Prof. Dr. Tuncay DİLCİ

Davranışsal bağımlılığa bakış

Prof. Dr. Tuncay DİLCİ

Dijitalleşmenin yoğunlaşması ve buna bağlı bir kullanım bozukluğu, akabinde ise bir davranışsal bozukluk haline evrilen yeni bir yaşam biçiminden bahsediyoruz. 

Söz konusu bu durum insanlık tarihi kadar eski olup ilkel dönemde bile mağara duvarlarına çizilen resimler, oyun ve eğlence araçları herneyse bugün dijital dünyanın getirmiş olduğu imkanlar dahilinde gerçekleşen oyun ve eğlencelerde benzer karakteristik taşımaktadır. Bu bağlamda insan oğlunun kendini ifade etme biçimi, anlaşılma ihtiyacı, sunum ve eğlence şekli her zaman varola gelmiştir. Ne var ki günümüz şartlarında dijital mecralar üzerinden sürdürülen gelenek, adeta boyut değiştirmiş ve yeni Dünya düzeninin zorunlu haline dönüşmüştür. İnsan oğlunun gerek acılarına, gerekse farklı bilinç deneyimlerini ilgi çekici hale dönüştürerek, dopamin, seratonin gibi hormonların dozunu artırarak bir nevi bağımlılığa doğru gerçekleşen yaşam serüveni kimi zaman bitkilerden elde edilen uyuşturucu şekli ile maddelere dönüşmüş; kimi zaman ise kimyasal maddelerin hücrelerinin kullanımıyla gerçekleşmiş, kimi zamanda alışkanlıklara bağlı beyin nero kimyasında meydana gelen gelişmelere göre bağımlılığa dönüşmüştür. Bu bağlamda adına siber kokain de diyebileceğimiz, teknolojinin kötüye kullanılması veya yan etkilerinin önlenemez hale dönüşerek insanın tüm düşünce ve davranışlarını kuşatması yeni bir soruna yol açmıştır. Söz konusu bu durum hem dünyada hem de Türkiye özelinde büyük bir sorun olarak karşımızda dururken; ne var ki bu soruna karşı ciddi bilinçlenme faaliyetlerinin gerçekleştirilemediğini görmekteyiz. Bu sorun özellikle gençleri ve çocuklarımızı adeta geleceğin dünyasına hazırlanan bu bireylerimize beynine format atma şeklinde gerçekleşirken, millet olarak toplumsal yaşantımızı, değer yargılarımızı, gelenekten geleceğe kadin kültürümüzü milli güvenlik sorunu haline dönüştürmüştür. 

En genel anlamda bağımlılık kavramına bakıldığında: kişinin alışkanlıkların bir sonucu olarak, sosyal hayatını, ruhsal yapısını ve bedensel faaliyetlerini olumsuz şekilde etkileyerek psikososyal davranışsal, kronik ya da bir bozukluk olarak tanımlanabilir.

Söz konusu bu bozukluğun dijital nesne kullanımına bağlı olarak gerçekleştirilmesi ya da kötüye kullanma şekli ile bir problemli kullanım şekline dönüşmesi beraberinde davranışsal sorunları da getirmiştir. Buna göre karşı konulamaz sıkıntı ve endişe yüklü sürekli ve daha çok istek doğurmaya bağlı fiziksel ya da ruhsal kötüleşmeye uğraşan madde ya da madde dışı hayatımıza etki eden her türlü duruma ilişkin tiryakilik bir bağımlılık ve davranışsal bir sorundur. işte bu noktada uzun süre devam eden alışkanlıklarımızın ya da bağımlılıklarımızın birden ve ani bir şekilde kesilmesine bağlı yoksunluk sendromu şeklinde kendini gösteren başka bir davranışsal bozukluğu da işin içerisine dahil etmeliyiz. 

Sonuç olarak; bir davranışsal sorun olan dijital bağımlılığın ilerleyen sahfalarında yeterli uyarıcı ve tatmin boyutunda istenen düzeye gelmemesi ya da daha aşırısının istenmesine bağlı olarak madde bağımlılığına evrilmesi, bilişsel bir çok sorunu da beraberinde getirmesi sözkonusudur. Onun için diğer madde bağımlılıklarından daha fazla ve insan hayatının her alanında olabilen dijital nesne kullanımına bağlı davransa bağımlılığın çok hassas ve ince bir çizgi de kontrol edilmesi, kullanılması hassasiyet gerektiren bir durumdur. Onun için tüm toplum sathında gerekli önlemlerin alınması ve bilinçlendirmelerin yapılması elzem görülmektedir.
Selam ve dua ile...

Yorumlar 1

Yazarın Diğer Yazıları