Ensar ŞAHİN

Müminlerin Ramazan Bayramı

Ensar ŞAHİN

Bir aylık oruç ve yoğun ibadetten sonra bizi bayrama kavuşturan Rabbimize hamd olsun.

Ramazan ayı boyunca üzerimize farz/ borç  olan oruç ibadetini îfa ettik. 
Beş vakit namazlarımıza ilaveten teravih namazlarımızı camilerde cemaatle eda ettik.

Kur’an ayı olan Ramazan’da Kur’an-ı Kerim’i yüzünden okuyup hatimler yaptık.
Peygamberî bir sünnet olan mukabelemizi camilerde, mescidlerde geleneksel olarak imam/müezzin eşliğinde okuduk.

İlim Hikmet Vakfında her gün bir cüz’ün anlamını tahlil ettik; Rabbimizin mesajlarını cüz cüz, sûre sûre, ayet ayet anlamaya çalıştık.

İftarlarda eş-dost, akraba ve komşularımız ile rızkımızı üleştik; paylaşmanın mutluluğunu yaşadık.

Zekat, fitre, fidye ve sadakalarımızı ihtiyaç sahiplerine ulaştırdık; toplumda ‘zengin-fakir köprüsünü’ / dayanışmasını kurduk.

Fakirlerin, yetimlerin, kimsesizlerin, öğrencilerin bir nebze de olsa yaralarını sarmaya, ihtiyaçlarını gidermeye çalıştık.

Ramazan ayının bize kazandırdığı en büyük hasletlerden birisi de ‘manevî arınma’dır. Îtikaf ibadeti ile nefislerimizi terbiye ettik.

Büyük bir özlemle ‘Bin aydan daha hayırlı olan’ Kadir Gecesi’ni ihya ettik. Tüm hata ve günahlarımızı sevgisi, bağışlaması ve merhameti bol, ‘settar-ûl uyûb’ olan Rabbimize arz ettik; yalnızca O’ndan tevbe – istiğfar diledik.

Şimdi de maddi-manevi ibadetlerimizin bir mükâfatı ve Mevla’dan Müminlere hediye Ramazan Bayramı… Elhamdülillah.

Bayram denilince ilk aklımıza gelenler: sevinç, mutluluk, neşe, gülmek, eğlenmek, hoşça vakit geçirmek, şeker, tatlı, hediyeler, sıla-i rahim, ziyaretler…

Müslümanların iki dinî bayramı vardır: Kurban Bayramı ve Ramazan Bayramı.

Bayram arapça bir kelimedir ve  “‘ıyd” kelimesinin karşılığıdır.

Kuran-ı Kerim'de "bayram" kelimesi sadece bir sûrenin bir ayetinde geçer: "Maide" suresinin 114. ayetinde: “Meryem oğlu İsa da “Allah’ım! Bizim üzerimize gökten bir sofra indir de ilkimizden sonuncumuza kadar bir bayram/sevinç ve Sen’den de bir mucize (âyet) olsun. Bizi rızıklandır. Çünkü sen rızık verenlerin en hayırlısısın” dedi.

Hz. İsa’nın duasında yer alan ve “bayram, sevinç, ziyafet” diye çevrilen îyd kelimesi “dinî, millî, yöresel bayramlar veya belirli zamanlarda yapılan toplantılar ve sevinçlerin paylaşıldığı özel günler” anlamındadır.

Hadislerde nakledildiğine göre, Hz. Muhammed, Mekke'den Medine'ye hicret ettiğinde Medine'de yaşayan İranlıların "Nevruz" ve "Mihrican" kutlamalarını görmüş. Bu folklorik kutlamaların İslam cemaatinde "ümmetin tevhid inancına” ters düşeceğini düşünerek, Ramazan ve Kurban Bayramları’nın bu kutlamaların yerini almasını tavsiye etmiştir.

Peygamberimizin uygulamasında Ramazan orucunun sona erdiğinin ifadesi olarak sabahleyin, bayram namazından önce şeker veya hurma gibi tatlı bir yiyecekle “iftar edilmesi” sünnet ve/ya müstehap kabul edildiği için bu bayrama “Fıtır Bayramı” ve  “Şeker Bayramı” diye de söylenmiştir.

Osmanlı Devleti döneminde bayram merasim ve şenliklerinin bir kanun ile tanzimi Fatih Sultan Mehmet Han'ın eseridir.

Bayramlar ilahi fırsat günleridir. Herkes niyetine ve ameline göre heybesine sevap veya günah doldurur.  Herkes hak ettiği bayramın hazzını / mutluluğunu yaşar.

Bayramlar, Allah’ı zikretmek: tekbir; Peygamberimize dua: salavat; Müminlerle ziyaretleşme: sıla-i rahim’dir.
Ramazan Bayramı kimlerin bayramıdır? Kimler bu bayramı kutlamayı hak etti?

Elbette Allah’a iman eden samimi Müminler hak etti. Nice, ben Müslümanım deyip de saygısızca oruç yiyen, namaz kılmayan, zekat ve fitreden habersiz insanlar vardır.

Bu nedenle Ramazan Bayramı imsaktan iftara kadar yemeyip içmeyip Allah’ın emir ve yasaklarına bağlı kalan Müminlerin bayramıdır.

Bayram deyince çocukları hatırlarız. Bayramlar, sevindirdiğimiz çocuklar kadar bize mutluluk verir. O yüzden çocukları şekerle,  parayla, hediyelerle sevindirelim. Onların minik ellerini boş çevirmeyelim.

Aile içinde bayramlaşmayı çocuklarla beraber yaşa(t)mak önemlidir; aileye bereket, mutluluk getirir. Çocukların unutamayacağı güzel bayram anıları yaşamasına sebep olur.

Bayramda bayramlaşmayıp tatile gitmek; oruca, bayrama,  Ramazan’a saygısızlıktır. Bayramlar tatil günleri değil; birlik-beraberlik, kaynaşma-dayanışma, eş-dost-akraba, konu-komşu ile ziyaretleşme ve ‘cem olma’ günleridir.

Bayramda akraba ile, komşularla, çevrendeki din kardeşlerin ile bayramlaşmak Peygamberimizin (sav) sünnetidir. Biz Müminlere de bu sünnete uymak düşer.

Ramazan’ı hakkıyla yaşayan kardeşlerimin Ramazan Bayramı’nı kutluyorum.

Rabbim, bizi dünyası ‘Ramazan’,  ahireti ‘Bayram’ olan Mümin kullarından eylesin inşallah.
 

Yorumlar 3
Melisa 28 Nisan 2023 14:48

çok güzel olmuş elinize emeğinize sağlık

Emir 26 Nisan 2023 10:30

Bayram hakkında güzel bir okudum. teşekkür ederim.

Gül yüsra karakuş 24 Nisan 2023 09:26

yazıyı çok beğendim bilgi verici

Yazarın Diğer Yazıları