İhsan ÖZKAN

Özgürlük Tuzağı

İhsan ÖZKAN

Kapitalizmin içini boşalttığı, çarpıttığı, kendi çıkarına kullandığı kavramlardan biri de özgürlüktür. Kapitalizm özgürlüğün yanında aşk, din, sevgi, demokrasi, hürriyet gibi daha bir çok kavramı tepe tepe kullanıp çarpıtmıştır.  Özgürlük yaygın kullanımı ile şöyle tanımlanır: Herhangi bir koşulla sınırlamaya, zorlamaya, kısıtlamaya bağlı olmaksızın düşünme ve davranma durumu.

Sömürgeci ülkeler en çok da kanı ters akan, ömrünün en asi dönemini yaşayan gençlerin duygularını manipüle ederek özgürlük kavramı üzerinden onları esir almanın, kendilerine bağlamanın, kendilerini yücelttirmenin önünü açıyorlar. Seyrettiğimiz filmlerde, reklamlarda, e-haber sitelerinin çoğunda farkında olun yada olmayın şu propagandalar yapılır: Avrupa da ve Amerika da gerçek özgürlük vardır, buralarda yaşayan insanlar çok mutludur ve cennette yaşıyor gibidirler, haksızlık ve hukuksuzluk kesinlikle bu ülkelerde olmaz. Olsa da yanlışlıkla olur. Bir öğrencim geçen sene bu ülkede yaşayacağıma Avrupa da herhangi bir ülkede tuvalet temizlerim daha iyi dediğinde eve gelip gözlerimin dolduğunu hatırlıyorum. Ben öğrencime nasıl olurda ülkesini sevdiremedim ve sosyal medyanın esiri olmasına müsaade ettim diye. Şimdi o öğrencim çok şükür o düşüncesinden döndü, belirli ölçüde iman ve vatan bilincine erişti. (Gençlerin gerçeği görmelerini sağlamak için rehberlik etmek hiç kolay olmuyor ama 40 yaşın üstündekilere göre çok daha kolay oluyor)

Peygamberimiz ‘Utanmıyorsan her istediğini yap’ demiş. İnsanın canının her istediğini hiçbir kısıtlama olmaksızın yapması onu iğrenç bir varlık haline getirir. Zihni sömürgeciler tarafından ele geçirilmiş köle ruhlu kimi insanlar çırılçıplak soyunup protesto gösterisi yapmayı özgürlük olarak isimlendiriyor. Ellerinde biralarla İslami değerlere küfür etmeyi özgürlük sanan zavallılar var. Herhangi bir koşulla sınırlanmadan canının her istediği davranışta bulunabilmek, ilahlık iddiasında bulunmak demektir. Çünkü Yüce Allah'ın fiillerinde herhangi bir koşulla ya da herhangi bir şekilde sınırlandırılması düşünülemez. Hümanizmin geldiği noktada insanın tanrıya öykündüğünü biliyoruz. Kapitalizmin ve liberalizmin günümüz sözcülerinden Yuval Noah Harari kitaplarında sık sık bu konuyu işlemektedir. İnsan davranışlarını kısıtlayan, sınırlayan bir çok öge vardır. Kültür, gelenek, görenek, değerler bunlardan birkaçıdır. Bunlar yok sayıldığında insanın birçok hasletleri biter. İnsan canavarlaşır. 

Doğan Cüceloğlu  bir gün firmanın birinin yöneticilerine değerlerle ilgili seminer veriyormuş. Ortaya bir ekmek koymuş. Bunun üzerine basana 100 $ vereceğim demiş. Kimseden ses çıkmamış. 200 $ vereceğim deyince biri çıkmış. Ekmeğe basıp parasını almış. Ancak seminere katılan herkesin içi bir tuhaf olmuş. Doğan Cüceloğlu 1-2 sene sonra o yöneticinin durumu öğrenmek için şirketi aramış.  Şirketten kovulduğunu, Ahlâki sorunlar yaşadıklarını söylemişler.  Bizim kültürümüzde ekmeğe basmak büyük terbiyesizliktir, çünkü ekmeğe basmak emeği çiğnemek demektir, nimete saygısızlıktır, değerlerimizi tanımamaktır.  Bu değerlere inanmasanız bile sırf 200 dolar kazanacağım diye ekmeği çiğnemek ahlaki değerlerinizin olmadığının bir göstergesidir.  Bu tip insanlar güvenilmez insanlardır. Ne iş yerinde, ne sosyal hayatta, ne komşuluk yaparken etrafımızda böyle güvenilmez insanları istemeyiz. Günümüz kapitalist kültürü ekmeğe basmama gibi kültürümüzden neşet eden davranışları çiğnemeyi özgürlük olarak yutturuyor bize. ‘Kalıplarından dışarı çık’  ‘Hiçbir şeyin seni sınırlamasına izin verme’  ‘Hiç kimsenin davranışlarını kısıtlamasına müsaade etme’ derken aslında şunu demek istiyor. Din, inanç, gelenek, görenek bunlar demode şeyler. 21. yüzyılda inanç mı kaldı din mi kaldı. Canının istediği gibi yaşa. Nefsinin ihtiyaçlarını karşılarken hiçbir sınır tanıma. Ahlakmış, değermiş bunlar boş işler. Sen keyfine bak, dalgana bak.

