Elhamdulillah Ben de Müslümanlardanım!
Furkan Keser
«Mü’minin hayranlık verici bir hali vardır ki, onun her işi hayırdır. Bu hal, müminden başka hiç kimsede bulunmaz. Eğer bir genişliğe (nimete) kavuşursa şükreder ve bu onun için bir hayır olur. Eğer bir darlığa (musibete) uğrarsa sabreder ve bu da onun için bir hayır olur.»(Allah Rasulü s.a.vs)
Hangi dine mensupsun? diye sorulduğunda "Elhamdulillah Müslümanım" deriz değil mi? Bunun öyle alelade bir söz dizisi olmadığını hem girişte iktibas ettiğimiz hadisi şeriften hem de "Ben de müslümanlardanım diyenden daha güzel sözlü kim olabilir?"(Fussilet,33) Mealindeki Ayetten biliyoruz. Hem Hz Ömer(r.a) 'ın "bizler zelildik,Allah bizi İslamla izzetlendirdi" mealindeki sözünden hem de Hz Yusuf (a.s)'ın "Ya rabbi beni müslüman olarak öldür ve salihler zümresine kat" (Yusuf,101) mealindeki duasından biliyoruz. Aynı zamanda bize verilen hayatın asıl yurdumuz olan ahiretteki konumumuzu belirleyecek bir imtihandan ibaret oluşuna imanımızdan dolayı şöyle içimize doğru gerilip 'Elhamdulillah ben de müslümanlardanım' demenin dayanılmaz hazzını hissediyoruz. Kainatta her zerrenin, hatta atomların etrafında dönüp duran elektronların bile birer görevi,gayesi var da tüm bu zerrelerden yaratılan ve milyarlarca hücrenin her an yeniden yaratılmasıyla, her an yaratılış mucizesinin doğrudan etkileneni olan 'insan'ın gayesinin de daha iyi gelir,daha fazla tüketim sarmalında yok olup gitmek olmadığını bildiğimiz için aşk ile bir daha "elhamdulillah ben de Müslümanlardanım" diyoruz. Aslında Allah rasulü, darlıkta da,varlıkta da Allah'ın kulu olduğumuz gerçeğinden sapmamamız noktasında bizi uyarıyor baştaki hadisinde. Ki bizzat kendisi de mekke'de beraberindeki müslümanlarla birlikte daraldığında hatta öyle ki"Allah'ın yardımı ne zaman?" Noktasına geldiklerinde sabrı ve kulluğu bizlere örnekliyor,arkadaşlarına siz acele ediyorsunuz diyordu ve yıllar sonra hor görüldüğü, türlü eziyetlere maruz kaldığı, hicrete zorlandığı Mekke'ye Allah'ın yardımı ve fetihle geri döndüğünde de devesinin hörgücune secde halinde Allah'a hamd ve senasıyla yine asırlar boyu kendisine iman edecek olan ümmetine kulluk mesajıni veriyordu. İşte darlık ve işte ferahlık, her ikisinde de sadece Rabbine yönelen bir kalp. Neden "Elhamdulillah Müslümanım" peki? Çünkü bu hayatın tüm gelgitleri arasında insanı teskin edecek güvenli bir limandır bu söz.
"Allah'tan başka ilah yoktur!" Serlevhasıyla girdiğimiz İslam halkası içerisinde bizi o halkanın dışına atabilecek tüm etkenlere karşı bir zırhtır bu söz.
Çünkü bir sinek kendisinden bir parça alsa o parçayı ondan geri alamayacak kadar aciz bir varlığın dünya depdebesinde karşılaşacağı tüm ağır yükleri pamuk kadar hafifleten bir ab-ı hayattır bu söz.
Şöyle bir etrafına baktığında bir bir her şeyin eksildiğini, sevdiklerini teker teker kaybettiğini gördüğünde günün sonunda avucunda kalan en değerli maden gibi bir sözdür bu söz.
Derdimiz, içinde bulunduğumuz sıkıntı bize ne kadar büyük gibi görünse de son merhalede gönlümüzü ferahlatan, bize dayanma gücü veren müthiş bir sözdür bu söz..
Velhasıl kendisini bu mihnet denizi olan dünya uçurumunun kenarında hisseden,artık yaşamaktan ümidini kesmek üzere olan genç kardeşim; Kalbini daraltan, seni sıktıkça sıkan ve eninde sonunda bu dünyaya ait olan tüm dertlerinin ilacı da bu söze inanman ve göğsünü doldurarak bu sözü haykırmandadır. Sakın seni, duygularını, hislerini, düşüncelerini ele geçirip seni zehirlemeye çalışan o kör iblise fırsat verme!
Seni her dem yaratmaya devam eden Rabbini düşün, O'ndan ümidini sakın kesme, ibadetlerini artır ve kainatın sahibine dertlerini arz et. O'ndan sabır ve namazla yardım dile ve O'nun kelamına kulak ver
" senin göğsünü ferahlatmadık mı?
Belini büken yükünü senden alıp atmadık mı?"