Covid-19'un ardından...
Prof. Dr. Tuncay DİLCİ
2300 kişi üzerinde random yöntemle yapılan araştırmada COVID-19 dönemine göre öncesi ve sonrası bağlamında %130 artış ile dijital nesnelere karşı yoğun temas alışkanlığının artışı gözlenmiştir.
Bu sonuçlara göre dijital nesne kullanıcılarında en çok yoksunluk sendromu, psikolojik bir bağımlılık ve buna bağlı nesnelerden uzaklaşamama, her an nesneleri yanlarında hissetme ve dijital internet sisteminin olmadığı yerlerde hırçınlaşma, agresifleşme olduğu yönünde sonuçlara ulaşılmıştır.
Diğer taraftan hemen ikinci sırada dürtüsel bozukluk şeklinde kullanıcılara etkisi olan bir davranışsal bozukluk gözlenmiştir.
Dolayısıyla COVID-19 öncesi ve sonrasına göre yetişkinlerde ve çocuklarda %70 oranında dürtüsel bozukluğun artmasına bağlı olarak şiddet eğilimi, hiperaktivite bozukluğu, hırçınlık, dopamin ihtiyacı gibi aktivasyonu yüksek eylemlerde artış; sabırsızlık, tahammül edememe görülmektedir. Araştırma sonuçlarına göre üçüncü sırada performans düşüklüğü görülmektedir ki; bu düşüklük oranı COVID-19 dönemine göre %35 oranında artış göstermektedir. Bu şu anlama gelmektedir; dilsel becerilerde zayıflık, konuşma güçlüğü, kendini ifade edememe, kreatif yaratıcı düşünce ortaya koyamama, yaptığı iş ve eylemlerde doyum sağlayamama ve buna bağlı üretkenlikte, iş ve eylemlerde yetersizlik duygusuna hakim olma araştırma bulgularına yansımıştır.
Sonuç olarak; yaşam biçimimizi önemli ölçüde kuşatan, ve her daim varlığını hissettiren dijital teknolojilerin diğer dijital teknolojilerde olduğu gibi kullanım kılavuzu ve rehberliğe ihtiyaç vardır. Tabii ki kendine münhasır, derya denilebilecek içerik ve sunumlarıyla karşımıza çıkan yeni bir dünya ile başbaşa kaldığımız için insanoğlu bu süreci nasıl yöneteceği ve nasıl bir yol izleyeceği konusunda yeterli bilinç düzeyine maalesef erişememiştır. İşte bu nedenle dijital temas alışkanlığımıza ilişkin risk haritamızın çıkarılması, gerekli kontrol ve ihtiyaç analizi nezdinde yeniden davranışlarımızı revize ederek yaşam alanımızı planlamak durumundayız. Özellikle günümüz şartlarında yeni nesil çocukların kimlik karakter inşası bağlamında dikkat etmemiz gereken çok önemli hususlar bulunmaktadır. Bu hususların en başında yetişkinlerin doğru rol model teşkil edecek aile içi yaşantılarına önem vermeleri ve bu yönde dikkate değer sorumlu davranışlar sergilemeleri gerekmektedir. Bununla beraber çocuklarla birlikte alınmış aile içi kararların, kuralların ve yaşam kültürünün inşası için gerekli önlemlerin alınması, zorlamaya tabi tutulmadan nezaket kuralları çerçevesinde kişilik ve kimlik haklarına saygılı bir değer sistemi ekseninde çocuklarla istişare etme ve birlikte yol alma her zaman süreci sahiplenme adına katma değer iletecektir.
Selam ve dua ile…