Adnan EVSEN

HATAY' da ÖLÜMLER NEDEN FAZLA?

Adnan EVSEN

Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü verilerine göre, ülkemizde 2023 yılında 58 881 adet deprem olduğu açıklanmıştır. Şu yanlış algıyı düzeltmekte fayda var. Herhangi bir kastımız olmamakla birlikte, herhangi bir fay üzerinde olan depremi genellikle o şehre mal ederiz. Kayseri’de deprem oldu gibi… Aslında şehirler deprem üretmezler. Şehirlerin içinde veya yakınında yer alan diri faylar deprem üretirler. Meydana gelen depremde o ilin hanesine yazılır. Bizim ülkemiz maalesef bir deprem ülkesidir ve sık sık depremler olmaktadır. Sizlerin de tahmin edebileceği gibi, ülkemizde 2023 yılında en çok deprem Kahramanmaraş il sınırları içerisinde yer alan diri faylar üzerinde meydana gelmiştir.

Yapılan değerlendirmelere göre yakınından veya içinden fay geçen Kahramanmaraş ilinde 20 761, Malatya’da 16 002, Adıyaman’da 6 119, Adana’da 5 097, Hatay’da 3 438, Gaziantep’te 2 273, Elazığ’da 1 745, Osmaniye’de 873, Kilis’te 9, adet olmak üzere toplam 56 317 adet deprem meydana gelmiştir. 2 564 Adet deprem ise, 11 il olarak belirlenen deprem bölgesi dışındaki yerlerde meydana gelmiştir.  
6 ve 20 Şubat depremlerinden sonra Hatay’da 23 065, Kahramanmaraş’ta 12 622, Adıyaman’da 8 387, Gaziantep’te 3 897, Malatya’da 1 393, Osmaniye’de 993, Adana’da 454, Diyarbakır’da 414, Şanlıurfa’da 340, Kilis’te 74, Elazığ’da 5, Mardin’de 1 kişi deprem zararlarından dolayı hayatını kaybetmiştir. 

Ülkemizi kara bir yasa boğan depremler 6 Şubat 2023 tarihinde sabah saat 04:17 de, 7.7 Mw büyüklüğünde Ölüdeniz Fay Zonunun Narlı segmentinde başladı.  Narlı segmentinde başlayan deprem, ani bir sıçrama hareketi ile 510 yıldır kırılmayan Pazarcık segmentini kırmaya başladı. 90 Kilometre uzunluğunda olan Pazarcık segmenti kırılırken, Hatay iline doğru uzanan 145 km. uzunluğundaki Amanos segmenti ve Malatya iline doğru uzanan 50 km. uzunluğundaki Erkenek segmentini de kırdı. Bu üç segment fayın kırılma süresi 100 saniye olarak kayıtlara geçti. Narlı fayında başlayan ilk depremden sonra yaklaşık 9 saat 7 dakika sonra saat 13:24 de Elbistan merkezli Çardak Fayı 7.6 Mw büyüklüğünde kırılmaya başladı. 60 Km uzunluğundaki Çardak Fayı ile birlikte, Malatya şehrine doğru uzanan 60 km uzunluğundaki Doğanşehir Fayı da 45 saniyelik süre içerisinde kırılmış oldu.  
N

ihayetinde 20 Şubat günü Defne merkezli 45 km uzunluğundaki Antakya Fayı da, 20 saniyelik süre içerisinde kırılarak deprem üretti.  6 ve 20 Şubat günü meydana gelen bu üç büyük deprem ile daha sonraki sürede meydana gelen artçı depremler nedeniyle toplam 53 537 vatandaşımız hayatını kaybetmiştir. 

7.7 Mw büyüklüğünde 6 Şubat günü başlayan deprem silsilesi, 20 Şubat gününe kadar devam etti. Toplam üç büyük deprem dışında 6.0 Mw, 6.4 Mw ve 6.7 Mw büyüklüğünde üç büyük artçı depremlerden dolayı bölge ağır bir şekilde hasar gördü.  
6-20 Şubat tarihleri arasında ülkemizde meydana gelen depremlerden dolayı Hatay ilinde 23 065 vatandaşımız hayatını kaybetmiştir. Hâlbuki ki; insan ölümlerine sebebiyet veren bu üç büyük depremin en küçüğü (6.4 Mw) Antakya segmentinde (Hatay) ilinde olmuştur. Deprem büyüklüklerine ve sayılarına bakılarak yapılan değerlendirmede, en fazla ölüm olayının Kahramanmaraş ve Malatya illerinde olması beklenirken, en fazla ölümün Hatay, Kahramanmaraş ve Adıyaman illerinde gerçekleşmesi, dikkatleri bu şehirlere çekti. 

6 Şubat günü deprem oluşturan diri fayların çoğunluğunun Kahramanmaraş il sınırlarında olması, bu şehirde meydana gelen ölüm olaylarının anlaşılabilir olduğu yorumlayabilir. Hatay ve Adıyaman illerinde ölüm olaylarının bu kadar çok olmasının sebeplerini de beraberce irdeleyelim. 