Kelimelerin etimolojisi anlam dünyasının hazinesidir. Kelimenin köklerine inerek anlam dünyasının okyanusuna açılabiliriz. Özgür olmak kelimesinin kökeninde , özü gür olmak vardır. Özü gür olanın kişiliği sağlamdır. Özü gür olan, özüne ulaşmak için yola koyulan ve o yoldan hiç dönmeyendir. Varlık yolculuğuna, öze dönüş yolculuğu da diyebiliriz. İnsan bu yolda olduğunda hikmete ram olur, olayların altında yatan gerçek sebebi görmeye başlar, neyin iyi neyin kötü olduğunu daha iyi kavrar.  İnsanın özüne ulaşmaya çalışması kendini bilmesini sağlar. Kendini bilen rabbini bilir. Yüce Allah her insanı özel yeteneklerle donatmıştır. Bu yetenekleri keşfetmeye çalışmak özgür olmaktır. Bu ve bunun gibi konularla ilgili İbrahim Kalın'ın Öze Yolculuk kitabını şiddetle tavsiye ediyorum.

 Şöyle bir soru sormanın vakti geldi. Özgür olan kimdir? El Cevap: İnsan Allah'a kul olduğu oranda özgürdür. Sadece Allah'a kul olan başka hiçbir şeyin kulu ve kölesi olmaz.  Kimsenin önünde boyun eğmez, mala-mülke-makama tamah etmez, satın alınacak kişi değildir. Hakkın ve hikmetin izlerini takip eder. Sorumluluk bilincine sahiptir. Önce yaratan Allah'a karşı sorumludur, daha sonra topluma, daha sonra kendine, doğaya ve eşyaya karşı sorumlu davranır. Sömürgeciler, özgürlük kavramının ekmeğini çok yediler. Tabii yalanla, dolanla, ikiyüzlülük yaparak. Irak'a girmeden önce Amerikan başkanı Bush, Irak'a özgürlük getireceklerini, Bağdat'ın eski günlerdeki gibi dünya kültür başkenti olacağını söyledi. Sonra ne oldu? 1.000.000 insan öldü. O günden bugüne 500.000 çocuk sağlık koşullarının yetersizliği yüzünden vefat etti. Şu anda dünyanın en istikrarsız, ekonomisi en kötü ülkelerinden biri oldu.

Toplum binasını ayakta tutan unsurlardan biri de o toplumun değerleridir. Kapitalizm binlerce yıldır oluşan ve gelişen bu değerlerin dibine dinamitler koyuyor. Bu toplum doğduğundan beri hep özgür yaşadı. Bunu sadece savaşçı olmamıza bağlayamayız. Bunun yanında değerlerimizi ve kültürümüzü yaşatmamızda ayakta kalmamızı sağladı. Özgür olmak, özüne ulaşmaya çalışmak, özünü bilmek bizim başat değerlerimizdendir. Değerlerini yaşatmayan toplumlar yok olmaya mahkumdur. 

Ne mutlu Allah'tan başka hiçbir varlığa kul olmayarak özü gür olabilene.
 

Yorumlar 5
Abbas Alıcı 17 Mart 2024 18:54

Bu metin, kapitalizmin özgürlük kavramını nasıl manipüle ettiğine ve çarpıttığına dair derinlemesine bir analiz sunuyor. Özgürlüğün sadece bireysel keyif ve çıkarlarla ilişkilendirilmemesi gerektiğine, aynı zamanda toplumsal sorumluluklar ve değerlerle de bağlantılı olduğuna dikkat çekiyor. Yazara katılıyorum çünkü kapitalizm, özgürlük adı altında tüketim kültürünü ve kendi çıkarlarını ön plana çıkarmak için insanların duygularını manipüle ediyor. Bu, toplumsal değerlerin ve kültürün yok olmasına yol açıyor. Özgürlüğün, sınırsız bir biçimde davranma değil, ahlaki ve toplumsal sorumluluklarla birlikte özünü bulma ve doğru ile yanlışı ayırt etme süreci olduğunu düşünüyorum. Bu metin, insanların özgürlük kavramını sorgulamaları ve içsel değerlerine dönme gerekliliğini vurguluyor.

Abbas Alıcı 17 Mart 2024 18:54

Bu metin, kapitalizmin özgürlük kavramını nasıl manipüle ettiğine ve çarpıttığına dair derinlemesine bir analiz sunuyor. Özgürlüğün sadece bireysel keyif ve çıkarlarla ilişkilendirilmemesi gerektiğine, aynı zamanda toplumsal sorumluluklar ve değerlerle de bağlantılı olduğuna dikkat çekiyor. Yazara katılıyorum çünkü kapitalizm, özgürlük adı altında tüketim kültürünü ve kendi çıkarlarını ön plana çıkarmak için insanların duygularını manipüle ediyor. Bu, toplumsal değerlerin ve kültürün yok olmasına yol açıyor. Özgürlüğün, sınırsız bir biçimde davranma değil, ahlaki ve toplumsal sorumluluklarla birlikte özünü bulma ve doğru ile yanlışı ayırt etme süreci olduğunu düşünüyorum. Bu metin, insanların özgürlük kavramını sorgulamaları ve içsel değerlerine dönme gerekliliğini vurguluyor.

ahmet bilal 14 Mart 2024 09:59

harika bir yazı

Ertan Ünlü 14 Mart 2024 05:32

Selam olsun her tasin altından çıkana dik duran özü gür kardaslerime , Reis

yk 13 Mart 2024 15:50

özgür hissediyoruz ama değil TEŞEKKÜRLER özet

Yazarın Diğer Yazıları