığı bir olay.
Yaz aylarında Enes Özhaseki ve eşi amcaları Mustafa Özhaseki’nin Mersin Erdemli’deki Aykent Sitesi’ndeki yazlığına giderler. Burada Enes Özhaseki’nin eşi denize girdikten sonra aynı haşema mayo ile havuza girmek ister.
İster ama buna site yönetimince görevlendirilmiş görevliler izin vermezler. Olaya Enes Özhaseki dahil olur ve neticesinde Mehmet Özhaseki’nin ailesi olduğu da site görevlileri tarafından öğrenilir. Bunun üzerine konu bir kere daha Özhaseki ailesine izah edilir ve şöyle denilir; “Efendim siz haklı olabilirsiniz ama biz emir kuluyuz ve Aykent Site Yönetimi’nin aldığı karar gereği denizden çıktıktan sonra aynı haşema ile havuza girmek yasak. Çünkü bir yaz boyunca o kadar çok haşema ile denizden çıkan hanımlar havuza giriyorki, haşemaların içinde, ceplerinde kalan deniz kumları havuza dökülüyor. Bu hem havuzu kirletip bulandırıyor hem de tıkıyor. Bunun için yasaklandı. Din hürriyeti ile vs. alakası yok.”
Ama sonuçta olay büyür ve tartışmalar sonuçta mahkemeye yansır. Tabi Enes Özhaseki sitedeki evin sahibi olmadığı için davayı onun yerine aynı konuda “haşema ile havuza girmenin yasaklanması din hürriyetinin yaşanmasına engeldir” iddiasıyla Mustafa Özhaseki açar. Dava görülür ancak daha yeni hakim olmuş genç, sanırım olayı biraz daha soğutmak ve daha da ayrıntılı bakmak için 5 Şubat 2020’ye erteler.
Sonuçta bir taraf “siz haşema ile havuza girilmesini engelleyerek din hürriyetine müdahale ediyorsunuz” derken diğer taraf “hayır ne alakası var biz hijyen açısından denizden sonra aynı haşema ile havuza girilmesinin sakıncalı olması nedeniyle yasakladık” diyor.
Özhasekiler’in haşema davasında kararı yüce Türk Mahkemesi verecek ve mahkemenin kestiği parmak da, her iki taraf açısından acımayacak.
Bu arada Enes Özhaseki’nin bu konuda adının havuz başında, görevliler nezdinde gündeme getirilmiş olmasına şaşırdım. Çünkü Enes kardeşim cidden böyle biri değil ve babasının adını zorda kalsa bile kullanmaz, kullanmamıştır da. Onun için şaşırdım. Belki eşi tartışmanın içinde yer alınca doğal olarak eşinin yanında olmak istemiştir, bunda da son derecede haklıdır. Ama yine de ben biliyorum ki Enes, babasının adını kullanmayı, onun adının gücünden yararlanmayı çocukluğundan beri hiç ama hiç sevmez, istemez de. Bizatihi Mehmet Özhaseki Başkan anlatmıştı; vakti zamanında ilk gençlik yıllarında Enes Özhaseki arkadaşlarıyla bir şekilde karakola alınmış. Orada polis memurları en sonunda ifadesini alırken Enes Özhaseki’nin kimliğine bakmışlar ve sormuşlar sen Mehmet Özhaseki’nin nesi olursun diye, orada bile Enes kardeşimiz utana sıkıla ve lütfen babama söylemeyin ama “Mehmet Özhaseki babam olur” demiş hem de alçak sesle, fısıldarcasına. Onun için bu olayın mahkemeye intikal etmesine şaşırdım, çünkü Enes Özhaseki’yi biliyorum. Gerçi mahkemede adı geçmiyor, sitedeki kaldıkları ev amcasının ve dolayısıyla o şikayetçi olabiliyor, site yönetimi uygulamasından, mesken sahibi olarak. Neyse Mehmet Özhaseki Başkan’ın yıllar önce anlattığı bu hatıra da aklıma geldi sizlerle paylaşmak istedim.