Hatay ilinin jeolojik yapısına baktığımızda çoğunlukla Asi Nehrinin sürükleyerek oluşturduğu tutturulmamış taneli birimlerden, yani yumuşak zeminden meydana geldiği anlaşılmaktadır. Herhangi bir iş makinasına ihtiyaç duyulmadan kazma, kürek veya el ile kullanılan iş aletleri vasıtasıyla sökülüp, kazılabilen zeminlere yumuşak zemin denilmektedir. Yumuşak zeminlerin jeolojik yapısı incelendiğinde zemini oluşturan tanelerin birbiri ile tutturulmamış olduğu,  sertleşmenin henüz sağlanamadığı, bünyesinde kumlu, killi ve siltli seviyeleri de bulunduran bir yapıya sahip olduğu anlaşılmaktadır. Bu tür yumuşak zeminlerde yeraltısuyu eğer yüzeye yakınsa bir deprem anında sıvılaşma sorunu ortaya çıkmaktadır. Hem Adıyaman, hem de Hatay ili depremler anında sıvılaşma sorunu yaşayan illerimizin başında gelmektedir. Bu anlamda her iki il de benzer jeolojik koşullara sahiptir.

Zemin sıvılaşması ya da zeminde sıvılaşma ise, yeraltısuyu seviyesi altındaki tabakaların geçici olarak mukavemetlerini kaybederek, katı yerine sıvı gibi davranış sergilerler.  Yani ayak bastığımız yer, bir katıdan ziyade içerisine su doldurulmuş bir balon gibi davranmaya başlar. Sıvılaşma olayı deprem gibi dinamik yükler altında, gevşek taneli zeminlerde (kumlu-siltli zeminler) görülen bir olaydır.

Sıvılaşmaya müsait yumuşak zeminler yapı temeli açısından çok sorunlu ve üzerine asla yapılaşma istenmez. Yumuşak zeminler; deprem sırasında genlik büyütmesine sebebiyet veriler. Yani hasar oluşturan deprem dalgalarının bu tür yumuşak zeminlerde daha fazla süre kalmasını sağlarlar. Eğer bir deprem dalgası yumuşak zeminlerde genlik büyütüyorsa hasarın daha fazla olmasını sağlıyor demektir.  Bu yüzden herhangi bir genlik büyütmesine maruz kalmamak için, kayalık alanlar yerleşim yeri olarak tercih edilirler. 
Bir deprem anında yumuşak zeminde yer alan kumlu seviyeler, yanal ve düşey hareket sebebiyle kum fışkırmasına sebep olur ki, bu durum o yerdeki statik yapıyı bozar. Böylece; yumuşak zemin üzerinde istediğiniz sağlamlıkta ve kalitede konut yapmış olsanız bile, bir deprem anında binanız ya batar, ya öne, ya arkaya, ya da yanlara doğru devrilir. Sıvılaşan zemin üzerinde yere batan veya devrilen binanız artık kullanılmaz hale gelir. 

6 Şubat günü başlayan ve 20 Şubat’a kadar devam eden hasar verici depremlerde en çok ölüm olayının Hatay ve Adıyaman illerinde olmasının temel sebebi, imara açılan yerlerin yumuşak zemin özelliği göstermesi ve deprem anında dayanım parametrelerini kaybetmesidir. 

Hatay’da yumuşak zemin oluşmasına sebep olan Asi Nehri’dir. Seyhan, Ceyhan, Dicle, Fırat, Kızılırmak ve Asi Nehri gibi büyük akarsular tarım yapılabilen düz arazilerin oluşmasında ve yeraltısuyu depolanması açısından oldukça önemlidir. Ancak bu tür zeminlerin olduğu yerlerin imara açılması da son derece sakıncalıdır. 

“…Efendim ben imara açtım oldu, hem deprem dediğiniz nedir ki tekrarlanma süreleri 100 yıllardan daha fazla…” diyorsanız, bundan sonra muhtemel olacak depremlerde daha çok canlar için Fatiha okuyacağız demektir. 

6 Şubat 2023 bizim için bir milat olsun. Bundan sonra dere yatakları üzerine, sıvılaşan zeminler üzerine, fay hatları üzerine konut yapılmasın, imara açılmasın. Hala bu tür sıvılaşan zemin ve fay hatlarını imara açmakta ısrar edenler olursa, bunlar hakkında bilerek ölüme sebebiyet vermekten cezai müeyyide uygulansın. 

6 Şubat 2024 günü Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanımız Sayın Mehmet Özhaseki, afet riski altındaki alanları imara açanlar için cezai işlem geleceğini TV kanallarından herkesin duyabileceği şekilde söyledi. TV kanallarından açıkça ilan edilen bu konuşmanın bir an evvel yasalaşması ve uygulamaya konulması gerekir. Eğer bir fayda olacaksa Kayseri adına TBMM’de bizleri temsil eden siyasi partilerin temsilcileri bu işin peşinde olmalılar. Bu kanun düzenlemesinin çıkmasını sağlamalılar. 

Unutmayın; deprem olduğu zaman kimsin, nesin diye sormuyor. Sıvılaşan zeminleri imara açarak deprem gibi doğal bir olayı, afete dönüştürmeyelim. 


 

Yazarın Diğer Yazıları