“Babanız nasıl, iyidir inşaallah?” diye sormuştum;
“Haberiniz yok mu, geçen hafta vefat etti ya?” dedi.
Şu iki üç yıl içerisinde ne kadar insan kaybetmişiz ama büyük bir kısmından haberimiz yok, sessiz sedasız defnedilmişler, bizler için bu durum ayrı bir üzüntü sebebidir.
Muhterem okurlarım, galiba farkında değilsiniz, dikkat etmiyorsunuz; Kaç yıldan beri cenazelerimizi hırsız gibi kaçırıp sessizce gömüyoruz.
Kayseri olarak insanımız cenaze namazı kılmayı unuttu, zavallı cenazelerimiz de şehir mezarlığındaki Hulusi Akar camiinden kırk elli kişiyle ahirete uğurlanıyor.
Tamam, salgın döneminde cenazelerin şehir mezarlığından kaldırılması uygun görülmüş olabilir, şehir trafiğini rahatlatmış olabilir ama bunun artık hep böyle devam etmesi kesinlikle büyük bir yanlıştır.
Ölenlerimizin cenazelerinin kalabalık cemaatlerden mahrum bırakılması onlara yapılmış büyük bir kötülük olduğu gibi insanımıza neredeyse cenaze namazı kılmayı unutturmak da başka bir cinayettir.
Yetkililere buradan sesleniyoruz; En azından Hunat ve Camii Kebir’de yeniden cenaze namazları kılınmaya başlanmalıdır. Bu arada isteyenler cenazelerini yine şehir mezarlığından kaldırmaya devam edebilir.
Vefat edenler şehir halkı tarafından görülmeli, bilinmeli ve onlara karşı Müslümanca görev yerine getirilmelidir.
Müslümanların ölenlere şehadetinin önemi ortadayken hırsız gibi kaçırmak ve sessizce defnetmek İslam’ın ruhuyla asla bağdaşmaz.
Allah aşkına, hangimiz ister bu şekilde dünyadan ayrılmayı?
Efendim, cenazelerin merkezdeki camilerden kalkması trafikte tıkanıklığa sebep olur diyorsanız; onu da mı ben çözeceğim, bunca mühendis ve planlamacınız ne güne duruyor?
Şehrin yöneticilerine, vali, belediye başkanları ve müftülüğe sesleniyoruz; cenazelerimizin yeniden Hunat ve Camii Kebir’den kaldırılmasını istiyoruz vesselam!
