Fatma Alkan

Hayvan sevgisi

Fatma Alkan

Aslında karşılıksız savunmasız bir sevgi varsa şu dünyada hayvan sevgisidir. Terapi gibidir bir köpeğin size sevgiye aç gözlerle bakması… Ne kadar çok seversen onun da size o kadar sadık olacağını, onunda sizi bir o kadar seveceğini bilirsiniz.

Bir gerçek var ki evimize alıp, kendi yuvamızda onlara yuva yaptığımızda bilmemiz gereken gerçek şu ki bu sorumluluğu ne kadar doğru üstleneceğimiz ne olursa olsun onlarında bir canlı olduğunu unutmadan kendi çocuğumuz gibi bakmamız gerektiğidir. Çevremizde birçok örneği var aslında, köpekleri, kediler, kuşları çocuklarının gönlü olsun diye alıp sonra bakamayıp sokağa atanlar. Nedeni sorulduğunda ise bakamadıklarını dile getirmeleri peki ne kadar doğru bu sorumluluğu taşıyıp, taşımayacağımızı bilmiyor muyuz? Çocuğumuzun gönlü olsun diye yaptığımız bu hareketin doğruluğunu neden sorgulamıyoruz. Konuşmamaları onların farkında olmadıkları anlamına mı geliyor… Bunun dışına çıkacak olursak eğer peki ya hayvanlara karşı olan işkenceler açıklaması yok değil mi? Canilikten başka bir açıklaması yok olamaz da… Yol kenarında gördüğümüz yaralı bir köpeğe karşı neden duyarsızız bu kadar mı vicdan yoksunu bu kadar mı caniyiz. İşimiz var diye onu orada o halde bıraktığımızda verilecek bir hesabımız yok mu zannediyoruz. Neler okuyor neler duyuyoruz… Hayvanlara yapılan eziyetlerin, hayvan cinayetlerinin sonu yok öyle değil mi? Vicdansızca, umursamazca yapılmakta her gün başkasını duyuyor okuyoruz… Peki neden bu kadar duyarsız ve umursamazız sorgulamak gerekmiyor mu? İnsanlığımızda bu noktada şüphe etmiyor muyuz? Onlar bize muhtaç değil mi? Sevildiklerini bildiklerinde en yakın dostumuzdan daha sadık daha çok kıymet bilen değiller mi? Onların sevdiklerini bildikleri noktada bize karşı sınırsız bir dostlukları var elbette peki bizim onlara karşı yaptıklarımız… Deneme yanılma yöntemi “aldık ama bakamadık” demezler mi bakamayacaktın neden aldın? Derler, diyorum da bakamayacağınız hayvanı neden sahipleniyormuş gibi yapıp geri bırakıyorsunuz? Senin çocuğunun gönlü olacak tamam olsun ama çocuğuna hayvan sevgisini bu şekilde mi gösteriyorsun!! Heveslen, al bakamazsan atarsın!!! Yok böyle bir şey olmamalı….

Bir hayvanın sevgisi ile büyüyen çocuklara bakın isterim. Bir canlının sorumluluğunu alan çocukla arkadaşları arasındaki farkı görün isterim… Bir tarafta kendinden önce başka bir canlıya bakacak sorumluğu, derin sevgisi ve samimiyeti olan bir birey ile diğerleri arasında fark her zaman vardır. Sorumluluk bilincinde, karşılık beklemeden seven, konuşmasa da karşısındaki canlıyı anlayan, anlamak isteyen onun yakınlığıyla mutlu olmayı bilen bir birey ile diğer insanlar arasında elbette fark olacaktır. Hayvan sevgisi her daim bir insanı iyileştirmez mi? Elbette iyileştirir en başta da terapi dedim ya bir canlının varlığı her daim iyi etmez mi bir insanı. Hele ki o canlı sizin için karşılık beklemeden varsa… Hayvanları evinize alıp bakmasak da çocuklarımıza hayvan sevgisini aşılamalıyız. Bir kap su vererek mutlu etmeyi, mutlu olmayı bilen bireyler yetiştirmekte bizim elimizde değil mi? Bakın bir etrafınıza onlarında bu hayatta canlı olarak varlığını kabul eden kaç kişi var. Vicdanlı davranan kaç kişi var. Kendi derdimize düşüp onları yok saymaktan ne zaman vazgeçeriz bilmiyorum ama artık yol kenarına atılmış ölümü umursanmamış canlılar görmek istemiyoruz. Yahut bakılmayıp sokağa bırakılmış canlılar görmek istemiyoruz. O gücü kendinizde görüyorsanız eğer yuvanıza yuva yapın o canlıyı. Eğer kendinizden ufacık bir şüpheniz varsa denemeyin bile. Bu sorumluluk hem de büyük bir sorumluluk…

Canlılara karşı olan duyarsızlıklarımızı bir kenara koymanın zamanı gelmedi mi? Bir canlıyı sevmek, onun mutluluğunu gözlerinden anlamaktan kimseye zarar gelmez. Bu bizi iyi eder, iyileştirir… İyi bir insan olmanın belki de koşullu tarafı budur, vicdanlı bireyler olarak bir canlıya sevgi ile yaklaşmak. Bizden korkmadıkları sürece onlardan kimseye zarar gelmez…
 

Yorumlar 9

Yazarın Diğer Yazıları