Fatma Alkan

Kabul etmek- Otokontrol

Fatma Alkan

İnsanın kendi kontrolü bu kadar zorken bizim dışımızda olup bitenleri, hayatı, hayatımızdakileri, akışı nasıl da kontrol etmeye çalışırız öyle değil mi? Ama yapamadığımız bir şey varsa o da kendi kontrolümüzdür.
Evet, insanın kendi açısından zor ama becerebildiği zamanda dışarıdaki akışla oynamaktan vazgeçtiği durumdan bahsediyorum. Bahsettiğim şey ‘otokontrol’
Otokontrol için bir tanımla yapacak olursak şayet kısaca; “Kendi kendinizi kontrol edebilme, kontrolden çıkan olumsuz gelişmeleri önleme yeteneğidir” diye tanımlayabiliriz.
Otokontrolümüzü sağladığımız zaman, kendi kendimizi kontrol edip amiyane tabirle kendimize sahip çıkmayı, duygu akışlarımızı, yoğunluğumuzu kontrol edebildiğimiz zaman daha sağlıklı, daha sağlam, daha iyi ilişkiler kurabiliriz. Bunun sayesinde çevremize ve kendimize en önemli noktada bu kendimize zarar vermeyi bir kenara bırakıveririz. Çünkü kendi duygularımız kontrolden çıktığında öfke, kırgınlık, kızgınlık, hayal kırıklıkları da devamında gelecek ve kontrol edemediğimiz öfkemiz, kırgınlık ve kızgınlıklarımız -ki ben birkaç örnek duygudan bahsediyorum- çevremizden ziyade bizlere zarar verir. Evet, kendi kontrolümüzü sağlayamadığımız zaman asıl zararı kendimize vermiş oluruz.
Bakıldığında aslında en büyük otokontrol eğitimi kabullenmeyle başlar. Kabullenmeyi bildiğimiz zaman, kabul edip kendi içimizde olup bitenleri sindirdiğimiz zaman aslında büyük bir adım atmış oluruz otokontrolümüz adına.
Peki, neden kabullenmek açısından baktın bu konuya derseniz eğer, kabullenmeyi bilmeyen insan kendi olmaktan çıkar, kabullenemediği o duygu silsilesi altında ezildikçe ezilir, küçüldükçe küçülür… Bu durumun devamında duygu karmaşası, ne istediğini bilmeme ve çevremize saldırma, hırçınlaşma gibi duygulara evrilir. Bu durumdan kaçamayız aslında…
Çünkü otokontrol duygu değişimindeki dalgalı grafiğimizi minimize eder.
Kendini bilen insan, net olan insan otokontrolünü sağlamış insandır. Zor olsa da yaşananlar, gördükleri, duydukları, bildikleri kabullenir ve sindirir. Bu kadar karmaşa da duygu yoğunluğu ile hareket edip süreci daha da kötüye götürmez.
Çünkü duygu karmaşası öyle ki tüm dünyanızı altüst edebilir, değerlerinizi yıkar, sevdiklerinizi yok edebilir. O yüzdendir ki kendi kontrolünü sağlayan insanlar bir adım geri çekilmeyi, olayları kendi seyrine bırakmayı bilirler. Eylemlerin sonucunu hesap ederler, bu doğrultuda kabullenişleri hayatlarındaki zorlukları, kolaylıkları ve hedeflerini görmesini de sağlar. Atalarımızın da sözlerini baktığımızda görürüz değil mi bunu örnek verecek olursak, ‘Öfke ile kalkan zararla oturur’ demişler değil mi? Yani, o an yaşadığınız duygu yoğunluğunu o an kontrol edemezseniz yapacağınız fevri bir çıkış rüzgar dindiğinde size zararda olduğunuzu gösterebilir.
Bu konuda sakinlik ve sabretmek gerekir belki de öğrenmek daha da çok öğrenmek gereklidir. Çünkü otokontrol bir süreçtir. Kimse bir anda ben kendi duygularıma sahip çıkıp duygu denetimimi sağlıyorum diyemez. Zaman gerektiren bir konu…
Bakıldığı zaman aslında bu durum her insan için şart, her insana bunun öğrenilmesinin gerekli olduğu gösterilmeli. Çünkü nefes aldığımız şu yer kürede etten, kemikten olan bizler bir o kadarda duygularımızdan ve düşüncelerimizden ibaretiz. Hayat akışımıza duygularımızla yön veriyoruz. Mantığımıza ne oldu derseniz eğer mantığımız, duygularımız yüzünden dizlerimiz kanadığında devreye giriyor… Canımız yandığında, dolup taştığımızda devreye giriyor. Dolup taşmaya gerek kalmadan yaşadığımız her ne varsa kendi kontrolümüzde olursa şayet çevremizi yıkıp, dökmeyi de bırakırız, hayal kırıklıklarımızda devre dışı kalır kim bilir belki de bu kadar yoğun yanmaz canımız. Yanmaz çünkü kontrolümüz ile kabullenmeyi de öğrenmiş oluruz.
Bazen olmaz, istediğimiz olmaz, beklediğimiz olmaz, umduğumuza değil de ummadığımıza uğrarız o zamanlarda ise kontrolü sağlayan bizler ne yıkar ne de dökeriz sadece kabulleniriz…
Kabullenmekle başlar belki de sizlerin otokontrolü de… Kendimiz dönüştürmekten asla vazgeçmeyelim ama bu dönüşüm ve değişip hep daha iyisi nasıl olura yönelik olsun. Hayatımıza ve kendimize değer vermekten vazgeçmeden, kendimizi üzmeden…
 
 

Yazarın Diğer Yazıları