YERİNİ DOLDURAMAYACAKSAN VEKİLİ OLMAYACAKSIN!
Bir konudan dolayı Tarım Orman İl Müdürlüğü’nü aradım ve Müdür beyle görüşmek istediğimi söyledim. Özel kalem olduğunu tahmin ettiğim sekreteryadaki hanımefendi çok nazik bir şekilde Müdür beyin görevli olarak şehir dışında olduğunu ifade etti ve isterseniz müdür vekilimiz Ayhan beyi bağlayabilirim dedi. Ben de olur dedim. Hatta kalın bağlıyorum dedi sonrasında döndü ve “efendim Müdür bey toplantıya geçmiş” diye bir yanıt verdi.
Ben de kendisine anladım diyerek teşekkür ettim ve görüşme böyle bitti.
Ey muhterem Ayhan Bey hadi diyelim o anda toplantıdaydın (değildin ya) toplantı kaç saat sürdüyse bittikten sonra da “nezaketen de olsa” insan dönmez mi? Ayıp!
Döner tabi ki, nihayetinde biz adam yemiyoruz, gazeteci olarak varsa soracağımız soruyoruz sizin de varsa verecek cevabınız veriyorsunuz. Hepsi bu, zira aynı şehirde yaşıyoruz ve hep yüz yüze geleceğiz.
Zaten görüşme konusu da aslında, Tarım Orman İl Müdürlüğü elemanlarının bazılarının kendilerini “ali kıran baş kesen” zannettikleri davranış biçiminden dolayı, vatandaşlardan gelen şikayetleri aktarmaktı. Ancak anladım ki, böyle yönetime böyle memur oluyor demek ki.
Elbet Müdür vekili Ayhan Bey de, hayvan severlere “emri vaki ve diktatör” edasıyla konuşan İl Tarım ve Orman Müdürlüğü görevlisi de, umarım en yakın zamanda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, “biz vatandaşa efelik ve efendilik değil hizmet yapacağız, aksi davrananlar beni karşılarında bulurlar” sözünü hatırlarlar. Ya da, “amann kardeşim Cumhurbaşkanı’ndan bana ne” diyorlarsa o da, onların bileceği iş.
Belli ki, Tarım Orman Kayseri İl Müdürlüğü’nde oturdukları koltukları VATANDAŞA EFENDİLİK yapmak üzere işgal edenler çoğunlukta. Ama bilsinler ki, Türkiye genelinde azınlıktalar. Ve inşallah en yakın zamanda buraya da, vatandaşa eziyet eden değil hizmet eden, memlekete hizmet aşkıyla yanan görevliler gelir.
Lakin benim hala anlayamadığım ve inanmak da istemediğim şey şu ki, hadi Emniyet Müdürlüğü’nün yeni sekreterya yapılanmasındaki değişiklikler sonrasında,  öncesindeki “dost canlısı ve sıcak” yaklaşımları mumla arayacağız da, Mustafa Şahin’in İl Müdürü olduğu Tarım ve Orman İl Müdürlüğü’nde nasıl oluyor da, İl Müdürü Mustafa Şahin’e rağmen, bu zihniyette insanlar hala vatandaşa adeta püskürerek, at koşturmaya devam edebiliyorlar.
 

Yorumlar 2
metmet okuyan 31 Ekim 2019 16:47

bütün mesele haşema bumu yani ülkenin kayserinin meselesi

YALÇIN 31 Ekim 2019 11:47

sayin i̇lter bey.kayseri̇ tarim ve hayvanciliği di̇ye bi̇r derdi̇ olmayanlarin,bi̇zi̇ kayseri̇ye bağlayan hi̇ç bi̇r şey yok.görevden alinirsak arkamiza bi̇le bakmadan gi̇deri̇z di̇yenlerden ne bekleyeceksi̇ni̇z.beni̇m anlamadiğim il müdürü ve 3 md yrd.nin hepsi̇ni̇n de dişaridan seçi̇li̇p geti̇ri̇lmesi̇.demekki̇ kayseri̇de tarim ve hayvanciliği bi̇len ki̇mse yok.

Yazarın Diğer Yazıları